-2-

384 45 27
                                    


Medya;xing Chen yani song jiyong minnoşu
Bu arada başlamadan kalbe basalım lütfen ♥️💛💛♥️♥️♥️♥️♥️💚💚💚💗💗💖


Wei wuxian;

Xing Chen'in beni zorla bindirdiği uzun tuhaf şeyin içinde ilerliyorduk ve çok hızlıydı. Sallanmıyordu bile.
İçinde bir çok insan vardı ve tuhaf alet ne zaman hızlansa bağırışım dolayısıyla bana bakıyorlardı.

"Xiao gege kazadan dolayı bu korkunu anlayabiliyorum ama daha fazla bağırma artık camdan atlayacağım yoksa!!"
Koluna yapıştığım için kendini geri çekmeye çalışan Xio xing cheni umursamadan gözlerimi örttüm.
Nasıl lanetli bir aletti bu?

Kıvrımlı bir yolda yine dönen garip şey ile son ses bağırıp Xio ya yapıştım.
"AAAA İNELİM ARTIK BÜYÜK SAVAŞTA BU KADAR STRESE GİRMEDİM BEN !"

Eliyle alnına vurup kırmızı bir şeye basmıştı.
" ahh Cidden kalk bakalım koca bebek!"
İndiğimizde bir eğilip yeri öpmediğim
Kalmıştı. Kısa bir yürüyüşten sonra etrafı daha detaylı inceledim.
Etrafımda ilk geldiğimiz yerden daha az yüksekliğe sahip bir yere gelmiştik.
"Neyse ki evine yaklaştık. Yürü bakalım" evim mi?
Koluma girerek beni mavi bir evin önüne getirmişti.
Kapısından girmeden önce kilidini açmış ayakkabılarını çıkarıp içeri girmişti.
Bende onu tekrarladım.
Evin iç kısmı sahaf gibiydi kitap dolu ve biraz basıktı.
Eşyadan çok kitap vardı. Ve duvarda ki beyaz kağıtların üzerinde yazılı büyüler??
Xio xing Chen beni farklı bir odaya ilerlemişti.
Burda yerden yüksek yumuşak görünen yastıklara bakılırsa burda uyunuyordu.
"Xiao gege sen yat dinlen ben yemeğini sipariş ettim gelince çıkarım.
Yarın işe gitmeliyim ama çıkışta buraya yine gelirim. Buzdolabına bir şeyler var yarına kadar idare et zaten zalim şirketin yüzünden iki güne iş başı yapacaksın" sonlara doğru kaşlarını çatarak konuşmuştu.
"Teşekkürler xio- yani jiyong " gülümsemem ile o da gülümsedi.

"Ben senin arkadaşınım teşekkür etme sadece çabuk iyileş" çınlama gibi bir ses gelince yerimde sıçramıştım.

"Ah yemek gelmiş olmalı mutfağa gel xiao gege" ayağa kalktığımda o kapıya bakmaya gitmişti. Bu ses gelince kapıyı açmalıyız sanırım.

Mutfak dediği yere girdim. Masaya oturunca xing Chen masaya geniş kare şeklinde bir şey bırakmıştı.
İçini açınca gelen koku ile gözlerim sonuna kadar açıldı.
Neydi bu güzel koku.
"Evet pizzanı ye bakalım ben gidiyorum telefonun da burda bir şey olursa ara beni görüşürüz" masaya bıraktığı elim kadar alete tuhafca baktım elini omzuma koyup patpatladı.
Arkasını dönüp kapıya gidince derin bir nefes verdim. Yalnız kalmıştım sanırım.

Tek başıma halledemeyeğim ne olabilirdi ki? Güzel kokuya bir daha dönüp elime aldım.
Aldığım ısırık ve ağzıma dolan onlarca baharat tadı ile gözümü kapadım.
Nasıl bir şeydi bu böyle. Daha güzel bir şey yememiştim sanırım. Lan zhanın yemeği benim için ilk sırada olsada orası için kapışabilirdi.

Midemde ki boşluk yavaş yavaş dolunca masadaki siyah aleti elime aldım.

Simsiyah bir şeydi bununla bana ulaş ne demek olabilirdi ki?
Her yerine dokunduğunda sırada bir çıkıntı ya basmıştim.
Parlak bir görüntü açılmıştı aniden.

"Ahhhh b-bu da n-ne?"
Görüntüde ben vardım. Ama ben buradaydım nasıl orda da olabilirdim ki yoksa bu bedenin sahibi buraya mi sıkışmıştı? İki elimle başımı kavradım.
"Ahhh çok karışık herşey!!" Resim gibi bir şeydi tekrar o çıkıntıya bastım.
Resmin üzerinde parmağımı oynatınca resim kaybolmuş farklı bir resim oluşmuştu.
Ağzım ve gözlerim aynı oranda açılıyordu şuan. Dünyada neler oluyordu tanrı aşkına.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SoulmateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin