İki saatten beri yanımda egosunu konuşturan erkek güzelini dinliyordum. Bu çocuk dışarıdan iyi gibi gözüküyor olabilir fakat onla iki sohbet içerisine girdiğinizde tam bir ego manyağı olduğunu anlıyordunuz.
Garip olan şu ki normal de egosu boyundan büyük olan kişilerden iğrenirdim fakat Seokjin yapınca gülesim geliyordu.
Şaka yaptığını biliyordunuz çünkü, kendisi ne kadar inkar etse de...
"Biliyor muydun? Okulumda ki herkes bana hastaydı. Kız ya da erkek herkes... Ehh dünya çapında yakışıklı olmak zor..."
Son söylediği ile birlikte kahkahamı tutamamıştım. Ben kahkaha atarken Seokjin' in beni ciddiyetle izlediğini fark ettiğim de gülüşüm solmuştu.
Ona baktığımı fark ettiğinde bakışlarını kaçırıp sessizliğini korumuştu.
Aramızda garip bir ortam oluşunca bu ortamı bozan içeri giren Taehyung olmuştu.
Taehyung sesinin güzelliğini kullanarak bağıra bağıra şarkı söylüyor Jeongguk ise arkasında yüzünü buruşturarak bakıyor ve onu takip ediyordu.
"I don't give a fuck about you anyways
Whoever said I gave a shit 'bout you?
You never share your toys or communicate
I guess I'm just a play date to you*"Jeongguk artık dayanamamış olacak ki Taehyung'un şarkısını böldü.
"Taehyung artık yeter. Dergiler basılana kadar seni dinledim ve bir derginin basımı bile saatler sürüyor. Şarkıdan bıktırdın artık."
Taehyung alınmış gibi yapıp dudağını büzdü. Bu hareketiyle herkes göz devirmişti.
Bizim göz devirdiğimizi gören Taehyung büzdüğü dudaklarına ek olarak kollarını göğsünde bağlandığında bizimle özür dileyene kadar konuşmayacağını hepimiz anlamıştık fakat yine de bunu dile getirmekten geri durmamıştı.
"Sizinle konuşmayacağım işte. Özür dileyin ama hıı.."
Kimse onu takmadan işinin başına geçtiğinde ben de odama gitmek için kapıdan çıkıyordum ki Seokjin ismimi seslenerek beni durdurdu.
Arkamı döndüğümde sağ elin ensesine gitmiş bana bakmamaya yeminli gibiydi.
"Şey... Yani sende istersen bu hafta sonu... Ahh yani istemezsen anlarım ama-"
"Er- şey yani Seokjin ahh şunu doğru düzgün açıklar mısın? Anlamıyorum."
Ben böyle diyince kızarmış yüzü olabilirmiş gibi daha çok kızarmıştı.
Daha demin ki ego manyağından eser kalmamış utançtan kızarmış küçük bir çocuk vardı sanki karşımda...
Beklemediğim anda kendisini toparladı ve devam etti.
"Bu hafta sonu yemek yemeye gidelim mi? Yani birbirimizi tanımak için ve tabi iş hakkında konuşmak için."
Bir anda burnunu kaldırdı ve bana tepeden bir bakış attı.
Bu hareket 'dikkat et birazdan egom konuşacak ' demekti sanırım.
"Yani sen babamın arkadaşının kızı da olsan bilmediğim bir yerde çalışıp bu yüzü heba edemem. Ünüm yerlerde sürünmemeli."
Bu dedikleriyle göz devirmiştim. Benim şirketim Kore'nin en iyi şirketlerinden biriydi ve daha yeni model olmuştu. Bence kendini şanslı sanmalıydı. Torpilli girmişti çünkü...
Ve... Daha yeni ünlü oldun neyin kafasını yaşıyorsun seni ünlü yapan benim be.
Tamam bu kadar isyan yeter.
Seokjin' e döndüğüm de benden bir cevap bekliyordu.
Kısaca tamam deyip çekim odasından çıktım ve kendi odama yöneldim.
_____________
Yorucu bir günün ardından eve gelmiş yeni çıkan dergiyi inceliyordum. Seokjin işini iyi yapmış ve şimdiden bir sürü hayran kazanmıştı.
Umarım bu fotoğrafları şirketin Instagram hesabına da yüklemişlerdir.
Telefonumu elime alıp uygulamaya girdim ve kendi hesabımdan çıkıp şirketin hesabına girdim.
En başta erkek güzelinin fotoğraflarını görünce rahat bir nefes vermiştim.
Takipçilerimiz de dakika başı artıyordu. Eskiden böyle değildi. Yani Seokjin girmeden önce.
Umarım onun evli olmadığını öğrenmezlerdi. Yoksa şirkete girmek isteyen yüz binlerce fangirli nasıl durduracağımızı bilmiyorduk.
Erkek güzelinin -bu lakabı artık benimsedim.- fotoğrafına tıkladım ve yüzünü inceledim. Çok pürüzsüz görünüyordu. Acaba hangi bakım malzemelerini kullanıyordu.
Fotoğrafa bakarken açıklama kısmında ki hesap dikkatimi çekmişti. Seokjin'in kendi hesabını etiketlemişlerdi ve kızların onun hesabına akın ettiklerini tahmin edebiliyordum.
Hesaba tıkladığımda takipçilerinin az olduğunu gördüm. Çünkü hesabı gizliydi ve sanırım herkesin isteğini kabul etmiyordu.
Onu etiketlemelerinden rahatsız olmuş olmalıydı ki gizlemişti hesabını.
Şirketin hesabına geri girip çıkış yaptım. Kendi hesabıma girip Seokjin'in hesabını arattım.
Hesabı açtığımda acaba istek atsam mı atmasam mı ? Diye düşünürken elim çoktan takip et butonuna basmıştı.
İstek anında kabul edildiğinde gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Bu çocuk telefonun başında mı oturuyordu?
Bildirim sesi geldiğinde hemen bildirimle kısmına girdim.
Bana da takip isteği atmıştı. Hemen kabul ettim.
Kabul ettiğim anda mesaj gelince şaşkınlığım iki katına çıkmıştı.
WorldwidehandsomeJin: Hafta sonunu unutmadın değil mi?
Göz devirme Sarang...Göz devirme Sarang.... Göz devirme Sar-
Kendimi tutamadan göz devirdiğimde, cevap vermek için mesaj yerine bastım.
JiSarang: Sana da merhaba Jin shii
WorldwidehandsomeJin: ahah Merhaba 😁
Neyse unutmadın değil mi?
JiSarang:😒
Hayır sayende unutamıyorum.
WorldwidehandsomeJin: Peki..
İyi geceler Sarang
JiSarang: İyi geceler Jin.
Bölüm atmayalı 5 gün olmuş..
Bölümü nasıl buldunuz?
사랑해♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗠𝗮𝗹𝗲 𝗕𝗲𝗮𝘂𝘁𝘆 || 𝙺𝚂𝙹 (𝓐𝓼𝓴𝓲𝓭𝓪)
FanfictionARA VERİLDİ "Harika erkek mankenlerimizden birisi istifa etmiş şimdi ne yapacağız? Çekimlere yarım saat kaldı. Bu kadar sürede bir manken bulamayız." "Aslında Sarang sanırım ben birini tanıyorum."