♧7♧

240 23 17
                                    

   Yıllardır yaşadığım bu hayatta ilk kez gözlerimi ufak ta olsa bir umutla açmıştım. Bu bedenden kultulacaktım bugün. Acılarım son bulacaktı.

   Yataktan kalkıp yüzümü yıkarken, üzerimi değiştirip mutfağa inene kadar ilk kez hissettmiştim içimde yeşeren umudu.

   Mutfağa indiğimde annemin bana uzattığı kadehi bu kez reddettim. "Tatlım içmelisin. Biliyorum son kez istemiyorsun ancak kimseye saldırmamalısın." Annemin dediklerini bir kez daha düşündüğümde haklı olduğuna karar vermiştim. Sonuçta bu son kadehimdi.

   "Sende benimle geliyorsun değil mi?" Soruma karşılık annem gözlerini kaçırıp gülümsemişti. "Maalesef tatlım. Benim işlerim var. Mutluluğunu görmeyi gerçekten çok isterdim ancak büyüdışılar iş konusunda çok ciddi."

   Annemin sözlerine karşılık kafamı sallamış ve kadehimi bitirmiştim. Bir süre daha annemle konuştuktan sonra son kez pelerinim ve gözlüğümle ayrılmıştım evden.

  Ormanın içine girdiğimde ağacın altında beni bekliyordu. Her seferinde benden bir adım öndeydi. Yavaşça ona yaklaştım ve beni fark etmesini sağladım. Beni gördüğünde hafifçe gülümsemişti. Ama çok düşünceli görünüyordu. 

  "Günaydın!" Dediğinde yanında durmuştum. "Burada pek gün aymaz." Güldüğünde sakince sormuştum. "Ne zaman gelecek?" Önüne döndüğünde beni cevaplamıştı. "Birazdan burada olur."

  Bir süre daha bekledikten sonra uzaktan bize doğru yaklaştığını gördüğüm bedenle yerimde hafifçe kıpırdandım. Yoongi gözlerini bana doğru çevirdikten sonra baktığım yere baktı ve o da çocuğu gördü.

  Çocuk yanımıza geldiğinde ona seslenmiştim. "Hiç gelmeyeceksin sandık velet." Çocuk gözlerini bana çevirdi ve kaşlarını çattı tam ağızını açmış bir şey soyleyecekti ki bir anda durdu.

  Gözlerim Yoonginin ellerine kaydığında ellerini vücudunun iki yanına koymuş ancak sol avuç içini çocuğa doğru çevirmişti. Neden sustuğu anlaşılıyordu. Kontrol aldındaydı. Çocuk elindeki şırıngayı yoongiye uzattı ve verdikten sonra arkasını dönüp gitmeye yeltendi.

  Çok kolay olmamış mıydı her şey? Önce yoongi hayatıma girmiş değişebileceğimi söylemişti. Sonra çocuktan o çok sevgili kardeşinin kanını istemiştik o ise düşünmeden getirmişti. Şimdi ise senelerce çilenin ardından değişecektim. O kadar kolay mıydı gerçekten? Hayır bir terslik olmak zorundaydı! Bu kadar basit olmamalıydı!

   "Hiçbir yere gitmiyor! Çocukta bizimle gelecek!" İkiside şaşkınca bana baktığında kafamı yerden kaldırarak onlara bakmıştım. Yoongi elindeki şırıngayı cebine koyarken konuşmuştu. "Buna gerek yok zaten kanı aldık gidip büyüyü yapabiliriz." Yoongiyle birlikte veletde kafasını sallamıştı.

   "Hayır!" Diyerek bizden hafifçe uzaklaşmış çocuğa doğru yürüdüm ve kolundan tutarak yanımıza çektim. "O da bizimle geliyor." Yoonginin gözlerindeki tereddütü görsemde en sonunda kafasını sallayarak önden yürümeye başlamıştı.

   Hala kolundan tuttuğum çocuğu yanımda sürüklerken çocuk debelenmeye başlamıştı bile. Eve yaklaştığımızda çocuk ormanın muhtemelen ilk kez geldiği karanlık tarafıyla korkudan yerine sinmişti.

   Evin kapısından girdiğimizde direk daha önce gittiğimiz atölyeye yönelmiştik. İçeriye girdiğimizde kolundan tuttuğum çocuğu koltuğa yönlendirdim. Oturduğunda yongiye dönmüştüm. Üzerine benim gibi pelerinini geçirmişti. Masanın üzerine malzemeleri çıkartmaya başladığında çocuğun gözleri gözdüğü şeylerle kocaman açılmaya başlamıştı.

Mühür || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin