Alazın Güzeli

3. bölüm

( Medya anasta, gerçek ismi Anastasia Cebulska)

Her sabah köpeğim mochi nin üzerime atlayıp, havlamasıyla uyanırdım ama şuan sadece çalışanlardan birinin seslenmesiyle uyandım. " efendim! Hadi uyanın. Kahvaltı hazır. Alaz bey sizi aşağıda bekliyor. "

" sen gidebilirsin. Ben şimdi inerim. " çalışanın inmesiyle ben de yataktan kalktım. Dolaba ilerleyip kapağını açtım. İçinde çeşit çeşit kıyafetler vardı. Dün pijama alırken hiç dikkat etmemiştim. İçlerinden alt ve üst alıp yatağın üzerine koydum. Ardından banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Banyoda işimi bitirdikten sonra üzerimi giyindim.

Saçlarım ise düzdü, sadece tarayıp merdivenlerden aşağıya adımladım. Salona geldiğimde alaz kahvaltı yapıyordu. Ben de sofraya oturup kahvaltı yapmaya başladım. Sessizdi. Ben yokmuşum gibi soğuk davranıyordu. Gerçi ne bekliyorsun ki sana iyi davranmasını mı? Yalan, ondan da bekleyen yok zaten bir an önce buradan kurtulmam lazım. Hiçbir suçum yokken beni burada zorla tutuyordu. Babamın masum olduğunu kanıtladıktan sonra gideceğim. " benim işim var. Çıkacağım birazdan, 2 arkadaşım gelecek buraya. Onlar sana gözkulak olacaklar. Eğer bir yanlışını görürsem, elimden çekeceğin var. "

Sesimi çıkarmadım. Bugün onunla yüz yüze gelmek istemiyordum. Konuşmak dahi istemiyordum. Sadece kafa salladım. Masadan kalkıp, bustiyerden ceketini alıp dışarıya çıktı. Ben de karnımı doyurduktan sonra içeriden 2 çalışan adımladı salona, ikisi de sofrayı toplamaya başladılar. Benim gözümün önünde iş yapan birini görünce içime sinmezdi. İllaki ben de yardım edecektim. İçim rahat etmezdi. Ben de elime birkaç tabak almamla çalışanlardan biri araya girdi. " Anasta hanım! Siz durun lütfen, biz toplarız. "

" olur mu öyle şey. Sadece toplamama izin verin. "

" peki, efendim"

Sofrayı toplamada onlara yardım ettikten sonra salona geçip koltuklara oturdum. Bir süre sonra kapı zilinin çalmasıyla ayağa kalktım. Tam o sırada da çalışan mutfaktan çıktı. " sen dur. Ben bakarım. "

" peki, efendim"

Kapıya uzanıp açtım. Karşımda daha önce hiç görmediğim 2 kız vardı. Sağda duran benimle aynı boyda suratı çok soğuk bakıyordu. Bunlar alazın dediği arkadaşları olmalıydı. Solda duran kızda minyon tipli cana yakın, tatlı bir kıza benziyordu. " Hoşgeldiniz, siz alazın arkadaşı olmalısınız. Buyrun içeriye "

Minyon tipli olan kız tam birşey söyleyecekken, soğukkanlı olan kız lafa girdi. " Evet, doğru bildin. Bizler alazın arkadaşıyız. Şimdi önümüzden çekil. İçeri girmek için senden izin alacak değiliz. "

Minyon tipli kızı beklemeden omzuma çarpıp içeriye girdi. Ben ne diyorum, o ne diyor ya. Banane istediğiniz gibi içeri girin. Sanki içeri almıyorum sizi. Alazın arkadaşları işte ne olacak. Cana yakın samimi mi bekliyordun anasta. Minyon tipli olan kızda içeriye girdikten sonra bana elini uzattı. " merhaba ben selin, sen onun kusuruna bakma. Aramıza yeni birinin gelmesini istemiyor. Aslında o da çok cana yakın, tanısan seversin. Sana soğuk gelen kızın ismi de Asya, çok konuştum ama burada neden tutulduğunu biliyorum. Senin suçsuz olduğunu biliyoruz. bu aramızda kalsın. Emre ve mert alazın sana bir zarar vermemesi için uyarıyorlar ama alazın inadı çok pis olduğu için sözümüzü geçiremiyoruz. " şuan ne diyeceğimi bilemiyordum. Bunlar arkadaş olarak kaç kişilerdi ki, öyle dik dik bakmaktan vazgeçip ben de kendimi tanıttım. "  Ah ben de Anasta, tanıştığıma memnun oldum. Peki emre ve mert kim? "

" onlarda bizim gruptan, 5 arkadaşız. Ben Asya, alaz, emre, ve mert "

" hmm neyse, salona geçelim. Ayakta kaldın. "