Barış'tan ;Sabah pencereden vuran ışık ile koltukta hafifçe kıpırdandım. Hala üstümdeydi ve bana çok sıkı sarılmıştı. Açıkçası çok hoşuma gitmişti.
Başımı yanıma çevirince hala uyuduğunu gördüm.
Telefonum çalıyordu.
Ama şimdi bakamazdım ve sesi niye kısmamıştım ben amk.Birden Cemal uyanmıştı. Nasıl korktuysa aniden koltuktan düşmüştü.
"Aağh"
"Oha manyak"
"Yardım etsene ya" iki elimle belini sarıp onu kucağıma alınca kolunu boynuma sardı.
"Bu yardımı çok beğendim, bir daha düşebilirmiyim"
"Sanada günaydın"
"O muhabbeti geçtik sanıyordum"
Bu sırada çalan telefon susmuştu, şuan umrumda bile değildi.
Onu koltuğa oturtunca kendimde yanına oturdum.
"Şey Barış"
"Efendim"
"Ben tüm akşam öyle mi uyudum?"
"Hıhı"
"Ciddi olamazsın yuh"
"Ne var yavrum çok güzeldi"
"He?"
Bana dönük şekilde oturuyordu ve bacaklarını hafif kırıp alta getirmişti.
İki elimle bacağından tutup onu kendi üstüme aniden çekince başı boynuma yapışmıştı.
"Napıyosun lan"
"Cok kibarsınız Cemal bey"
Ellerini boynuma dolayıp "Teşekkür ederim sizde öylesiniz" diyince boynunu öpüp burnumu boynuna dayamıştım. Telefon ikinci kez ortamı bozmak için çalarken Cemal yavaşça kucağımdan kalktı, bende uzanıp telefonu aldım. Kim aramış diye bakarken ekranda Yunus Emre yazısını gördüm.
"Efendim?"
"Barış naber kanka?"
"İyi sen?"
"İyi bende ya, şey diyeceğim bugün senle buluşalım mı?"
"Olabilir, tamam bana konum atarsın"
"Nerdesin sen arkadan ses geliyo?"
"Şey... Bir arkadaşın evindeyim" (O sırada Cemal'in kötü bakışına gülüp geri döndüm)
"Kim lan o"
"Yunus napcan amk"
"Ya"
"Cemal işte tanımazsın"
"Cemal can olan?"
"Evet?"
"Tanımaz olur muyum aq"
"Neyse tamam hadi kapat"
Cemal'i nerden tanıyordu?
"O kim?" Diye soran Cemal'e baktım.
"Yunus emre, ama seni tanıdığını söylüyor"
"Y- Yunus Emre mi?" Birden şaşkınlık ve korku karışımı bir ifade ile bana bakınca, "Noldu?" Dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık | Cembar
General Fiction"Burası çok karanlık" "Biliyorum bebeğim tut elimi" Işığın olduğu heryerde gölgelerde vardır...