★
Tüm gün boyunca yüreğinde hissettiği ağırlık ile ne tezi konusunda çalışabilmiş, ne de bir şeylerle oyalanabilmişti Jeongguk. Sevgilisi de bir dergi çekimi içij tüm gün yoğun olduğundan dolayı Taetae ile oymamak dışında kendisini sakinleştirecek hiçbir durumda bulunamamıştı. Sevgilisinin çekiminin bitmesi için dakikaları sayarken televizyonda gördüğü haber ile yüreği sıkışmış, her ne kadar doğru olduğunu biliyor olsa da gözlerinden süzülen yaşlara engel olamamıştı. "Kang Jiwon ve Kim Taehyung'un gizli aşkı ortaya çıktı." Jeongguk bu haberin sahte olduğunun bilince, dizlerini karnına doğru çekmiş haberi izlerken yutkunamıyordu. Birçok mesajın geldiğinin farkında telefonu eline aldığında biri de Taehyung'un şirketinin yaptığı bir açıklamaydı ve kesin bir dille iddiaları reddettiklerini söylüyordu, yine de bu konunun durmadan konuşalacağı, önüne çıkacağının farkındaydı.
Kapısı çaldığında gözyaşlarını elinin tersiyle sildi, terliklerini sürüyerek kapıya giderken zilin sesinden rahatsız olan Taetae, durmadan miyavlıyordu Kapıyı açtığı an bedenine dolanan kollar ile bir an ne yapacağını bilemedi Jeongguk, Taehyung'un ormanı hatırlatan kokusuna sığınırken kollarını boynuna doladı ve başını omzuna gömdü. Taehyung sevgisini o kadar güzel hissettiriyordu ki bazen bunun ağırlığı altında ezileceğini düşünüyordu. "Annem evde." dedi geri çekilirken, Taehyung parmaklarını onun belinden yüzüne çıkardı ve baş parmağı yara izini okşarken, "Senin iyi olduğundan emin olmam gerekiyordu." diye mırıldandı. İçeride kapanan bir kapı sesi duyulduğunda ikisinin de bakışları koridorun başında dikilen kadına ve onun bakışlarına döndü. "Jeongguk." Annesinin sinirli sesini duyduğunda iç çekti, Taehyung anında eğilerek selam verirken annesinin kızgın suratına bakıyordu. Her zaman kendisini ve hislerini anlayan bir anne olmuştu ve şu anki kızgınlığı oğlunu erkek sevgilisi yakalaması değildi, tamamen ondan gizlenenlere yönelikti ve Jeongguk da bunun farkındaydı, sadece nasıl düzelteceğini bilmiyordu.
İkili koltuğa yan yana oturduklarında annesi tek kişilik koltuğa oturarak onlara bakıyordu ve Taetae hemen kucağına kıvrıldığında onun tüylerini okşarken gerilim filminden çıkmış bir karaktere benziyordu. "Bu çocuk gerçekten Kim Taehyung mu?" Annesinin sorusuna şaşırmadı, bazen o da inanamıyordu yanındaki bedenin varlığına. Kimse birden salonunun ortasında Kim Taehyung göreceğini bilemezdi tabii. "Evet, efendim." derken görüştükleri ilk andan itibaren saygısını elinden bırakmamıştı. "Hâlâ anlayamıyorum." Jeongguk durumu ele alarak basit şekilde Taehyung ile nasıl tanıştıklarını anlatırken annesinin bakışları yanındaki sevgilisinin üzerinden ayrılmıyordu ve Taehyung, tamamen küçük bir çocuk gibi görünüyordu. Üzerinde krem rengi bir kazak, yeşil bir pantolon vardı ve parmakları kumaş pantolonunun üzerinde gezinirken bakışlarını kaçırıyordu. "Kim Taehyung salonumda oturuyor, inanamıyorum gerçekten." Annesi kendi kendine mırıldanırken Taehyung'un bir eli yavaşça Jeongguk'un ellerini kavradı. "Bayan..." diye başladı, "Hwang." dedi annesi, "Bayan Hwang, işlerin tuhaf göründüğünün farkındayîm fakat Jeongguk'u gerçekten çok fazla seviyorum ve izninizi istiyorum." Taehyung biraz önceki çocuksu halinin aksine tamamen kendinden emin bir şekilde konuştu karşısındaki kadınla. "Biraz önce gördüğüm haberler?" diye sordu Bayan Hwang temkinle, "Ben de bunun için geldim. Jeongguk soğru olmadığını biliyordu, şirketim anında iddiaları reddetti ve ben de iyi olduğundan emin olmak istedim." Taehyung'un elini kendi elleri arasına aldı Jeongguk, parmakları ile oynarken kendini huzursuz hissediyordu. "Ben ne demeliyim bilmiyorum, oldukça şaşkınım. Seni her zaman takip ederdim ve iyi bir çocuk olduğunu biliyorum ama bunun iyi bir yolda devam edeceğinden emin misin?" Jeongguk annesinin tamamen çılgın bir insan moduna bürüneceğini düşünmüştü ama tamamen olgun bir şekilde kendisi hakkında endişelerini paylaşırken yutkunamadı, "Jeongguk için her şeyi geride bırakabilirim." Annesi başını sallayarak ayağa kalkarken, "Ben size yemek hazırlayayım." diyerek mutfağa yöneldi.
Üçü bir masada otururken bir şey Jeongguk annesinin Taehyung'un tabağına yemekleri koymasını izliyordu, "Güzelce ye bakalım." dedi Bayan Hwang, Taehyung gülümseyerek teşekkür etti ve Taetae etrafta gezinirken yemeklerine gömüldüler. "Bu konuda birkaç gün daha konuşurlar Jeongguk, sen aldırma olur mu?" Taehyung'un söylediklerine başını salladı, "Sorun değil. Hafta sonu planı geçerli mi hâlâ?" Annesi kaşlarını çatarak ikisine bakarken, "Hafta sonu mu?" Jeongguk başını sallayarak "Evet."dedi, "Hafta sonu bir şeyler yapmayı planlıyoruz." diye devam etti. Taehyung Jeongguk'un annesine benzediğini düşünüyordu, yüz hatları tamamen andırıyordu ve Bayam Hwang gerçekten güzel bir kadındı. Ne kadar kızgın gibi görünmeye çabalasa da bakışları her zaman sıcacık hissettirdi ona. Jeongguk'un anlattığı çılgın halinden eser yok gibi görünüyordu ama bunun birden oğlunun ünlü erkek arkadaşı ile tanışıyor olmasına yordu, güzel yemekleri yerken Jeongguk'un çocukluk anıları hakkında konuşuyorlardı. "Ben artık gitsem iyi olacak. Menajerimden habersiz çıktım." diyerek ayaklandı Taehyung, evine dönmesi ve yarınki programı ile ilgilenmesi gerekiyordu. Bayan Hwang'ın önünde saygıyla eğildi yeniden, "Her zaman gelebilirsin." dedi annesi, Jeongguk onu kapıya doğru götürdüğünde birden döndü ve dudaklarını onun yanağına bastırdı.
"Seni seviyorum."