three

848 105 57
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son attığım soruya gelen cevapları okurken Yerim'in sırtıma atlamasıyla irkilerek telefonumu kapattım.

"Taeyongiee! Benden bir şey mi saklıyorsun! Konuştuğun biri mi var yoksa?"

Yanaklarımı sıkarken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Yerim benim sana bir şey söylemem lazım."

"Benim de. Projemden düşük aldığım için Jaehyun beni sinemaya götürecekti. Senin de gelmeni istiyorum."

"İşlerim var."

Onunla vakit geçirmeyi elimden geldiğince ertelerken Yerim dudaklarını büzüp beni kandırmasına yarayan gözlerini gözlerime dikmişti bile.

"Ama Tae. Projemden düşük aldığım için çok üzgünüm ve seni yanımda istiyorum..."

"Tamam. Geliyorum. Tamam."

Onu üzerimden itip hazırlanmak için odama giderken sinema randevusunun vukaatsız geçmesini umuyordum.

"Bu maceraya ben istemesem de çıkacağını biliyorum ama gitmeden önce bana son bir kez dokunmanı istiyorum."

Perdedeki kadınla adam aniden yarınlar yokmuş gibi işlerini hallederlerken karanlıkta yüzümün kızarıklığı belli olmadığı için sevinmekle meşguldüm.

"Utandığını biliyorum."

Yanımda oturan Jaehyun parmaklarını kolumun üzerinde yavaşça gezdirirken mırıldandı.

"Devam edersen buradan gideceğim."

"Hayır. Gitmeyeceksin. Çünkü gidersen ne olacağını biliyorsun."

Oflayarak elini kolumdan ittiğinde dışarıya telefonla konuşmak için çıkmış olan Yerim alelacele çantasını aldı.

"Ben hastaneye gidiyorum. Soo Young bileğini burkmuş."

"Biz de gelelim."

Kalktığımda Yerim beni yavaşça geri oturttu.

"Hayır. Siz kalıp izleyin. Ben yanına gideceğim."

"Sevgilim. İstersen gelebiliriz?" Gönülsüz çıkan sesiyle onu dürttüğümde kaşlarını çatarak bana döndü.

"Hayır, sevgilim. Siz izleyin. Tae'yi çıkışta eve sen bırak. O da bana filmi anlatır." Birbirlerini hafifçe öptüklerinde Yerim aceleyle salondan çıktı.

Bu kızın Soo Young takıntısını anlayamıyordum. İşin kötü yanı bu karanlıkta kurtla koyunu yalnız bırakmış olmasıydı.

Jaehyun elini çenesine koyarak filmi izlemeye devam ederken:

"Ben de gitsem iyi olacak." diye fısıldadığımda bana döndü.

"Neden? Ne güzel izliyoruz işte. Rahatsız mı oluyorsun?"

"Rahatsız olduğumu biliyorsun."

"Bence senin rahatsız olduğun şey ben değilim, bana karşı hissettiğin şeyler... Sana hissettirdiğim şeyler."

"Bu kadarı yeter."

Kalkmak için yeltendiğimde beni kolumdan çekerek geriye oturttu.

"Seni şu an öpmek istiyorum."

Yüzlerimizin çok yakın olduğunu düşünüyordum. Karanlıkta güzel göründüğünü düşünüyordum. Ama ondan kaçmak aklıma bile gelmemişti.

"İşe bak ki sen de şu an beni öpmek istiyorsun."

Dudaklarını benimkilere bastırıp kaçmamam için elini sırtıma sabitlerken zaten kaçmak gibi bir niyetim olmadığını düşündüm.

Sadece basit bir öpücük. Bir anlamı yok Taeyong. Sakin ol. Geri çekil ve buradan çık.

Dudaklarımızı ayırdığında çantamı ve montumu alıp kaçarcasına yanından uzaklaştım.

Çıkışta kolumu tutup beni kucaklarken bir çığlık attım.

"Bunu tekrar yapacağımdan emin olabilirsin çünkü hoşuma gitti. "

Telefonunu çıkarıp bir fotoğrafımızı çekerken beni arabasına kadar taşımasına sesimi çıkarmadım.

Eve gittikten sonra kızlarsoruyor.com'a yazacağım şeyi düşünüyordum.

kiss burn // jaeyong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin