Büyük salonda kahvaltı ediyorduk. Fazla ses vardı. İnsanlar sabahın köründe nasıl bu kadar canlı oluyor anlamıyorum ki. Bana kalsa ben bütün gün yan gelip uyurum. Ama Lily hanım sabahın köründe kaldırıyor. Neymiş efendim erken kalkmak daha iyimiş. Vıdı vıdı vıdı.
Ben nasıl kaytarıp uyucağımı düşünürken birinin yanağımı öpmesiyle kendime geldim. Karşımda sırıtan Sirius'u görmemle biraz kızardım. Hayır kendine gel Josephina. Sen utanmaz yada kızarmazsın diyip dudağımı hafif dişledim. Sirius'un gözü dudağıma kaymıştı bunu hissediyordum ve daha fazla kızarmamak için ona bakıp "günaydınnnnn" dedim. Benim bu halime gülüp "günaydınnn" diyerek beni taklit etti.
James hemen "size ne dedim ben yanınızda olduğum sürece öpüşmek yok demedim mi" Sirius ile ikimizde göz devirince hafif sinirle bize baktı. Peter "Sence seni dinlerler mi James. İşte Sirius ile ayrılması için bir sebeb. Ben olsam senin yanında öpmem. O yüzden ayrılında Josephina ile ben çıkayım" diyince Sirius kafasına bi tane geçirdi. Bende "Peter kapa çeneni ya üff" dedim.
Hepimiz oturmuş sohbet ederek kahvaltı ediyorduk. Ben hariç. Benim aşırı uykum vardı. İlk uyku sonra yemek. Uyku ve yemek hayat felsefem. Yada acaba uyurken mi yemek yesem.
Biraz sonra ise Regulus geldi ve Sirius'a "günaydın enişte"diyerek yanına oturdu. Sirius onun kafasına da bir tane geçirdi
"Enişteymiş salak şey seni. Ben senin abinim. Asıl ona yenge demen gerekir". "BİLİYORUM AMA SENİ SİNİR ETMEK EĞLENCELİ ENİŞTE" diyerek masadan kalktı Regulus.Sirius bir yandan bana bişeyler yedirmeye çalışıyor bir yandanda Regulus'a saydırıyordu.
Peter "Hadi aç ağzını kurban olduğum seni verene kurban" diyince "höşt yavaş" diye bağırdım. Sirius ta sinir ile ona bakıyordu. James'in ağzı açık kalmıştı ve daha demin içtiği su ağzından yavaş yavaş akıyordu. Böyle olunca Lily'de onun ağzını kapatmaya çalışıyordu. Remus ise elindeki kitap ile Peter'ın kafasına bir tane geçiriyordu. Tekrar bizim yanımıza gelen Regulus'ta ağzı açık bir şekilde Peter'a bakıyordu.
.
.Saat 7 olduğu zaman üzerime hemen bir hırka geçirdim ve hemen kara gölün oraya doğru koşmaya başladım. Küçük sınıflardan birisi yanıma gelip hemen karagölün oraya gitmemi çünkü Sirius'a bişey olduğunu söylemişti.
Kara gölün oraya geldiğim zaman yerde sadece bir piknik örtüsü ve piknik sepeti vardı. Ağacın altında oturup hayranca bana bakan Sirius'u sonradan farketmiştim.
"Sirius seni salak herif. Ödüm bokuma karıştı. Sana cidden bir şey oldu zannettim"
"Oyyyy sen benim için endişelendin mi agucuk bugucuk" diyip yanaklarımla oynayınca ona uzun bir süre garipçe baktım. "Heyy ben bebek değilim. James bebek git onu böyle sev"
"Ama sen benim bebeğimsin. Bir başkasının değil. Ayrıca James benim bebeğim değil" diyip dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu.Ben yine kızarmıştım. Şaşırdık mı. Tabikide hayır. Nasıl doğum günümde başka bişey yokmuş gibi sürekli kolye geldiyse bunada şaşırmayın.
"Hadi ama Jo benden de utanmazsın hani. Sevgilinden. Okulun en yakışıklısından. Okulun en tatlısından. Okulun en yeteneklisinden. Okulun en haylazından. Okulun en korkusuzundan. Okulun en güçlüsü-" derken bu sefer onun lafını bölen şey benim dudaklarımdı.
Onu öper öpmez ona bakmadan gittim ve yerdeki örtüye oturdum. Arkamdan sırıttığını hissediyordum. O sırıttığı zaman bende sırıtmama engel olamadım ve sırıtmaya başladım. Biraz sonra oda geldi ve karşıma oturdu.
Piknik sepetini yavaşça açtı. İçindekileri çıkarmaya başladı. Balkabağı suyunu bardaklara koydu ve bir tanesini bana uzattı. Birde içinden iki tane çikolatalı puding çıkardı. Çikolatalı pudinge bayılırımm. Sevmeyen var mı cidden çikolatalı pudingi.
"Çok sevdiğini bildiğim için sana çikolatalı puding yaptırdım"
"Teşekkür ederimm. Sen cidden bu dünyadaki en iyi erkek arkadaşsın"
"Biliyorum"
"Egonu çeker misin Sirius. Egon yüzünüzden seni göremiyorum"
"Bana egolu diyene bak. Sende egolusun. Ama ayrıca çokta güzelsin. Lanet olsun bu bir suç olmalı"
"Ney suç olmalı?"
"Senin güzel olman. Lanet olsun çok güzelsin. Tüm erkekler sana bakıyor. O yüzden kaç yıl boyunca seni poşette gezdirmek istedim haberin var mı senin"
"Ama benim baktığım tek bir erkek var. Ve o benim için çok özel. Hatta şuan karşımda oturuyor" dediğimde büyük bir tebessüm ile bana baktı. Bende ona kocaman gülümsedim"Eh hadi ama verde pudingi yiyim"dediğimde alt dudağınını büzüp kötü kız diye söylendi ve bana pudingimi uzattı.
Yeme içme işi bittiği zaman işimiz yokmuş gibi ağaca tırmanmaya karar verdik. Ağacın dalında oturup bir süre sohbet ettik. Tam Sirius benim yanağımdan öpçekti ki Peter'ın sesi duyuldu. "JAMESSS ONLARI BULDUM. SİRİUS JOSEPHİNA NIN YANAĞINDAN ÖPÜYO". Ahh peter ah. Salak fare. Beni katil etmek üzeresin.
Ben Peter'a sinirli bakışlar atarken Sirius Peter ın üstüne kozalak atmak ile uğraşıyordu. Remus ta Peter'a bağırıp çağrıyordu. James ise jamesti.
Hemen ağaçtan inip onların yanına gittik ve Peter'a bir tane tekme geçirdim. Rahatlamıştım. Sonunda James beni kolunun altına aldı ve kaleye yürümeye başladık.
Arkadanda Remus ve Sirius Peter ile uğraşıyordu.Ahh biz bu peter ile napıcaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular ve kız kardeş
FanfictionMerhaba.James'in bir kız kardeşi olsa nasıl olurdu ?çapulcuların hayatı değişir miydi? Pekiii bu kızla sirius olsa ne dersiniz 💕💕 Düzenlenmiştir*