Five

2.1K 224 190
                                    

Final

Bir gün kendi odamda kilitli kalacağımı söyleseler kıçımla gülerdim herhalde. Ama şu an odamda Jimin ve ben kilitli kalmıştık. Bunun yapanın da Jaehyun ve Jackson olduğunu söylememe gerek yok herhalde?

"Bunu neden yaptılar ki?" diye sorduğunda Jimin'e çevirdim gözlerimi.

"Konuşmamız istiyorlar." dediğimde huzursuzca kıpırdandı yerinde.

İşler buraya nasıl gelmişti ki?

__

Flashback

"Bana bakın! Aşk üçgeninize dik ortay çizer, bölünen kadar karenizi alırım sizin! Dinliyor musunuz yoksa test çözmek için kullanacağım kalemi üzerinizde farklı amaçlar için mi kullanayım?"

Üç gündür nirvanada olan sinirime rağmen bana yalvar yakar matematik çalıştırmayı kabul ettiren iki gerizekalı; sanki ben onlara konu anlatmak için yalvarmışım gibi davranıyor ve beni dinlemiyorlar, birbirlerine laf atıp duruyordular. Sınava çok az bir süre vardı ve üzerimdeki bu stresle ne yapacağımı bilemezken karşımdaki iki andavala laf geçirmeye çalışıyordum. Onların yaptığı ise, 'aşk' konuları konuşmaktı. Kendilerinden ben ve Jimin'in durumuna benzer örnekler veriyorlar ama asla konuyu açmıyorlardı.

"Hepsi Jackson yüzünden, yemin ederim, bu çocuk beyin yerine patates püresi taşıyor kafatasının içinde."

"Kes! Taşıdığın nohut kadar beyin parçacığı, gelmiş burada bana laf sokmaya çalışıyorsun!"

Sakin kalmaya çalışarak Jackson ve Jaehyun'u izlemeye devam ettim.

"Beynin işlevi boyutuna göre olsaydı, filler bilim adamı olurdu."

"Boşver şimdi onu. Minho işini ne yapacaksın diye sordum ben sana."

"Ne yapacağım ya?! Unuttum bile."

"Ben de inandım!"

"Seni inandırmak zorunda değilim, aptal!"

Ve sonuç; kafasına birer kitap yiyen iki gerizekalı...

"Bana bakın..."diye başladım, tek gözüm seğirirken. "Eğer bu sikimsonik şeye devam ederseniz, sizi beyinleriniz hoşaf kıvamına gelene dek yumruklar ve kıçlarınızı tekmeleyerek evden atarım!"

İkisi de hızlı bir şekilde kafalarını aşağı yukarı sallamaya başlayınca biraz daha sakin bir tavır takındım.

"E-eh...Geç mi kaldım?"

Başım direkt sesin geldiği yere döndüğünde karşımda günlerdir doğru düzgün göremediğim minik bedeni görünce şoka uğradım. İki salakla uğraşırken kapıyı da duymamış olmalıydım ve kendi sesimden de, Jimin ile muhtemelen ona kapıyı açan annemin de sesleri de gelmemişti.

Kendi sesimden...

Jimin bütün söylediklerimi duymuş muydu?!

"Ö-ö-ö-zür dilerim! İstediğin yere oturabilirsin! Geç falan kalmadın! Biz de yeni başlamış sayılırdık, değil mi, çocuklar?!"

Jackson ve Jaehyun'dan aynı anda tek bir kelime yükseldi. "Evet!"

Gülümseyerek aramızda bir sandalye boşluk kalacak şekilde oturdu. Bu haraketi içimi o kadar burkmuştu ki, birkaç saniye yutkunamadım. Bundan birkaç gün önce olsa, direkt bana en yakın yere oturur ve benimle sürekli temas halinde olurdu. Ve buraya son değil, ilk gelen kişi olur, Jackson ve Jaehyun gelmeden önce baş başa bir-iki saat vakit geçirirdik.

ᴇᴠᴇʀʏ ʏᴏᴜ ᴇᴠᴇʀʏ ᴍᴇ | ᴊɪᴋᴏᴏᴋ (ғɪᴠᴇ sʜᴏᴛ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin