"off anne şu alarmı niye kurdum ben ya" annem terliğini üzerime fırlatıp "iş olsun diye okul var da o yüzden" doğru ya off yine unuttum bu gün kahvaltı yapmadan okula gittim tam sınıfıma girecekken bir çocuğa çarptım "sen göğsünde taşmı taşıyorsun" kafamı kaldırdığımda bana ters ters bakan bir çocukla karşılaştım boyu benden uzundu "bana bak ufaklık sabrımı zorlama zaten kendin bana çarptın" ben bu lafın altında kalırmıyım kalmam "ben ufaklıksam sende sı-rık-sın boyuna bakta konuş boş beleş" "ben Sırık olduğum kadar yakışıklıyım da sen boyunun küçüklüğü yetmezmiş gibi bir de çirkinsin" ben bu lafın altın dada kalmam "biliyormusun geçenlerde bir atasözü buldum uzaktan davul sesi hoş gelir yakından davul sesi ise boş gelir" çocuk boyumuzu eşitleyip "bende daha yeni bir atasözü keşfettim komşu komşunun külüne sende akılının beynine muhtaçsın" bu çocuk şimdi bana lafmı soktu biraz topuğumu kaldırıp "malesef ki benim yeterince beynim var istersen sana biraz verebilirim" tabi daha cevabını veremeden irem arkadaşım beni kurtardı "aaa sen mi geldin Melis hadi gel sınıfa geçelim" biz sınıfa girdiğimiz de arkamda ki çocuk "emre abi yeni kızla derdin ne bak okulun ilk günü bu kızla muhattap olup kendini ateşe atma" demek ismi emre boş beleş işte ne olacak
Emre'nin anlatımıyla
Bu kız resmen bana laf sokmuştu ismi de Melis imiş boş beleş işte ne olacak
Melisin anlatımıyla
İlk ders hoca "çocuklar dünyanın en uzun hayvanı kimdir" dedğinde parmağımı kaldırıp "emredir hocam" tüm Sınıf kahkaha atarken o bana yine ters ters bakıyordu bende ona aynı şekilde bakıyordum teneffüs çaldığında irem sınıfta kaldı ben kalırmıyım kalmam bir banka oturup kafa dinlemeye çalıştığım sırada bir çocuğun teki yanıma gelip "selam" dedi bende pozisyonumu düzeltip "ne var" dedim "tanışalımmı" bu çocuğun beynin de problem var "ismim Melis" "benim ismimi sormayacakmısın" "söyle" "ismim deniz" osmom donoz banane ya "tamam şimdi yanımdan gidermisin" çocuk yanımdan giderken emre denen çocuk bana pis pis bakıyor du sanki çokta tın emre denen çocuk yanıma gelip "sen sabah bana en uzun hayvan demiştin demi" hee dedim saane "evet zorunamı gitti" çocuk kolumu tutup beni arka bahçeye götürdü aslında umrumda değildi çünkü bana zarar veremez beni duvara fırlatıp "bana bak iki karış boyun var türlü türlü huyun var beni hasta etme" off klişe laflar "hasta olursan yol orda beni alakadar etmez hem iki karış boyuma bakıp türlü türlü laflar söyleyen sensin o yüzden hiç boş yapma" çocuğun gözündeki öfke ap açık ortadaydı ama çokta tın çocuğu itip arka bahçeden çıktım ikinci ders emre ve denizin çatıya çıkacağını duydum o sebepten tenefüste bende çatıya çıktım bir tuğlanın kayması ile ben de kaydım ve neredeyse düşecekken sıkıca çatıdaki bir tuğlaya tutundum bir anda karşıma emre ve deniz çıktı deniz "abi sen gitme zaten görmüyormusun burası çok dik sende düşersin" emre gözlerime bakıp "eğer gitmessem kız düşecek hem itfaiye gelene kadar kızın elleri dayanmaz" ne yani şimdi bu Sırık bana yardımmı edecek hayıııırrrr düşeceğim sırada bir el beni sıkıca tuttu o elin sahibi emre di beni çeker çekmez onun üzerine düştüm uzun uzun bir birimize baktık sonra deniz bilerek ses çıkardığı için bir birimizden ayrıldık biz niye öyle bir birimize baktık ki off bir gün normal bir şey geçirsem şaşarım sınıfa geçeceğim sırada bir kol beni kendine çevirip kendi bedeni ve duvarın arasına sıkıştırdı
◆◆◆
Canlarım benim bu benim yazdığım ve yayınladığım üçüncü kitabım umarım beğenirsiniz şimdiden söyleyeyim bölüm ile ilgili yorumları istiyorum yoksa bu kitabı yazmayı bırakırım her bölümde en az bir yorum olsun lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık
Mystery / Thriller"off anne şu alarmı niye kurdum ben ya" annem terliğini üzerime fırlatıp "iş olsun diye okul var da o yüzden" doğru ya off yine unuttum bu gün kahvaltı yapmadan okula gittim tam sınıfıma girecekken bir çocuğa çarptım "sen göğsünde taşmı taşıyorsun"...