Kıyafetlerimin üzerinden elleri tüm bedenimi dolaşıyordu, dudakları ise dudaklarımdan ayrılmıyordu. Morardıklarına emindim, buradan çıktığım anda insanlar onun altında geçtiğimi anlayacaktı, çünkü ancak Lalisa bu kadarını yapabilirdi.
"Umarım bu oda kirli olduğu için tiksinmezsin."
Düşünceli ses tonu gözlerimi bile doldurmaya yeterdi, fakat onun yerine sırıttım ve dudaklarını kedi gibi yaladım. "Kirli olan tek şey oda değil, bu yüzden soyun ve becer beni Manoban."
Başını geriye atıp inledi ve saç diplerimi sıkarak dudaklarımı öptü. "Dünden sonra nasıl böyle olabilirsin aklım almıyor, ama bu halin hoşuma gitti Kim Jennie."
İçim mutlulukla dolarken tek elimi göğsüne götürüp sıktım ve alt dudağını kendime çekerek ısırdım. "Hmm, kalçamın acımadığını söyleyemem ama iyileşmesini sağlayabilirsin. Yapacak mısın Lalis?"
Ona taktığım lakapla, dün bununla çok bağırmıştım, eteğimi kaldırıp orta parmağını kalçamı arasına bastırarak gezdirdi. Deliğime ulaştığında duraksayınca nefesimi tuttum ve bacağımı beline doğru kaldırarak ona istediği alanı sundum. Ön tarafını bana bastırdığı anda külotumu kenara sıyırarak parmağını hafifçe girişime soktu.
"Ah," Ön tarafımı ona iyice bastırırken dudaklarına fısıldadım. "Parmaklarını seviyorum, özellikle içimdeyken."
"Ne şans, bende parmaklarımın içinde olmasını seviyorum."
Parmağını eklemlerini hissettirerek sokarken durdu ve bir tur çevirdi. Yüksek sesle inleyince gülse de sessiz olmamı söyleyerek boynumu öpmeye başladı. "Buraya gelirken daha fazlasını ummuştum Manoban, beni hayal kırıklığına uğratıyorsun."
Boynumu öpmeyi kesti ve parmağını 'pop' sesiyle içimden çıkarttı. "Hah, demek daha fazlasını istiyorsun. En iyisi benim Kim Jennie, bunu anlayacaksın."
Gururunu incitmiş olmalıydım, kasılan yüzü ve boynunda beliren damarlarıyla aşırı korkutucu duruyordu. Özellikle belimden tutup tozlu masaya bir kuş kadar hafifmişim gibi yatırırken hiç olmadığı kadar seksi ve ürkünç görünüyordu.
"Ağzın farklı konuşuyor, fakat bedenin benden tamamen memnun. Şu ıslaklığa bak," İki parmağını vajinama sürttü ve bana doğru kaldırdı. "Henüz bir şey yapmamama rağmen neredeyse boşalmışsın."
Külotumu hızla çekip çıkartırken gömleğimin düğmelerini açtım ve kollarımdan sıyırarak kenara attım. O da kendi gömleğini çıkarttıktan sonra eteğimi karnıma doğru kaldırarak vajinama eğildi ve ıslaklığa üfledi. Soğuk nefesiyle titrediğimde güldü ve küçük bir öpücük kondurduktan sonra dilini kadınlığımın içinde gezdirdi.
"Ah, Lisa! Lütfen, Tanrım lütfen!"
Anlamsız kelimelerime rağmen dilini hızlandırdı ve yarığımın içinde yuvarlak çizerek emdi. Çok iyiydi, o hayal edilenin ötesiydi ve dili benim içimdeydi. Bu günlerde şanslı olmalıydım, Yunan Tanrıçalarına taş çıkartacak kadar seksi olan Manoban'ın dili beni beceriyordu. Ahlaksız, ıslak ve bir o kadar da doğru bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust for life | jenlisa
Fanfiction"Seni istiyorum, burada, hiç durmadan ve sertçe." Elimi çekti ve uzun parmaklarını kadınlığıma bastırdı. İnlememek için dudaklarımı ısırırken sırıttı ve boynuma hissedilmeyecek bir öpücük kondurdu. Kıçımı tamamen ona yaslayıp hareket ederken yutkund...