Jimin'in ağzından;
Üzerimi düzeltip gergince saatime baktım. Saat henüz 3.30'du. Buluşma saatine yarım saat vardı. Heyecandan erken çıkmıştım.
Saatimi tekrar kontrol edip kontrolüm dışında ayağımla yerde ritim tutmaya başladım.
Taehyung gelince nasıl davranacaktı? Benim nasıl davranmam gerekiyordu? Ona kocişim desem ayıp olur muydu? Sanalda öyle diyordum ama o sanaldaydı. Gerçekte evli değildik. Herşeyi geçtim Taehyung gelecek miydi? Peki ya Hoseok hyung?
-Tanrım çok gerginim. Taehyung eğer gelirse beni tanır mı?
Telefonumu açıp ps4 uygulamasına girdim. Taehyung aktif değildi. Acaba yola çıkmış mıydı? Ya da gelmeyecek miydi?
Saatime baktığımda az bir zaman kalmıştı. Cidden burada yarım saattir oturduğuma inanamıyorum. Cafedeki herkes bana garip bir şekilde bakıyordu.
Gözlerimi tekrar saatime çevirdiğimde 4 olduğunu gördüm. Kafamı kaldırıp etrafıma bakındım fakat Taehyung'dan hiç iz yoktu.
-Pekala, gecikmiş olabilir. Sorun değil biraz daha beklerim.
Gözümü saatten çektim ve ayağımla yerde ritim tutmaya devam ettim. O sırada garson yanıma gelmişti.
-Birşey ister misiniz?
Dudağımı dişledim ve başımı iki yana salladım.
-Birini bekliyorum, o gelmeden başlamak istemiyorum.
Garson başını sallayıp yanımdan ayrıldığında içimde bir huzursuzluk oluştu. Taehyung gelmeyecek miydi? Bu bana verdiği bir ceza mıydı?
Sandalye çekilme sesi geldiğinde gözlerimi hızla yanıma çevirdim fakat gelen maalesef ki Taehyung değildi.
-Hala bekliyor musun?
İç çekip gözlerimi saatime çevirdim. Neredeyse 10 dakika geçmişti.
-Gelmeyecek Jimin.
Kaşlarımı çatıp hyunga baktım.
-Gelecek hyung, öyle olmasını umuyorum.
Telefonumdan tekrar ps4 uygulamasına girdim fakat Taehyung hala aktif değildi.
-Gelmezse ne yapacaksın Jimin?
Sinirle hyunga baktım.
-Hyung senin sorunun ne? Herşeyde umut saçan kişi şimdi bana onun gelmeyeceğini söyleyip duruyor.
Hyung iç çekti ve gözlerime baktı.
-Canının yanmasını istemiyorum Jimin, sen benim kuzenimsin.
Kafamı iki yana salladım.
-Taehyung benim canımı yakmaz hyung.
Gözlerimi tekrar saatime çevirdiğimde çeyrek geçiyordu.
Canımı yakma Taehyung, lütfen.
Hyung iç çekti ve geriye yaslandı. Garsondan bir limonata istedi.
-Pekala, eğer gelirse sana böyle davranmayı bırakacağım, fakat eğer gelmezse ondan vazgeçeceksin Jimin. Canını yakan birini sevmeni istemiyorum.
Alayla güldüm ve kafamı iki yana salladım.
-Sen aşkın ne demek olduğunu bilmiyorsun hyung.
Gözümü tekrar saatime çevirdim. Biliyorum, Taehyung gelecek.
20 dakika sonra;
Taehyung gelmeyecek.
Hepsini ona yaşattığım şeyler yüzünden yapıyor olmalı. Ne diyebilirim ki? Eğer öyleyse bunu yapmakta haklı.
-Jimin...
Hoseok hyung üzgünce mırıldandığında boğazımdaki yumruyla yutkundum ve tekrar saatime baktım.
-Haklıydın hyung, sanırım gelmeyecek.
Hyung iç çekti ve hesabı ödemek için kasaya gitti. Bende o sırada ps4 uygulamasına girdim. Belki, ufacık bir ihtimal Taehyung bana bir işi çıktığına ve bu yüzden gelemeyeceğine dair mesaj yazmıştır diye düşündüm fakat ondan gelen hiçbir mesaj yoktu.
-Hadi gidelim Jimin.
Hoseok hyung yanıma geldiğinde kafamı salladım ve kalp kırıklarımla beraber cafeden ayrıldım.
Bölüm sonu~~
Vote verip yorum yapmayı unutmayın ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fortnite ➳ Vmin Texting
Fanfiction28.09.2021: # 2 -taemin Jimparkpro: Beraber sevgi yuvamızı inşa edelim. Taetae95: O ne be? Jimparkpro: Birtanem acaba çok mu odunsun ne? Evimizden bahsediyorum birtanem. Hani şu içinde yaşadığımız hatta 2 tane yaramaz minik Jimin'ler ve TaeTae'le...