GİZEMLİ KUTU

16 1 0
                                    

Nasıl başlarlar masallara; bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben annemin beşiğinde tıngır mıngır sallanırken ismi Nil olan bir kız; adı gibi bereketli, gözleri gibi mavi, saçları gibi dalgalı Kaleköy kasabasının hemen yanından geçen, kasabaya türlü türlü güzellikler kazandıran, kasabalıların "Küçük Nil" dedikleri derenin kenarında üstü yosun tutmuş, küçücük ama insanı bakınca etkisi altına alan büyülü bir kutu buldu. Nil küçük kutuyu eline aldı, evirdi çevirdi kutuyu açmaya çalıştı ama bir türlü beceremedi. Kutu onu öyle bir büyülemiş, meraklandırmıştı ki akşam olup annesi onu çağırana kadar uğraştı durdu.

Akşam yemeğini yeyip, odasına yeniden girer girmez eline kutuyu alıp incelemeye başladı. Kutunun tamamı kahverengi renkteydi ve üstten bakınca bir tahta parçasını andırıyordu. Kenarlarında belli belirsiz yaldızlı papatya figürleri, ortasında ise uçan bir serçe kuşu şekli vardı. Garip bir şekilde kuş ona ürkütücü gelmiş, kutuyu hemen oturduğu pencere kenarına bırakmış, yatağına doğru yürümeye başlamıştı. Derken; arkasında beliren bir ışık, gölgesini önüne düşürmüştü. Küçük kız hemen arkasını dönüp ne olduğuna baktığında kutunun tam ortasına düşen ayışığını gördü. Işık gittikçe büyüyor, odanın her yerini aydınlatıyordu. Öylesine büyük bir hâl almıştı ki Nil artık kutuyu göremez olmuş, 7 yaşındaki küçük kız korkuyla duvara dibine yaslanmış, pür dikkat kutuya bakıyordu... Zaman geçti (Nil için yedi senelik ömrünün hepsi gerçekte ise 30 saniye kadar), ışık azaldı ve kutunun üzerinde ki kuş Nil'in odasında havalanıp uçtu ve teni süt kadar beyaz, gözü çimen gibi yeşil, saçları gri, tırnakları uzun, üzerinde incecik krem rengi kısa elbisesi olan, vücudu büyük oranda kadın vücudunu andıran, bir canavara göre fazlasıyla zarif bir yaratığa dönüştü. Efsunlu sesiyle Nil'e seslendi. Ona hayatı boyunca aklından çıkmayacak, anlamını bilmediği o kelimeleri söyledi. Küçük kızın gözleri fal taşı gibi açılmış, olduğu yerden doğruca pencere kenarındaki büyülü kutuya bakıyor, korkudan tir tir titriyordu. Yaratık yeniden kutunun üzerindeki yerini alırken Nil'i kulaklarında hâlâ aynı ses vardı. " E sorona aze Nimessiya, Ares."

İşte masalımız böyle başladı 14 senelik bir ara verdi ve bugün kaldığı yerden devam ediyor...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NİMESSİYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin