Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin canlar.
İyi okumalar.
☘️
"Bence mavi olan daha güzel duruyor." Ya Eun'un yaklaşık iki saat süren t-shirt seçiminden sonra bahçeye çıkacaktık. Her ne kadar ben çıkmayacak olsam da, oda da hakim olan gürültü uyumamı engelliyordu. Bizim fikirlerimizi soruyor ama duymamazlıktan geliyordu.
"Bence de kırmızı." En son eline aldığı kırmızı t-shirtü kafasına geçirince derin bir nefes alıp yatağıma daha çok sokuldum.
Tam gözlerimi kapatacağım sırada yatakta bir hareketlilik hissetmemle hemen oturur pozisyona gelmiş ve örtüyü üzerime çekmiştim.
Yatağıma oturan Min Seo ellerini birbirine kenetlenerek bana döndü.
"Buraya geldiğinden beri hiç bahçeye çıkmadın Brunelle... Sende bizimle gelmek ister misin?" Büyük bir heyecanla söylediği şey karşısında bir süre ifadesizce yüzüne bakmış ardından yorganı daha çok kendime çekmiştim."Min Seo haklı. Sende bizimle gel. Hem bir süredir bize bulaşan da yok beraber yürüyüş yapar, biraz temiz hava alırız." Hana'da ona eşlik edip yatağımın diğer ucuna oturunca yeni duş aldığım için hafif nemli olan saçlarımı gösterdim.
"Hasta olmak istemiyorum." Gerçekten çok saçma bir bahaneydi ama aklıma başka bir şey de gelmiyordu. Elimde olanlarla malzeme üretmeye çalışıyordum ama bu konuda pek becerikli olduğum da söylenemezdi. Kızlar bir yönden haklıydı, buraya geleli neredeyse bir hafta oluyordu ve ben yemek yemek, tuvalete gitmek ve uyumak dışında bir yaşam belirtisi göstermiyordum.
Ama diğer yandan burası her şekilde konforlu ve rahat bir hapishaneydi ve kendimi ceza çeken bir mahkum gibi hissetmiyordum.
Belki de kendi cezamı kendim vermeye çalışıyordum.
Ya Eun mavi t-shirtünü bana uzatıp hafif bir tebessüm etti. "Bir seferliğine giymene izin veriyorum." Elimdeki t-shirt koyu mavi renkte ve joker desenliydi. Jokeri gerçekten severek izlerdim. En sevdiğim filmler arasındaydı.
Min Seo oturduğu yerden kalkıp fiskosun çekmecesinden çıkardığı kurutma makinesini yatağımın hemen yanındaki fişe taktı. "Artık bir bahanen kalmadığına göre gelde saçını kurutalım." Bu kızlar bana çok iyi davranıyordu. Geldiğim günden beri beni rahatsız etmemek için ellerinden geleni yapmış ve bir kez olsun beni sorgulamamışlardı.
Bu kızlar koğuşun solgun duvarlarına renk katıyordu. Sadece koğuşa ve bu hapishaneye değil, benim , olmayan hayatımı da süslüyorlardı. Onlarda neşeyi görüyordum, mutluluğu görüyordum, gerçek aile olmanın kanda bulunan DNA'ların benzerliğine değil. Ruhta bulunan sevginin eşsizliğine bağlı olduğunu görmüştüm.
Onlar benim bu karanlık hücredeki yıldızlarımdı. Tanrının bana verdiği bir lütuf ya da altı ay sürecek bir hediye de olabilirlerdi.
Ve ben en azından altı aylığına bu sevgiyi tatmak istiyordum.
☘️
Burası gerçekten harika bir yerdi. Yavaş yavaş hakimin bana torpil yaptığını düşünmeye başlıyordum. Benim gibi bir mahkûmu niye böyle bir yere ceza çekmesi için gönderirlerdi ki?
Ya da kaç hapishanenin bahçesinde voleybol ve basketbol sahası bulunurdu.
İlk geldiğimde böyle bir yerin olduğunu fark etmediğim için kendime bir yandan kızıyor, diğer bir yandan ise 'sen buraya cezanı çekmeye geldin. Böyle bir şeye hakkın yok' diyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brunelle✓Jk
FanfictionŞu hapishane duvarlarını yıkabilirim. Ama senin duvarlarını yıkamıyorum Brunelle~° 02.07.2020 ʕNEMESEİGHTʔ ຶ༎ຶ © Tüm hakları kar tanelerinde saklıdır