( Medyadaki alaz karan arkadaşlar, ilk bölümü kısa yapmak istedim ama diğer bölümleri artık biraz daha uzatacağım.)Babam ve annem öldürüldükten sonra arkasında bana büyük bir miras bırakmıştı. Bundan kimseye bahsetmemistim. Sadece çalışarak bu yerlere geldiğimi biliyorlardı. Bundan sadece aselin tek haberi vardı. Zaten aselden başka kimsem yoktu. Amcam denen şerefsiz vardı ama eşiyle beraber beni evlerinde istemediler. Amcam ve yengem bana ve aileme içlerinde büyük bir nefret besliyorlardı. Bende onlara karşı boş değildim. İçimde onlara karşı büyük bir nefret vardı. Belki de ailemin ölümüyle ilgili içinde bir burunları vardı. Dur bi dk ya daha önce neden gelmedi aklıma. Babamla amcamın arasında birşeyler vardı emindim. Çünkü babamla sürekli kavga ederlerdi. Mirastan bahsederlerdi ama açık bir şekilde konuşmazlardı. Ohhh bu düşünceleri düşüne düşüne daraldım. Bu konuyu asele danışmam lazım.
Restorana geleli yarım saat olmuştu.
Müşteriler sürekli gidip geliyorlardı. Çalışanlar da servisleri yetiştirmeye çalışıyorlardı. Bu ortamı seviyorum.
Bir kaç saat sonra müşteriler azalmaya başladı. Ben de bir saat sonra restoranı kapatırdım. Aradan biraz daha vakit geçtikten sonra çalışanlar çıkma vakti gelmişti. Onlar yavaştan çıkarken ben tek kalmıştım. Etrafı biraz topladıktan sonra tam çantamı masadan alacakken içeriye 4 tane Adam girdi. Hepsi siyah takım elbiselilerdi. Birisi kapının önünde bekliyordu. Kapıyı açık tutmuştu. Ardından kaslı, karizmatik bir adam girmişti." buyrun ne istemiştiniz."
" benimle geliyorsun. Küçük hanım."
" ne demek seninle geliyorum. Çıkın gidin yoksa polis çağırırım. "
" hhh, gözlerim yaşardı, hemen gidiyoruz. Alın kızı arabaya götürün."
" durun! Dükkanı kapatayım. "
Dükkanın camlarını kapattıktan sonra perdelerini indirdim. Koluma çantamı taktıktan sonra dışarıya çıktık. Dükkanı da kilitledikten sonra iki Cüsseli adam kolumdan tutup arabaya koydular. O adam önceden binmişti arabaya. Ismini bilmiyordum. Ona sadece siyah saçlı adam diyecektim. Ismini öğrenene kadar, Koltuğa oturalı çoktan araba çalışmıştı. Arkada sadece o siyah saçlı adam ve ben tek vardık. Tam karşımda oturuyordu.
" benden ne istiyorsun. Hatta doğrusu neden alıkoyuyorsun. "
" sadece intikam, hesap verme vakti geldi. "
" ne intikamı, ne hesabı dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. "
" gidince görürsün. "
" bırak beni hemen, sen kimsin de hesap soruyorsun benden, içinde ne intikam var bilmiyorum ama benimle hiçbir ilgisi yok."
" masumum diyorsun yani. Evet masum olabilirsin ama yakınından birisi o kadar da masum değil. Hatta hiç masum değil. " sondaki cümleyi sinirle tıslayarak söylemişti. İçimde ona karşı bir korku vardı. Siyahi bakışları esir altına alıyordu insanı.
" kim, hangi yakınım söylesene. "
" kes sesini, o çeneni kapalı tut. Yoksa hiç görmediğin tarafımı gösteririm. İnan ki senin için hiç iyi olmaz. "
1 saat sonra büyük, etrafı çitlerle kaplı, ormanlık alandaki malikanenin önünde durduk. Arabadan siyah saçlı adamın sürüklemesiyle indim. Bileğimi öyle sıkıyordu ki canım acıyordu. Bileğimi kendime çekmeye çalışsamda izin vermiyordu. Evin içine girdiğimizde zemin kat olan yere indik. Beni bir odanın içerisine tıkıp ardından çıktı ve kilitledi. Adım seslerini duyunca gittiğini anladım. Oda incelediğimde sadece 1 tane yatak, giysi dolabı, yatağın yanında küçük komodin ve yatağın karşısında da makyaj masası vardı. Odada küçük bir oda vardı orayı açtığımda lavabo ve banyo vardı. Buradan bir an önce çıkmam gerekli cebimden telefonumu çıkartıp, aseli aramaya başladım. Şerefsiz telefonumu almayı unutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alazın Güzeli
RandomBen geri gittikçe o üzerime gelmeye devam ediyordu. Ne kadar güçlü olsam da cesaretli olsam da ondan korktuğumu ona karşı gelemeyeceğimi biliyordu. İçimde ona karşı tuhaf bir duygu vardı. Onu ilk gördüğümden beri üzerimde sadece korkuyu hissettirmiş...