Bölüm 10

176 16 2
                                    

Aynı evin içinde iki yabancı gibiydiler. Birbirleriyle konuşmuyor , konuştuklarında kavga ediyorlardı.  Marinette hazırlanmış ve saçlarını yapıyordu odada. Adrian şse harıl harıl uyuyordu hala. Marinette bir an ona baktı ve kanepede yatmanın zor olduğunu bildiğinden Adrian'ı uyandırıp yatağa yatmasını söyleyecekti. Kolundan dürttü.

-Adrian , Adrian uyan!
(Sersemlemiş şekilde kalkar ve etrafına bakınır. Marinette'n nereye gittiğini bilmediği için garip bi ifade takınır yüzüne.)
-Ne oldu neden uyandırdın? Nereye gidiyorsun sabah sabah?
-Uzak bir diyardan çok sevdiğim bir arkadaşım geldi de onu ziyarete gideceğim. Seni de yatağa geçmen için uyandırdım. Kanepede yatmanın zor olduğunu bilirim. Hadi kalk oradan.
-Tamamh.

Uyku sersemi Adrian'ın saçları dağılmıştı ve gözlerini açamıyordu. Hatta nereye çarptığını bile fark etmeden sadece hafif bir şekilde sızlandı. Marinette zorlandığını görünce ayağa kalktı ve koluna girdi. Yavaşça yatağa yatıracakken Marinette yatakta Adrian'ın üzerine düştü. İkiside şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlar ve tek kelime laf etmiyorlardı. Bir süre öylece durdular. Marinette hemen kafasını yana doğru salladı ve ayağa kalktı. Adrian'ın dışarıda olan ayaklarını yatağa götürüp hemen aynanın başına geçti. Çok utanmıştı ve bu yüzüne oldukça yansıyordu. Adrian ise sanki hiç bir şey olmamış gibi sadece garip bir gülümsenin ardından camış gibi uyumaya devam etti. Adrian bir süre sonra gözleri aniden açıldı ve Marinette'e bakmaya başladı. Marinette kendsine bakan Adrian'a doğru döndü.

-Ne oldu Adriaan!!!?
-Arkadaş kim? Sonuçta sözleşmeden bile olsa biz evliyiz fakat herkes bizim gerçekten evlendiğimizi sanıyor.
-Aaıh! Senin aksine çok nazik , kibar ve centilmen bir arkadaştır kendisi. Her neyse ben çıktım daha yatma unutma akşama misafirlerimiz var malum.
-Tamaaaam!

Marinette evden çıkar ve ormanın girişine doğru yürümüye başlar. Etrafına bakınır ve onu göremez. O sırada bir ses duyar arkasından.

-Hey Marinette! Çok bekletmedim  umarım.
-Ah hayır bende yeni gelmiştim. (Sarılırlar.)
-Vaov son gördüğümden beri çok değişmişsin.
-Ee yıllar geçiyor fakat sen hala aynısın Luka!
-Sanırım gençlik sihrini buldum :D
-(Güler.) E o da iyiymiş. Ee neler yapıyorsun görüşmeyeli ? Yani hayatında birileri felan var mı?
-Yani evet var gibi ama henüz onun haberi yok.
-(Marinette'n yüzü asılır ve üzülür.) Öyle mi kim bu şanslı kız ?
-Aslında kendisi ile yeni tanıştım yani tanışalı 2 hafta felan oldu. Çok tatlı biri.
-Adı ne?
-Kagami!
-Nne?
-Tanıyor musun?
-Kral Tom'un yeğeni. Bir kaç kez konuşmuşluğumuz var.
-Anladım. Bu arada hayırlı olsun. Evlenmişsin hem de Prens Adrian ile. Aşk olsun düğününe davet bile etmedin.
-Aıh o işler çok karışık boş ver yani aniden olan bir şeydi kimseyi çağıramadık.
-Anladım.
-Heey bir parçan yok mu ???
-Olmaz mı Prenses Marinette!
-Prenses mi yapmaa!
-Nee doğru ama sonuçta Prens Adrian ile evlendin ve sende prenses olmuş oluyorsun artık.
-Aman ne prenses ne prenses.(Ağzındam geveleyerek...) Annem olmasa evlenmeyi bile düşünmezdim.

Kayıp PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin