bornrool
Küçük âşkıma ithâf..••
CiaoAmour
Lütfen, küçüklüğündeki sözü tut ve yanıma gel, Tata...
Mesâjlarıma cevâp ver, n'olursun.
|Görüldü 01.30
••
Gökyüzüne bağırıyorum bu gece, dünyaya bağırıyorum. Seni sevdiğimi dile getiriyorum, her sâlise. Aklım bir karış havada, mutluluk bedenimden soyutlanmış.
Plağı koyup şârkımızı duyana dek, bekliyorum. Her gece, hayaletin ile dans ediyorum, melodiler ile. Bütün gece ayaktayım, kendime iyi olduğumu söylüyorum ama ben, en parlak ateşte dans ediyorum."Bebeğim, seni görmek her şeyden çok dâhâ zor..."
Okyasunu dinliyorum, bu gece. Yıldızlar, eşlik ediyor bana. Yavaşça yere iniyor. Bize ışığını göstermek, bizi parlatmak için aşağı iniyorlar, TaeHyung... Işığım, söndü benim. Daha fazla dayanamıyorum. Ben, yağmur yağıyormuş gibi, taş toprağa meydan okuyormuş gibi hissettim, sensiz geçirdiğim her gece. Ama ben koşmaya devâm ediyorum, meleğim. Evime doğru koşuyorum şimdi, sana geliyorum. Beni âit olduğum yere, götür. Gidecek başka bir yerim yok..
Biliyorsun, bebeğim.
"Bu ölmesine izin vermeyeceğim bir âşk."
Biliyorsun, bebeğim
Gecenin en karanlık olduğu ânı, şafağa en yakın olduğu ândır. Ve ben şimdi, şafak vâktinde, evime gidiyorum...
••
"Sigâra içmeyeceğine dâir söz vermiştin..."
Boğuk, kâlın bir ses, boş ve soğuk sokakta yankılanırken, JungKook, gözlerindeki tüm parlaklığını göstererek, belertmişti. TaeHyung, adımlarını küçüğünün yanına doğrultarak,
İnce parmaklarını, morarmış göz altlarına yöneltmiş ve okşamıştı."N'için uyumuyorsun, Sevgili?"
Parmakları yerine, dudaklarını göz altlarına nâifçe bastırmış, tek elini beline atmıştı.
JungKook, tek elini, TaeHyung'un ensesine atıp, saçları ile oynarken, göz yaşlarını serbest bırakmıştı."Ağlama, küçük."
Büyük olan, dudaklarını o'nunkilere bastırmış, kendi dudakları arasına hapis etmişti. JungKook, özlemi ile kül olduğu, dudaklara karşılık vermiş ve doyumsuzca emmişti.
TaeHyung, yanındaki banka oturmuş, küçüğünü kucağına yerleştirmişti.
JeonGguk, rahatsızca yerinde kıpırdanmış, dudaklarını ayırmıştı. Esmer olan, tek kaşını, anlamsızca kaldırmış, ellerini küçük olanın kasıklarına atıp ileri geri hareket ettirmiş ve kendini sürtmesini sağlamıştı."Yapma, gitmeden önce de yaptın. Gideceksin tekrârdan."
TaeHyung, kendi yarattığı sanat eserine göz gezdirdi. JungKook'u baştan âşağı süzdü ve ardından, tek elini saçlarına atıp, karıştırdı. Küçük olan, kafasını, boynuna gömmüş, yıllardır mahrum bırakıldığı kokuyu, içine çekip, tebessüm etmişti.
Ve, JeonGguk'un dediği gibi oluyordu. Yıldızlar, âşağı inmeye başlamış, tüm ışıltısını o'nlara yansıtmıştı.
"Tata, beni seviyor..."
"Hm hm. Tata seni çok seviyor, güzeller güzelim."
••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Swan •| TaeKook
Fanfiction"Bu ölmesine izin vermeyeceğim bir âşk, JeonGguk-ah. Seni bir sonra ki hayatımda da bekliyor olacağım." |Text×Düz|