kıskançlık kırıntıları

29 3 13
                                    

Uyandığımda günlük rutinlerimi gerçekleştirdim ve bahçeye çıktım.Canım sıkıldığı için Gökçe'ye mesaj attım."Gökçe ne yapıyorsun?" "Oturuyorum sen?" "Bende oturuyorum buluşalım mı?" "Okur tatlım her zamanki yerde" Gökçe'yle mesajlaştıktan sonra can sıkıntısı falan kalmamıştı hemen odama çıkıp etek tişort kombini yaptım ve her zamanki yerimize parka gittim.Gökçe ger zaman olduğu gibi kırmızı salıncağa oturmuş saf saf etrafa bakınıyordu. Bende yanına oturup şakayla "Hayırdır saf saf bajtığın yerde abimi mi görüyorsun?"dedim.O da "yok ya seni bekliyordum.Hadi hava bozdu alışveriş merkezine gidelim"dedi.Kapalı alanları sevmesem de şu an yapabilecek aktivitemiz yoktu."Tamam olur"
    Gökçe kıyafet denerken adeta canım çıkıyordu. Denediğini beğenmiyor ya da bir kulp buluyordu.En sonunda "ya denediğini alıp çıkarız bu mağazadan ya da ben seni burada bırakıp giderim"dedim.O da el mahkum hiçbir şey almadan çıktı mağazadan.
  Ben bir kitapçı bulup oraya girdim.Beğendiğim ve gözüme çarpan kitapları aldım.İşte benim alışverişten anlayışım da buydu.Gökçe "Off ben acıktım hadi yemek bölümüne inelim" "Bana uyar."Yemek bölümüne inince hamburger menü sipariş ettik.Siparişlerimiz gelince yemeye başladık.Gökçe tuhaf tuhaf bakmaya başlayınca "Sor"
"Hı" deyince "Sor diyorum birazdan patlama evresine geçeceksin"
"Şeyyy biliyorum sen hastanede çok zor günler geçirdin. Hatta herkesi sen ayakta tuttun.Ama hiç zorlandığın yer olmadı mı?"
"Tabi ki de oldu Gökçe o nasıl söz? Vücudumun ağrıları bir yandan, kemoterapi aldıktan hemen sonra ateşlenip kusmalar bir yandan ... Ama en zoru da annemle babamı gördüğümde hiçbir şeyim yokmuş gibi davranmaya çalışmaktı.Sen niye sordun bunu?"İstemesem de moralim bozulmuştu."Hiiç öylesine .moralini bozma lütfen"
    Mağazadan çıkacağımız sırada Ali aradı."Alo abi"
Gökçeyle parkın yakınıdaki alışveriş merkezindeyiz. Tamam bekliyoruz"
"Ne oldu ne diyor kör?" "Buraya geliyorlar"
...
"Siz ne aldınız"
"Ben okumak için kitap aldım. Gökçe de benim yüzümden bir şey alamadı".
"Eylül senin özel hoca işini hallettim."dedi dikiz aynasından bana bakarak Ali."kim tanıyor muyum?""yok sen tanımazsın.Bizim kampüsteki Tolga çalıştıracak seni" Abimin lafını Oğuz böldü."Tolga nereden çıktı Ali?" "Kardeşim Tolga yanlış yapamaz.Üniversiteye başladığımız sene onu nasık benzettiğimi hatırlıyorsun değil mi?"Abimin bu sözü üzerine Oğuz sırıttı. "Ne olduğunu bana da söyler misiniz?" dedim.Benim sorumu es geçerek sırıtmalarını kahkahaya dönüştürdüler.
...
  Akşam olunca Ali ve Oğuz pes oynuyorlardı.Gökçe'yle canımız sıkıldığı için önlerine geçtik ve çemkirme işini Gökçe'ye bıraktım."Burda bizde varız be.Bırakın pesi hep beraber oynayalım bir şeyler"
"Yaratıcı fikrin var mı Gökçem?Hı"diye yanıtladı abim.Gökçe dumura uğramış gibiydi.'Ğokçem 'lafına takılmıştı fakat hemen toparladı kendini."Aklıma bir şey gelmiyor ama bizimle de vakit geçirin".Bu sefer konuşan Oğuz'du."Şişe çevirmece falan oynayalım o zaman."Abim sinsice sırıtarak" Oyunu biraz değişrirelim.Cevaplama kısmı kime gelirse şarkı söylesin." Oğuzla ikimiz gözlerimizi belertip"Olmaz öyle şey.Kulak sağlığımızı tehlikeye atamazsın." Biz aynı anda konuşurken Ali kahkaha atıyordu."Söz sizi ben muayene edeceğim.Başlayalım oyuna.Hem sana ne oluyor lan Oğuz?Senin benim tarfımda olman lazımdı."Oğuz kafasını sağa sola sallayarak gülümsedi.
  ...
  Şişeyi ilk çeviren Oğuz'du.Cevap kısmı Ali'ye gelmişti."Başlıyorum gençlik"boğazını temizledi ve başladı.
"Baktım yar beni tınlamıyor aşkı kalbimi tırmalıyor tansiyon şeker fırlıyor o da yanıyor bu da yanıyor"Ali değişik hareketlerle şarkısını söylerken biz kulaklarımızı tıkamakla meşguldük."Abi insan sağlığı için bir daha şarkı söyleme."
"Sus kız" Ali şişeyi çevirince sıra Oğuz'a gelmişti.
"Hayatının kitabı mutluluksa
Sardunyaları mırıldanıyorsan
Deniz görmeden yaşayamıyorsan
Sen eşittir ben demektir"
Toygar ışıklı'nın 'sen eşittir ben'şarkısını söylemişti ve ben bu şarkıyı çok severdim."İşte aynı ben ne de olsa benim gardaşım"dedi abim "He he aynı sen abi"
Oğuz şişeyi çevirdiğinde sıra bendeydi.Ben Sezen Aksu'nun 'Ey benim çocukluğum'şarkısını söylemiştim söylemesine ama Oğuz bana öyle bir bakmıştı ki yüzümde bir şey var sandım.Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım o da kendine gelmişti zaten.
Gökçe ise yine Sezen Aksu'nun 'canımsın sen' şarkısını söylemişti.
...
  Abimle Gökçe kendi aralarında tartışıyorlardı.Oğuz o an kulağıma eğildi"Eylül bahçeye çıkalım mı?" Hemen kafa salladım. Bahçedeki sandalyelere karşılıklı oturduk.Ben gökyüzüne bakarken Oğuz boğazını temizledi. Kendimi ona çevirdim."Oğuz bir şeyin mi var?""Benim bir şeyim yok .Eylül istersen seni ben çalıştırabilirim.Tanımadığın bir insanla uğraşmak zorunda kalmazsın sen de."
"Gerek yok aslında."Tamam anlamında kafa salladı ve oturduğu yerden kalktı.Eve hiç girmeden bahçeden çıkıp gitti.Ne okduğunu anlayamamıştım.Birazcık bozulmuştum bu duruma ama yakında çıkar kokusu deyip içeri girdim.








Merhabalar yepyeni bir bölümle karşınızdayım.Umarım beğenmişsinizdir.Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Esen kalınnn❤❤

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

umut yolcularıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin