Chuuya Nakahara hiç hissetmediği kadar yorgun hissediyordu. Sokakta adeta bir zombi gibi yürüyor, vücudunun daha fazla dayanamayacağını düşünmeye başlıyordu.
''Hadi ama chuuya''
diye geçirdi içinden
''Sen kimlerle savaşıyorsun, aptal vücudunu eve kadar taşıyabilirsin herhalde.''
Gözleri yavaş yavaş kapanırken sonunda vücuduna ve yorgunluğuna yenik düştüğünü anlamıştı, bayılıyor muydu ölüyor muydu ayırt edemiyordu. Fakat eğer ölüyorsa, Dazai'ın ölüme neden bu kadar takıntılı olduğunu anlayabilirdi. Bu çok huzurlu hissettiriyordu...
''Chuuya''
''Chuuya''
Chuuya kendine seslenen ve oldukça tanıdık yumuşak ses tonuyla yavaşça gözlerini açtı, dün en son sokakta yere yığıldığını hatılıyordu, şimdi ise ona çok yabancı olmayan bu yerdeydi ve (ne de olsa eskiden nerdeyse her gün burdaydı) yanına uzanmış ve ona seslenen Dazai'yı görüyordu. Bir dakika ne?! YANINA UZANMIŞ MI?!! Aniden irkilerek doğrulan Chuuya mallaşmış bir şekilde hala yatakta uzanan Dazai'ya bakıyordu
''Niye gelip yanıma yattın lan bandaj israfı?!''
''Haha daha yeni uyanmana rağmen bakıyorumda yine bütün enerjini toplamşsın chibi :)''
Dazai ona son derece sinir bozucu bir gülüş ile bakarken Chuuya o an başının fazlasıyla acıdığını fark ederek kafasını ellerinin arasını aldı.
''off ne kadar zamandır uyuyorum lan ben..''
''Açıkçası bunları bir kenara bırakta, dün akşam marketten döndüğümde merdivenlerimin önünde bayılmış olarak bulmayı beklediğim son kişiydin sanırım, haha''
Onun merdivenleri mi..? Chuuya neden Dazai'ın evine geldiğini hatırlayamaıyordu, hatırladığı tek şey kendi evine gitmeye çalıştığıydı.. Her neyse sanırım artık bunun bir önemi yoktu.
Yataktan doğrulup kendi giysilerini giymediğini fark etmesi biraz zaman almıştı (Dazai onun için ona pijama giydirmişti ve bunlar Chuuya için oldukça uzun olduklarından komik duruyorlardı)
Chuuya yataktan doğrularak hala uzanan ve onu izleyen Dazai'yı görmezden gelerek mutfağa yöneldi.
2 dakika kadar sonra arkasından gelen Dazai ona 'ne yapıyorsun?' Diye sorana kadar açıkçası pek bir sıkıntısı da yoktu.
''Bize kahve yapıyorum, görmüyor musun?''
''Onu kast etmedim bir anda mutfağa girip sanki burası kendi evin gibi kahve yapmaya başladın da, ondan demiştim..''
Tabii ya, ne düşünüyordu ki. Aptal Chuuya, diye geçirdi içinden. Sen hala eskisi gibi onun evini sanki kendi evinmiş gibi kullanabileceğini mi düşünmüştün.
''Özür dilerim''
Diyerek ellerini hemen kahve makinesinden çekti Chuuya. Ve hızlıca üstünü giyinerek orayı terk etti.
Dazai arkasından sadece bakakalmıştı. O sadece takılmak istemişti fakat Chuuya bunu ciddiye almıştı. Dazai düşününce Chuuya'nın bunu neden ciddiye aldığını çok daha iyi anlamıştı aslında, tabii ya. Salak Dazai diye söylendi kendine, ne geçiriyordun ki aklından. Chuuya'nın fazla uzaklaşmadığını umarak balkona çıktı, şükürler olsun ki hala sokağı dönmemiş Chuuya'ya seslendi.
''HEY CHİBİ!! NEREYE? KEŞKE KAHVELERİ--''
Ama Dazai daha sözlerini bitiremeden Chuuya onu duymazlıktan gelerek çoktan sokağı dönüp görüş açısından çıkmıştı.
Bulduğu ilk ara sokağa giren Chuuya oraya öylece çöktü, göz yaşlarını tutmakta çok zorlandığını hissediyordu. Aptal Dazai, aptal geçmiş, aptal anılar diye söylenmekten kendini alamıyordu. Onu hiç bir şey demeden terk ettiği ve öylece yüz üstü braktığı için eskiden ne yaşanmış olursa olsun Dazai'ı affetmeyecekti. Ondan nefret ediyordu fakat ona özlem duymaktan daha çok nefret ediyordu. Dazai gittiği gün tek dostunu da öylece kaybetmiş, bütün anıları ve yaşanmışlıkları unutmak ve bütün bunca zaman hissettiği bütün bu boşluğu, yalnızlığı kendi içinde tutmak zorunda kalmıştı. Hayır. Bütün bunlar için onu affetmeyecekti. Fakat neden o gece ona gidiyordu, kendi evine gitmeye çalıştığını sanıyordu. Chuuya hatırlayamıyordu fakat hah, olan o ya, bir zamanlar Dazai'ın veya onun evi kavramları yoktu. Evdi ve kimin evinde olunursa olsunsun kendi evleri gibiydi.. Kendini toparlamalıydı ama. Şu an bütün bunlar için ayıracak vakti yoktu, sonuçta hepsi Dazai ile birlikte geçmişte kalmıştı, değil mi? Chuuya yavaşça doğrularak yüzünden akan bir kaç damla göz yaşını sildi ve kendi evinin yolunu tuttu. Gerçekten bir şeyler yemesi gerekiyordu, kendine gelmeliydi.
Dazai ise sadece Chuuya'nın arkasından öylece bakakalmış, yavaşça gözden kaybolmasını izlemişti.. İçeri girdikten sonra mutfak tezgahının üstünde ki kahve fincanlarına bakmıştı öylece. Chuuya her zamanki gibi önce onunkini hazırlamıştı. Dazai mutfaktan çıkıp salonda ki koltuklardan birine oturmuş ve başını ellerinin arasına almış, bütün vücudunu kaplayan o tuhaf, kötü pişmanlık duygusunu bastırmaya çalışıyuordu, aynı 4 yıldır yapmaya çalıştığı gibi. Kunikida'yı arayarak, bütün azarlara rağmen o gün gelmeyeceğini söyledi. Hayır, bu gün onun günü değildi. Chuuya 4 yılda çok değişmiş, resmen bambaşka biri olmuştu. Dışarıdan bakınca hala eskisi gibiydi, sinir bozucu, enerjik ve kısa fakat Dazai fark edebiliyordu, Chuuya'nın duygu ifadelerinin silikleştiğini. Dazai artık onun suratını okuyamıyordu.. Bunun kendisi yüzünden mi olduğunu bile anlayamıyordu. Chuuya hiç bir şey belli etmezken her şeyi belli etmeyi, çok iyi beceriyordu.
''Ne halt yedim lan ben?'' Diye düşünmekten kendini alamıyordu. Evet ajansta liman mafyasında olduğundan çok daha mutluydu fakat bir şeyler her zaman çok eksikti ve Dazai bu şeyin daha doğrusu kişinin, kim olduğunu çok iyi biliyordu. Chuuya olmadan, tek dostu olmadan her şey çok eksikti, mutluluğu,evi,hayatı, duyguları... Oda öldükten sonra tek dostu ve güvenebileceği kişi o kalmış fakat Dazai onu gterk etmişti.. Gerçekten, ne halt yemişti o? Ona sürekli ondan nefret ettiğini söylüyordu fakat ikisi de içten içe gerçeği biliyorlardı..
İkisi de çok yalnızdı ve ikisinin de tek güvenebilecekleri tek kişi birbirleriydi..
------------------------------------------------------------------------------------------
EVEEET HUVUGIFLHBGD BU BENİM İLK SKK KURGUM UMARIM BATIRMAMIŞIMDIR <3 BU BÖLÜMÜ ÇOK SON GİBİ BİTİRMİŞİM FAKAT DEVAMI GELECEK HEHEHE İLERİ DE SMUT FALAN DA KOYMAYI DÜŞÜNÜYORUM ARAYA, ŞİMDİLİK BU KADAR BAİİ :>>
hatalarım varsa söyleyin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate Me (soukoku)
Fanfiction''Geri dönmeni ne kadar beklediğimden haberin var mı ?!'' ''Chuuya ben-'' Chuuya sırıttı, ''Tabii ki yok, tek düşündüğün şey kendinsin. Hayatımda gördüğüm en bencil insansın Dazai.''