O sabah beni komşumuzdan teyzem almıştı ve onların evine götürdü.Aslında biz pek teyzemlere gitmezdik çünkü teyzemin kocası huysuz bir adamdı.Hatta bir keresinde teyzemlere gittiğimizde eniştemin "Bunlar yine ne istiyor, niye gelmişler?" dediğini bile duymuştum ama bunu anneme söylememiştim nedendir bilmem ama herhalde teyzeme acıma duygumdan kaynaklanmıştı.Teyzemlere gittiğimde kendimi değişik hissetmiştim çünkü oraya ilk kez annemsiz gitmiştim daha doğrusu annemsiz hiçbir yere gitmezdim ki ben.Annemi özlediğimi iliklerime kadar hissediyordum.Neyse ki beni bu düşünce bataklığının içinden teyzem kurtarıp yemeğe çağırmıştı.Yemeğe gitmek için bahçeye çıktığımda teyzemin de annem gibi harika bi anne olduğunu yi düşünmüştüm çünkü her şey sanki prensesler gelecekmişte bizim haberimiz yokmuş gibi hazırlanmıştı.Yine bu düşüncelere dalarken teyzemin "haydi zehra kızım yemeğe" dediğini duydum ve meyve ağaçlarının güzelliğiyle bürünmüş bahçede yemek masasına doğru ilerledim.Sofra müthişti ama ben bir lokma dahi yemedim.Bu sessizliğim teyzemi de korkutuyor olmalıydı ki sofrada sürekli bana birşey diyecekmiyim diye bakıp durdu.Yemekten sonra kuzenlerim beni oynamaya çağırmışlardı ama ben bir köşede -teyzemlere geldiğimizde annemle hep oturduğumuz köşede- oturup hiçbir şey yapmıyordum sadece uzaklarda annemi arıyormuşum gibi bakınıp duruyordum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra
Ficción General" "Anne" kelimesi herkesin hayatında ne kadar yer kaplıyorsa benim hayatımda unuttuğum bi şeydi" İşte Zehra'nın hayatında fırtınalar koparken hayatta onu paçavra gibi fırlatıp duruyor ve daha minicik kalbi bunları kaldıramıyordu.Ancak sanırım Zehra...