çizdiğimiz bu hikayenin gerçeğe dönüşebilmesini umarak bir yıldıza dilek tutuyorum
bts, wishing on a star
⚛️
"Jeongguk!"
Taehyung'un evin içindeki bağırışına gözlerini devirdi, tek yapması gereken salondan yatak odasına gelmekti ama bunu yapmamak için ses tellerini yormayı tercih ediyordu.
Bir kez daha adını seslendiğinde iç geçirdi, gözleri ekrandaydı ve Taehyung'un fragmanda olan sahnesi tam karşısındaydı. Parmakları üzerindeki gömleği çıkarıyordu, sırtı ekranı kapladığında iç geçirdi yeniden ve kapıdan giren Taehyung'un sesini duydu.
Yatakta onun yanına kendini bırakırken bakışlarını ekrandan ayırmadı, Eunbi karakterini oynayan Jiwon'un parmakları Taehyung'un teninde gezerken parmaklarının arasında duran yastığı yüzüne bastırdı.
Taehyung'un kıkırtıları ile yastığı yüzünden çektiğinde Jiwon ekranda kollarını onun boynuna doluyordu ve saçma sapan sesler çıkarmadan duramadı, nefret ediyordu bu durumdan. Ekranın siyaha dönmesi ile hemen yanında oturan sevgilisinin elindeki kumandayı gördü.
Biraz daha yana kaydı ve başını yarı uzanmış halde olan sevgilinin göğsüne yasladı, "Nefret ediyorum o kadından." Taehyung yeniden kıkırdaması da sinirini bozuyordu, resmen onun sinirlenmesinden zevk alıyordu ve bu hiç adil değildi.
Başını çekerek olduğu yerde doğruldu, bir bacağını Taehyung'un üzerinden geçirerek kucağına oturduğunda sevgilisinin parmakları beline dolandı, "Sinirlendiğinde bana yaklaşmana bayılıyorum." diye fısıldadı Taehyung, parmakları tişörtünden içeri girmiş ve tenini okşuyordu. Parmaklarını onun boynuna sararak oradaki deriyi okşarken uzandı, yanağına minik bir öpücük bıraktı.
"Jeongguk..."
Taehyung ile çok fazla yakınlaşma yaşamıyorlardı, öpüşmeleri nadir ve uzundu, ileri gitmek için tek bir adım atmamalarından endişeli değildi Jeongguk. Sevgilisinin bu ilişkiyi tamamen duygusal bir boyutta tutmaya çabaladığının da farkındaydı ve buna saygı duyuyordu, kendisi de çok meraklı değildi.
Dudaklarını önce diğer yanağına, alnına, burnuna ve çenesine değdirmesinin ardından Taehyung onu daha çok kendine çekti. "Dizinin bu bölümüne neden taktığını anlamıyorum." dedi Taehyung, "Sürekli dönerek bu bölümü izliyorsun." Omuz silkti Jeongguk, bunu kendi de bilmiyordu.
Konuşmak yerine dudaklarını çenesinden biraz daha aşağı indirdi ve boynuna değdirdi, "Jeongguk, bebeğim..." Dudaklarını çekti Taehyung'un teninden, "Senin bir sıkıntın var ama anlamıyorum." diye mırıldandı, bir elini çekerek Jeongguk'un yüzüne koydu ve yanağını okşadı. "Bir sıkıntım yok." dedi Jeongguk ama bir şey olduğu belliydi, ısrar edip etmemek arasında kararsız kaldı Taehyung, yine de sustu ve Jeongguk'un dokunuşlarını teninde hissetti.
Birkaç gündür küçüğünde bir durgunluk olduğunun farkındaydı, tezini başarıyla vermiş ve ögretim görevlisi olmuştu. Sorunun bununla alakalı olmadığına kesinlikle emindi, aralarında da bir sorun olmadığı düşünülürse, Jeongguk'un sorunun ne olduğunu anlamak zordu. O anlatmadığı sürece de bunu anlamlandıramayacağını biliyordu.
Başını omzuna yaslamış beden yerinde kıpırdanarak daha çok yerleştiğinde saçlarına minik bir öpücük bıraktı. "Sevgilim..." diye fısıldadı yavaşça, Jeongguk ona baktığında gözlerinin dolduğunu fark etti, dişlerini alt dudağına geçirerek ağlamamaya çabalıyordu. "Bir sorun varsa, bana anlatmanı istiyorum. İçine atman bizi daha fazla yorar." Jeongguk başını salladı, "Bir sorun yok ki, hyung. seninle mutluyum, hiç olmadığım kadar. Bana iyi geliyorsun, benimle olmana bayılıyorum." Taehyung küçüğünün söylediklerine gülümsedi.
"Benden gitmeni hiç istemiyorum."
Söylediği cümle, Taehyung'u şaşırtmaya yetti. "Senden hiç gitmeyeceğim Jeongguk, bunu nereden çıkardın?" diye sordu, parmakları pijamanın içinden geçerek belini okşuyordu Jeongguk'un. "Bilmiyorum. Bu aralar sürekli kabus görüyorum, hepsinde de gidiyorsun benden." Ağlamamak için direnen sevgilisinin burnunu ısırdı Taehyung, "Senden gitmeyeceğim. Sana yemin ediyorum, senden gitmem. Gidemem ki. Sen benim dünyamsın Jeongguk, üzerime düşen ışıklar kapandığında karanlık yol almamı sağlayan ışığımsın. Ben karanlığı sevmem, ışığımın beni terk etmesini de istemem." Kolları sıkıca büyüğünün boynuna sarıldı, gözyaşları akarken kolları arasında olmak onu rahatlatıyordu.
Yeontan'ın havlamasına karışan kedi miyavlaması ile birbirlerinden ayrıldılar ve kapıda çocuklarına yakalanmış gibi hissetmekten alıkoyamadılar kendilerini.