ii.

734 82 102
                                    

CHAPTER 2 : ON THE WAY TO DELACROIX

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

CHAPTER 2 : ON THE WAY TO DELACROIX

Londra'da dolunayın hakim olduğu o zor gece bir şekilde sabaha ermiş, Christa'nın evinden ayrılma vakti gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Londra'da dolunayın hakim olduğu o zor gece bir şekilde sabaha ermiş, Christa'nın evinden ayrılma vakti gelmişti. Ona tahsis edilen kendisinden üç yaş küçük ve İngiltere'nin düşük kademeli soylu ailelerinden seçilen nedimeleri Leydi Joanne ve Leydi Judy leydinin kişisel eşyalarını limana gidecek olan faytona taşımakla meşgul olan uşaklara yardımcı olurken Christa dudaklarını yumarak ailesine baktı, gözleri nemliydi. Vedalardan hep nefret etmişti o.

Babası dünkü haliyle aynı sayılırdı, yalnızca göz altlarının çöküklüğü gözle görülür hâle gelmişti; adeta "beni affet ama bunu yapmak zorundaydım" diyen gözleri Christa'nınkilerle buluştuğunda kollarını açarak kızına sarıldı. Dük Kensington önceki gün gerçek düşüncelerini karısından çekindiğinden asla belli edemese de o anki tavrı genç kızın içinin burulmasına yetmişti. 

Annesine sarılmak için ilerledi ardından. Ancak düşes buna yanaşmadı, tüy yelpazesini kızının iki omzuna hafifçe dokundurdu, "Orada bir Kensington leydisine yakışır şekilde davran Christa, senden tek beklediğim bu." dedi soğuk bir sesle. Christa bazen kendisinin bu kadından çıktığına inanamıyordu.

"Elbette." Başını eğmekle yetindi ve ağabeyine ilerledi; onunla değil vedalaşmak, yüzünü görmek dahi istemiyordu. Annesiyle bir olarak babasına bu aptal fikri kabul ettiren ve şimdi ona acıyarak bakan iblis, James'in ta kendisiydi. Kızın hareket etmediğini gören James bir adım atarak ona sarıldı, "Umarım uzun bir süre görüşmeyiz kardeşim, Kensington köşküne bir varis yeter de artar bile." sözlerini fısıldadığında Christa'nın gözleri şaşkınlıkla açıldı, "Ne saçmalıyorsun sen?"

"Veraset konusunda seninle karşı karşıya gelmeye, belki savaşmaya hazırdım ama kendi sonunu kendi ellerinle hazırladın; bu da benim fazlasıyla işime geldi. Kensington'ın başına neden kadın bir yönetici gelmemesi gerektiğini gösterdin onlara." Dük ve düşesin arabacıyla konuşmakta olduğunu görünce biraz daha eğildi, "Roseanne'den kurtulmanın da bir yolunu bulacağım- anlarsın ya, zaten varis olmak için fazla küçük. Sen de çirkin bir dükle evlenip Paris'in bir köyünde yaşlanacaksın ve sonsuza dek bir daha karşıma çıkmayacaksın, daha harika ne olabilir ki?"

glace en feu | wendy & joyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin