december fifth, 1865

961 71 67
                                    

Bir süre aynada kendimi izledim. Büyük gün neredeyse bitmek üzereydi. Küçük kardeşim Kiyoko'nun düğünü yaklaşık bir saat önce bitmiş, şimdi ise kadeh kaldırma törenimiz için kiliseden çıkıp hoş bir salona gelmiştik.

Ufak adımlarla olduğum odadan çıktım ve kadeh kaldıracağımız salona geçtim. Endişeli gözlerle etrafı izliyordum, hiçbir eksiklik olmasını istemiyordum. Hem kardeşim her şeyin en iyisini hak ediyordu, hem de baş sağdıç olarak bütün sorumluluk bendeydi. Şimdilik her şey yolunda görünüyordu.

Yerime oturdum ve sırayla herkesin konuşmalarını yapmasını izledim.

İlk olarak ayağa Kageyama Tobio ve karısı Kageyama Shouyou kalktı. Kadehlerini havaya kaldırırken birlikte çıktıkları çifte randevulardan, yeni evli çiftin aşklarının nasıl gözlerinin önünde filizlendiğinden bahsettiler ve onlara mutluluklar dilediler.

Daha sonra Iwaizumi Tooru ayağa kalktı ve ilk olarak orada bulunmayan eşi için özür diledi. "Bunun için ufak bir özür mahiyetinde, sizin için bir tatil ayarladık. Umarım eğlenirsiniz, mutluluğunuz sonsuz olsun." diye ekledi.

Bunlar gibi birkaç konuşma birbirini takip ederken, sıra baş nedime Yachi'ye geldi. Yachi kız kardeşimin en yakın arkadaşlarındandı, öyle ki ben de onu kendi kardeşim gibi severdim. O da her zamanki sevimliliği ile yeni evli çifte iyi dileklerini sundu. Daha sonra ise bana dönerek konuştu,
"Şimdi, sözü fazla uzatmadan baş sağdıç Akaashi Keiji'ye bırakıyorum. O olmasa bu mükemmel ortamı yaratmamız mümkün bile olmazdı."

Ufak alkışlarla ayağa kalktım ve Kiyoko'ya döndüm.
"Benim güzel kardeşim... Sen bu dünyadaki her şeyin en iyisini hak ediyorsun. Yüzün kadar güzel olan ruhun, kibarlığın, ve tek kelimeyle saf iyiliğin, bu kirli dünyada kalan tek güzel şeylerden. Seni her şeyden çok seviyorum, ve her zaman arkanda olmaya devam edeceğim. Umarım sevdiğin adamla birlikte sonsuz mutluluğa erersin."
Benim sözlerimi bitirmemle Kiyoko'nun yerinden kalkıp koşarak bana sarılması bir olmuştu. O yerine geçtiğinde ben kadehimi tekrar havalandırdım.

"Ve Bokuto Koutarou." Yüzünde çarpık bir gülümsemeyle bana bakıyordu. "Senin gibi bir centilmenin dünyadaki her bir kadını mutlu edebileceğini biliyorum. Kardeşimi sana emanet ediyorum." Ve sesimin titreyişiyle devam ettim,
"Ve sonsuza kadar tatmin olmanı diliyorum."
O an, minik bir zaman diliminde, yüzünden asla eksik etmediği yakışıklı gülücüğü silinmişti. Ve tam da o an, koca salonda yalnızca ikimizin bildiği ufak bir anı canlanmıştı zihinlerimizde.

Yine aynı alkış sesleriyle yerime oturdum.
Bokuto Koutarou.
Bokuto Koutarou.
Bu ismi uzun süre sonra sesli söylemek, aklıma ilk tanıştığımız anı getirmişti.

and you'll never be satisfied, bokuakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin