•𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐰𝐨
a promise heavier than the heavens above
•🎧 florence + the machine HIDING
•
GÜNEŞ ışığı, tüm güzelliğiyle Keena'nın odasının küçük pencerelerinden nazlı nazlı içeri süzülürken gün ışığının ona hatırlattığı yığınlarca sorumluluktan rahatsız olmuş gibi yatağının içinde bir o yana bir bu yana dönüyor Keena. Omuzları ve kollarında çok derin olmayan fakat yine de insana acı veren türde ağrılar var, başı ise çatlar gibi zonkluyor. Yorgunluk resmen onu yatağa sabitlemiş gibi, kalkabileceğinden pek emin değil.
"İstemiyorum." diye mırıldanıyor kendi kendine, adeta küçük bir çocuk gibi. Yeniden yatmakta olduğu yerde döneceği sırada sertçe elini üzerini örten yorgana vuruyor. Bu hareketinden sonra omuzlarındaki ağrı daha bir şiddetlenirken uykulu ve tatlı yüzünü memnuniyetsiz bir edayla ekşitiyor. "Sonsuza dek uyumak istiyorum ben." Dudaklarını yalıyor. "Güneş. Ne olursun geri git, güneş. Of."
Onu uyandıran şeyin havanın aydınlanışı olduğundan Keena, babasının hala eve gelmediği kanısına varıyor. Bu çıkarımından ötürü canı daha bir sıkılıyor çünkü bu, Keena'nın köy pazarında yine yalnız olması gerektiği anlamına geliyor.
Sahiden, niye büyümüştü Keena?
Evet, küçükken büyümeyi düşünmek eğlenceliydi ancak hiç kimse bu büyümeyle gelen sorumluluklardan bahsetmemişti ona. Evet, şimdi on sekiz yaşında koskocaman bir peri kızıydı ancak omzundaki ağırlık yaşının en az dört katı kadardı! On beş yaşına bastığından beri tek yaptığı şey, babasından öğrendiği peri marifetlerini kullanarak eve para getirmeye yardımcı olmaktı. Bu kadar hızlı büyümeseydi, olmaz mıydı?
Annesi öldüğünden beri Keena'nın babası, peri olmasına karşın normalden katbekat hızlı yaşlanıyor gibi. Bu genç peri kızını derinden yaralıyor çünkü onun yaşlanmasını yavaşlatacak bir iksir bulabilmiş değil henüz. Bunun hayaliyle gece gündüz çalışsa ve kafa patlatsa da tek yapabildiği, babasının üzerindeki yükü az da olsa hafifletmek için onunla birlikte iksirler yapıp satmak.
Bunu babasının iyi olması için yapıyor fakat Keena, altında ezildiği sorumluluk duygusundan artık bıktığını hissediyor. Büyümek, gerçekten de dedikleri gibi büyükçe bir kayanın altına canlı canlı girip can çekişmeye benziyor. Keena büyüdü ancak hâlen genç, bu içsel baskının altında can çekişmek ise istediği en son şey.
Genç peri, daha yataktan kalkmamasına rağmen aklını meşgul eden binbir türlü gereklilikle adeta gün sonu yorgunluğunu iliklerine kadar hissediyor. Yatakta kaldıkça kalkması zorlaşacak, bu yüzden üfleyip püfleyerek yattığı yerden doğruluyor. Ayaklarını yatağın kenarından sarkıtıp gerindiği sırada dudaklarından memnun mırıltılar yükseliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
outrunning karma • lee felix
Fanfiction• omuzların titrek, güçsüz düşmüşsün belli. öyleyse tut beni kalbimden, sımsıkı tut ki ruhundan çekip alayım seni kaderin kana bularken benliğini. • [boyxgirl, werefox!felix, fantasy] başlangıç - 7/7/2020 bitiş - .