1. Bölüm (Düzenlendi)

21.8K 516 28
                                    

Anne ve Babamın ölümünün üzerinden 1 ay geçti kendimi çaresiz hissediyorum, bir daha topralanamayacakmış gibi, onlarsız nasıl yaşayacağımı nasıl mutlu olacağımı nasıl bu acımasız dünyada nefes alabileceğimi bilmiyorum. Çaresizim. 1 aydır tükeniyorum. Kendimi hissetmiyorum. Hayatta en değer verdiğim kişiler artık yok. Sabah okula kaldıracak, en sevdiğim tavuklu makarnadan yapacak biri yok, en önemlisi dertleşebileceğim bir annem yok, kahretsin ki bütün sorunlarıma yardım edebilecek ağladığımda üzüldüğümde saçımı okşayacak biri yok. Akşamları yürüyüşe çıktığımız peder yok. Babama peder deyip onun sahte kızgınlığı bile 1 ayda o kadar çok özledim ki. 

Bir hafta sonra okullar başlayacak.
Son yılım ve mezuniyetim için annemle kıyafetimi tasarlıyorduk. Rengini, modelini, üstümde ki duruşuna kadar her şeyi beraber düşündük.. Artık ne önemi var ki ? Gitmeyeceğim bir mezuniyet kıyafetinin!

4 kişilik ÖZÇELİK ailesinde sadece 2 kişi kaldık Mert ve ben, siktiğimin lanet hayatında tutunabileceğim bir dal. İntihar etmeyi bile düşünmüş biri için bu hayat değersiz geliyor.

Annemle babamı trafik kazası yüzünden kaybettik.
Olayın iç yüzünü bilmiyorum, Mert yanıma gelip Anne ve babamız öldü yağmur dedi. Dalga geçiyor sandım, lanet olası bir şaka yapıyor sandım ama değildi. Tepki veremedim, ağlayamadım, çığlık atıp ortalığı yıkamadım, donup kalmıştım. Keşke bende gitseydim, keşke bende onlarla ölseydim. Bu acıları yaşamak zorunda kalmazdım. Ama bu isteğim de biraz bencilce değil miydi ? Mertin yalnız kalması da bencillik olurdu. Bir şeyler anlamalıydım,  annem ve babam yola çıkarken sanki veda ediyor gibi gitmişlerdi. Kötü bir his vardı içimde, bu kötü his beni bitirdi. Cenazeden sonra anne ve babamın odasından çıkmadım. Kimseyi görmek istemedim. Hala da istemiyorum. Bana acıyan gözle bakan insanları hayatımda istemiyorum. Güçlü olmak zorundaydım. Bu dünyada anne babası olmayan onca insan vardı, onlar idare edebiliyorsa ben de edebilirdim, yani deneyecektim. Başka çarem yoktu.

Mert'e okulumu değiştirmek istediğimi söyledim. Orada ki acıyan gözleri görmek istemiyordum. Tuğçe ve Ela'yla ayrı eve taşındık, belki bu daha iyi gelirdi. Hayatımda ki iki melekle aynı evde olmak.  

Haftaya okul başlıyordu toparlanıp kendime gelmem için bir hafta vardı.

Kızlar da beni bir yerlere götürmeye çalışıyorlardı, çabaları en sonunda bir sonuç verdi ve onlarla bara gitmeyi kabul ettim.

Kızların verdiği kot şortu ve büstiyeri giyindim. Topuklularımı da ayağıma geçirdiğim de benlik kısım bitmişti. Saçıma hiç elletmemiştim ama makyajı Tuğçeye bıraktım..

Kızlar da hazırlandıktan sonra dışarıya çıktık. Bara geldiğimizde ağır alkol ve sigara kokuyordu, alışkın olduğum bir yer değildi. Neden burayı seçtikleri hakkında bir fikrim yoktu. Herkes sarhoş olmuş delicesine dans ediyordu. En köşedeki masaya geçtik. Ben bira alırken kızlar tekila almıştı. Hayır iyi olmayan bendim ama sarhoş olmak isteyen onlar,canım arkadaşlarım. İçimden bunları düşünürken göz devirmiştim. Şimdiden belli oluyor ki arabayı dönüşte arabayı ben kullanacaktım.

Yeni okulun nasıl olacağından, yeni evimizden bahsederken masaya bir grup geldi. 

Grubun en önün de duran  çocuk ki sanırım grubun lideri oluyor. "Kızlar burası bizim kalkın" dedi. Kızlar da kaşlarını çatarak birbirlerine baktılar, ben ise direk çocuğa bakıyordum. Bizim yaşlarımızda gibi duruyordu, kumral saçları açık kahve gözleri vardı. Gülümseyerek "Tapusuna bakabilir miyim" diye sorduğum da kızlar kıkırdadı. Çocuğun yanındakiler de gülmeye başladılar.

Sırıttığın da birden herkes sustu. 'Burası müsait değil ama içeriye gelirsen gösterebilirim güzelim' dediğin de 'Bir, bana güzelim deme cürreti nereden geliyor ? İki, sana tapu dedim yazılı bir belge ama senin aklın anca değerline çalıştığı için beynin algılamayı bırakmış olmalı, tanıdığım biri var seni ona yönlendireyim ona gösterirsin içeri de, ha bir de bu masadan kalkmayacağız şimdi yaylan bakalım'  dediğim de gülerek hiç istifini bozmadan "tabi bizimle takılmak isterseniz kalabilirsiniz." diye tısladı. Hayır yani onca laf soktum insan bir ona tepki verir yahu mankafa. Bu kez  sinirlenmeye başlıyordum. " Hayır canım size katılmıyoruz ve sizde başka masaya gidiyorsunuz, ilk önce buraya biz geldik" diyerek gülümsedim bu kez pi kurusu çocuk kahkaha attı, itici insan!

Bana doğru eğilerek "canım sen benim kim olduğumu bilmiyorsun, galiba burada yenisin. Ama burası bizim ve burada bizden başka kimse oturmaz oturamaz!" dediğinde bu seferde ben kahkaha attım.

'Uzatma sana bakmaktan gözlerim kanayacak görüntü kirliliği yapıyorsun çekil artık önümden güzelim' diyerek elimle başımdan savarmış gibi bir hareket yaptım gerçi teknik olarak öyle oluyordu. Sinirlendiğini dişlerinin arasından konuşmasından belli ediyordu, tamam bira tırsmadım değil ama geri adım atmak yoktu. Grubu ve bizim kızlardan ses çıkmıyordu, herkes susmuş bu mankafanın ne diyeceğini bekliyordu."Bugünlük böyle olsun beni tanımadığın için size izin veriyorum ama bir daha burada bu masada görürsem kötü olur güzelim" dediğinde başka bir masaya geçtiler. 'Ay güzelim bir tarafına girsin.

"Tamam güzelim  hadi başka masaya" dedim güzelime baskı yaparak. Sinsi sırıtışıyla hemen yan masaya geçti.

Uyuz çocuk kendini ne sanıyorsa..

Zaten bu bara ilk defa geldik. Her zamanki takıldığımız yere gitmemiştik, eski sevgilim Murat büyük ihtimalle oradaydı ve ben onu görmek istemiyordum. Bu halimle bir de onun yüzünü görmek dahi istemiyordum. Piç kurusu çocuk annemle babam öldükten sonra, tükeniyordum, beni teselli edip moral vereceğine gidip kızlarla takılmayı tercih ettiği için ayrılmıştım, zaten sevdiğim de söylenemezdi. Güzel vakit geçiriyorduk, eğleniyorduk ama o kadar. Ayrıldıktan sonra aramalarına dönmemiş hatta her yerden engellemiştim ama yüzsüz çocuk bu sefer de kapıma kadar gelmişti. Evimi ve okulumu değiştirme nedenlerimden biriydi buydu işte.  Anne babamın yasını tutarken bile rahat vermiyordu şerefsiz.

Kızlarla sıkı bir sohbetten sonra kalkmaya karar verdik. Biz kalkar kalkmaz ukala çocuk hemen bizim masaya geldi grubuyla birlikte. Yanıma geldiğinde kulağıma yaklaşıp ' Bir daha sizi bu masada görmeyeceğim' deyip tısladı masaya geçiyordu ki aklıma gelen şeyi söyledim. 'Bakarız güzelim' deyip göz kırptım. Yanımdan sırıtırak geçip kalktığım yere oturdu manyak psikopat herif.

Kızlar hafif çakır keyfi olduğundan onlara kahve yaptım. Garanti olsun sonuçta yarın okul vardı. Kızlara kahvelerini verip odama çıktı. Gece biraz hüzünlü, çok düşünceli, biraz mahoş geçti ve uykunun o güzel kollarına attım kendimi.

SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin