Hastanedeyim şu an Cheol hyung, Doktor Jeonghan'ın odasında. Konuşmaları gereken önemli şeyler varmışmış. Uzaktan çocuğa mı beziyorum? Benim hakkımda konuştuklarına yemin edebilirim.Ameliyat olacağım bir kaç gün sonra hastalığın daha fazla büyümeden yok olması gerekiyormuş. Dedi doktor.
Eğer ki uyanmazsam...
Tamam tamam susuyorum biliyorum ki şu an yanında bu cümleyi tamalasaydım sinirlenir, küserdin.
Hadi bir mucize olsun Wonwoo
Mesajlarım görüldü olsun.
Olmadı.
Artık mucizelere de inanmayacağım Wonwoo! Hepsi boş!.
Açılan kapı ile ayağı kalktı. Seungcheol gülümsüyordu. Mingyu uzun zamandır onu böyle güzel ve mutlu gülümsediğini görmemişti.
"N'oldu içeride Hyung? Yüzünde güller açıyor." Hastanede çıktıklarında sormuştu Mingyu
"Ameliyat olunca iyi eski sağlığına kavuçabileceğini söyedi Jeonghan. Ve şey..."
"Ney?"
"Jeonghan'ı yemeye çıkarmak istediğimi söyledim. Kabul etti." Söylediği son iki kelimede sesi istemeden yüksek çıkmıştı Seungcheol fazlasıyla mutluydu.
"Senin adına çok sevindim Hyungii~"
"Teşekkürler Mingyu. Hadi sırtıma bin seni sırtımda taşıyarak eve götüreceğim."
"Olmaz Hyung çok ağırım."
"Hey sana sırtıma çık dedim. Ne kadar ağırsın gibi bir şey sormadım. Ayrıca binmelisin yoksa mutluluktan uçabilirim bu güzel iki haber için."
Mingyu, Seungcheol'ün sırtına çıktı ve sıkıca boynuna sarıldı. Onu çok ama cidden çok seviyordu tutunacağı ikinci ve son dalıydı.
"Seni seviyorum hyung." sessizce fısıldamıştı.
Seungcheol bu koca bebeğin söylediği cümleye sevinmişti. Mutlu gibiydi bugün. Mingyu mutluysa o da mutluydu.