İyi okumalar... Tabi okuyan varsa fkdkdfm
Etlerin gelmesini beklerken herkes birbiri ile sohbet ediyordu. Jungkook, Jimin ile daha iyi anlaşmıştı sanırım. Gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Bende bir an önce yesekte gitsek havasındaydım.
"Oooo etler geliyooor"diye coşkuyla bağıran Hoseok'a bakıp güldüm. Çok fazla enerjikti. Eunwoo bir yandan herkesin bardağına soju doldururken Yuri'de etleri kızartıyordu. Tam benim bardağıma koyacakken onu durdurdum. "Ben içmesem daha iyi" diyip gülümsemeye çalıştım. Bende herkes gibi içmeyi isterdim ama dayanıklı değildim. 2 bardakta sarhoş oluyordum ve çok fazla midem bulanıyordu.
"Hadi ama Hyerin. Jungkook'un bize katılmasını kutluyoruz. En azından bugün iç" diyen Jimin'e dönüp kötü bakışlarımı attım. Tabii hiçbir zaman sonuçlarıyla karşılaşmamıştı. Bu yüzden bu kadar rahat konuşuyordu.
"Halbuki çok iyi bir içici gibi duruyorsun" Jungkook'un mırıldanmasını duyduğumda dayanamadım ve Eunwoo'nun elinden soju şişesini alıp bardağıma doldurdum. Galiba çok fazla gaza gelmiştim ve bardağı alıp tek dikişte içtim. Yuri durmamı söylese bile artık çok geçti. Bir kere içmiştim artık durabileceğimi sanmıyordum.
Etlerimizi yiyip muhabbet ederken artık 5.bardağımı içmiştim ve çoktan başka alemlere dalmıştım.
"Hyerin sanırım bu kadar yeterli" diyip bardağımı elimden almaya çalışan Jungkook'un eline vurup 6.bardağımı da dikmiştim. Ve içmemle öğürmem bir olmuştu. Yanımdaki Jungkook hemen ayaklanıp beni de kaldırmıştı. "Nereye yaaaa ne güzel içiyorduk" diyip sırıtmaya başladım. "Ben Hyerin'i lavaboya götürüyorum" diyip beni çekiştirmeye başlamıştı. "Yaah Jungkook-ah bırak beniiğğ" sinirle güldüğünü duyduğumda durup ona döndüm. "Beni lavaboya götürüyorum diyip evine götürüyorsun değil mi? Benden faydalanacağk mısıışğşnn?"
Cümlenin sonlarına dilim sürçmüştü galiba. Ben en son neyden bahsediyordum ya? Doğru Jungkook beni eve atıyordu. "Hyerin neden senden faydalanayım. Şuan çok sarhoşsun gel lavaboya gidip elini yüzünü yıkayalım"
"Neeeğ şimdi de beni ümütlendirip ortada mı bırakıyprsyn?"
Bir anda ağlama isteği gelince kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Sürekli duygu değişimi yaşıyordum ama neden? Çünkü Jungkook beni 2 çocuğumla ortada bırakmıştı. "Beni nasıl 2 çocuğumla ortada bırakırsın heee. Sen ne biçim babasın pislik herif" Jungkook hala yüzüme tavşan görmüş far gibi bakıyordu. Yoksa far görmüş tavşan mıydı? Aman neyse işte bakıyordu. Hemde çok güzel bakıyordu. Bi anda ağlamayı kesip yüzümü Jungkook'un yüzüne yaklaştırdım. "Hyerin şuan tam olarak ne yapıyorsun?"
"Yüzün yakından daha yakışıklıymış Kookieee" yüzüne biraz daha yaklaşmaya çalıştığımda boyumun yetmediğini farkettim. Neden bu kadar uzundu kiii? "Kookie biraz eğilsene yetişemiyorum" diye mızmızlandığımda kendine gelmeye çalışır gibi kafasını sağa sola sallayıp kolumdan tuttu ve beni yine sürüklemeye başladı. "Yaah kookieee sana daha yakından bakmak istiyordum. Yine nereye gidiyoruz. Hiiiğğ yoksa evine mi gidiyoruz?"
"Hayır lavaboya gidiyoruz ve elini yüzünü yıkadıktan sonra seni evine bırakıyorum."
"Ama nedeeeğnn?" diyip tekrar ağlamaya başladığımda Jungkook sabır diler gibi yukarı bakıyordu. Sonunda lavaboya gelmiştik ve Jungkook'ta benimle beraber girip musluğu açtı ve yüzümü yıkamaya başladı. "Yah Jungkook ıslanmayı sevmiyorum yapmaa" dediğimde beni dinlememiş yüzüme daha çok su vurmaya başlamıştı. O zaman bende onu ıslatırdım değil mi Allah Allah. Elime suyu doldurup bir anda yüzüne attığımda o şaşkın şaşkın ne yaptığıma bakarken ben kahkaha atıyordum. "Demek savaş ha sen kaşındın" diyip o da bana su atmaya başlamıştı. Birbirimize su atarken bir yandan da kahkalarla gülüyorduk. Dışardan birisi seslendiğinde durup dinlemeye başladık.
"Hey içerdekiler ne yapıyorsunuz? Yarım saattir içerde gülüşüyorsunuz çıkın evinizde devam edin" Kadının söyledikleriyle birbirimize bakıp bi anda kahkaha atmaya başladık. Kadın cidden çok komikti. Yada şuanda bana komik geliyordu bilmiyorum ama sürekli gülmek istiyordum. Sanırım Jungkook'ta benim gibi sarhoş olmuştu çünkü o da durmadan gülüyordu. Sonunda dışarı çıktığımızda kadının gitmiş olduğunu gördük. "Hyerin sen beni burda bekle ben hemen çantanı alıp geliyorum. Sakın hiçbir yere gitme veya birisine laf atma tamam mı?" dediğinde masumca kafamı salladım ve ellerimi önümde birleştirip beklemeye başladım. Galiba çok fazla ıslanmıştım ve üşümeye başlamıştım. Jungkook koşarak yanıma geldiğinde gülmeye başladım. Koşması bile komik geliyordu. "Hadi gidelim" deyip elimden tuttu ve evimin yönüne doğru yürümeye başladı. "Jungkook-ah sen benim evimi nereden biliyors-"lafımı tamamlayamadan hapşurmuştum. Jungkook durup bana döndü ve titrediğimi sanırım farketti. Çünkü üstündeki kot ceketi çıkarıp bana giydirmişti. "Bilmiyorum sadece tahmin ediyorum. Kafeyi sen açtığına göre evinde kafeye yakındır" "Vooaahhh Jungkook-ah çok zekisin" diye hayran hayran ona bakmaya başladım. Önüne bakarak gülümsediğini görmüştüm. Sanırım hoşuna gitmişti. "Vooaahh Jungkook-ah çok güzel gülüyorsun"diyip hâlâ hayran hayran ona bakıyordum.
"Hyerin önüne bak." ben ne dediğini anlayamadan az kalsın düşüyordum ama Jungkook yine beni tutmuştu.
"Yüzün cidden yakından daha yakışıklıymış" diyip elimi yanağına koydum. "Senin de yüzün yakından daha güzel" dediğinde gözlerim sonuna kadar açılmıştı. "Ne ben güzel miyim?"
Sorduğum soruya cevap vermeyip boğazını temizlemişti ve düzelip yürümeye başlamıştı. Ben arkasından bakarken o çoktan uzaklaşmıştı. Hemen arkasından koşup ona yetiştim ve "Jungkook-ah ben güzel miyim neden bana cevap vermiyorsun utanıyor musun Kookieeee bana baağğkk" diyip önüne geçtim. "Hyerin evinin yolunu tarif edebilir misin?"
Kaşlarımı çatarak "Ne?" diye sordum. "Evin diyorum ne tarafta?"
Evim mi? Benim evim neredeydi ki?
"Benim evim yok" şaşkınca bana dönüp "Nasıl yok? " diye sordu. Omuzlarımı silktim. "Bilmiyorum ki benim evim mi var? Off hiçbir şey bilmiyorum Kookieee" yine gözlerim dolmuştu. "Hyerin tamam ağlama. Gerçekten nerede olduğunu hatırlamıyor musun?"
Hayır der gibi kafamı iki yana salladım. Bir anda midem ağzıma geldiğinde öğürerek yanımdaki ağacın dibine gittim. Jungkook hemen arkamdan geldiğinde gitmesi için elimle onu ittirdim ama gitmeyip sırtımı sıvazlamaya başladığında kendimi serbest bıraktım. Sonunda rahatladığımda Jungkook su şişesini açıp bana uzattı. Elinden alıp ağzımı çalkaladım. "Bunu nerden buldun?" diye sorduğumda "Tedarikli gelmiştim. Böyle olacağını tahmin edebiliyordum. O yüzden çıkmadan önce bir şişe su almıştım" "Teşekkür ederim" diyip gülümsedim. O da gülümsediğinde gözüm yine gülüşüne takılmıştı. Jungkook yine ortamdaki havayı dağıtmak istermişçesine boğazını temizlediğinde bende o hariç her yere bakmaya başlamıştım.
"Biraz ayıldıysan evinin yolunu hatırlıyor musun?" Biraz düşündüğümde aklıma gelmişti. Kafamı sallayıp evimin yoluna doğru yürümeye başlamıştım. Jungkook'ta arkamdan geliyordu. Sonunda evimin önüne geldiğimizde derin bir nefes verdim. Jungkook'a dönüp "Teşekkür ederim beni evime kadar bıraktığın için. Ve eğer saçmaladıysam da özür dilerim sarhoş olduğumda tamamen başka bir insana dönüşüyorum" mahcupça gülümsedim. "Önemli değil zaten çok saçmalamadın sadece seni 2 çocukla ortada bırakan bir pislik oldum o kadar" diyip gülmeye başladığında bende gülmüştüm. Sonunda eve girme vaktim geldiğinde tam arkamı dönmüştüm ki Jungkook'un seslenmesiyle ona geri döndüm. Telefonunu uzatıp "Numaranı yazar mısın yarın seninle beraber kafeyi açmak istiyorum. Numaran olursa haberleşebiliriz" dediğinde kafamı sallayıp elinden telefonunu aldım. Numaramı yazıp geri verdiğimde "Yarın görüşürüz Jungkook" dedim ve el sallayarak içeri girdim.
Yorgun bir şekilde odama doğru ilerledim ve hemen üzerimi çıkarıp zar zor banyoya girdim. Duşumu alıp ayıldığımda başımın ağrısıyla hemen yatağıma girdim. Bir anda bugün yaşadıklarım ve Jungkook'a söylediklerim aklıma gelince utançla yatakta debelenmeye başladım. Yarın nasıl yüzüne bakacaktım. Sonunda uyku bastırdığında gözlerimi kapatmış ve kendimi rüyalar alemine bırakmıştım...
Kimsenin okumadığını biliyorum hazırda bölüm vardı onu atıyorum devam eder miyim hiç bilmiyorum okuyan olursa belki...
Nese okuduysanız yorum yapın ona göre devam edeyim hadi bba 👋
