Doktorlar benimle olumlu şeyleri konuşmasının ardından 1 hafta gibi bir süre geçmişti. Tedaviler hafiflemiş ben de daha iyi olmaya başlamıştım. Doktor artık tedavilerin evden de sürebileceğini söylemişti.
27/06/2019
Sabah uyanıp her gün lanet ederek uyandığım odamda penceremin perdelerini araladım.Gülümsedim. Bu gün son işlemleri yapacak belki bu hastanede son dakikalarımı geçirecektim. Kıyafetlerimi toparlarken bir kâğıt buldum. Ah sahi ya. Hastanedeki ilk zamanlarımda yazmıştım bunu.
16/12/2018 yaklaşık 1 hafta oldu buraya geleli . Anlamadım aslında birden kolumun içine doğru öksürdüm kan geldi . Önemsemedim 1 ay geçti. Halsizleştim, ölecek gibi nefes alıp veriyordum.
1 ayın sonunda geldik hastaneye çok saçma hastalık var diyorsunuz bir kaç ilaç içeceğinizi düşünüp istemiyorsunuz ama birden hastane odalarına bağlı kalıyorsunuz. Yemekleri de iğrenç zaten. Kendime söz veriyorum ;eğer bu odadan üstüm beyaz çarşafla çıkarsam bu mektup asla öncesinde okunmayacak ama eğer bir gün normal kıyafetlerimle durumum iyi ve bu akciğer kanserini galibiyet ile kazanmış olarak çıkarsam o gün bu mektubu okuyorum. Umarım bu mektubu okuyabilirim. Çok gencim,çok hayallerim var ben dünya kadar hayallerimi ufacık bir tabuta sığdıracak bir kadın değilim.Günümüz:
Başardın Güneş dedim kendi kendime ağlarken başardın sen bu savaşı.Kıyafetlerimi özenle bavula yerleştirirken kapı birden açıldı
"Meleğim müsaitsin değil mi bak ben odaya pat diye daldım ama. Kapattım gözlerimi müsaitsen elini üç kere şıklat "
Tanıdığım bir ses değildi bu .
"Pardon?" Diye cevap verdim sakin ama soğuk bir tavırla. Genç gibi görünen adamın da sesimi alıp irkildiği her halinden belliydi.
"Ya çok pardon ben odaları karıştırdım anneannemin yanında kalıyorum da yanlış odaya girdim çok afedersiniz."
"Yok sorun değil
"Merhaba bu arada Gökhan ben"
"Güneş bende"
"E ne yapıyorsun "
Anlamıyormuşum gibi yapıp bunu fiziksel hareketlerle belli ettim.
"E-evet çok uzattım gidiyorum ben"
"İyi günler "deyip arkamı döndüm "
"Pardon hanımefendi ş-şey pardon Güneş"
"Eğer bir şeye ihtiyacın olursa yan odadayım ben"
"Benim tedavim bitti evime gidiyorum , anneannene de çok geçmiş olsun"
"Teşekkürler" deyip odadan çıktı . Bazen insanları anlamakta zorluk çekiyordum.Annemler işlemleri hallettiklerini söyleyip eve gitmek istediler ama ben uzun zamandır bulunmadığım Çınar'ım ile buluşmak istiyordum . Hemen onu aradım ilk aramamda açmadı ikinci aramamda da son çalışta açtı.
"Sevgilim "
"Efendim canım"
"Ben çıkıyorum hastaneden"
"Çok güzel sevindim "
"Ya evet bende eve gitmek istemedim de şey diyorum ya beraber bir şeyler mi yapsak?"
"Ya Güneş bende çok isterdim ama çalışmam gerek babamı biliyorsun biraz hastayım evde çalış dedi evde çalışmaya gideceğim birazdan.
"Hmm anlıyorum peki sana kolay gelsin"
Dıt...Dıt...
Anlamadığım garip şeyler var. Annem eve gidelim diye ısrar ederken ben taksiye atlayıp Çınar'ın evine gitmeye karar verdim. Çok söylendiyse de hapishane hayatımın bittiği için izin verdi. Bende hemen taksiye atlayıp 30 dakika uzaklıktaki Çınar'ın evine gittim. Kapıyı defalarca çalmama rağmen kesinlikle açılmadı ama arabası buradaydı ve kendi eski özel yapım cadillac eldorado'sundan başka arabaya binmezdi. Defalarca çaldım en sonunda açtı.
"Nerdesin sen aptal?"
" uyuyordum Güneş ne oldu"
"Çık deyip hemen salona geçtim "etrafı inceledim. Koltuğun kenarında kırmızı şortlu bir pijama buldum. İki parmağımla tutup:
" bu ne?"
" o - o şey Ya ben onu sana aldım"
"Yalan söyleme" deyip yüzüne fırlattım
"Tamam dün kardeşim geldi o unutmuştur"
Bu pişkinliği beni ayrı sinir edip evden çıktım taksiyi 10-15 dakika bekleyip eve döndüm.
Ölmenin hayali vardı bende şimdi aldatılmış olmanın düşüncesine katlanamazdım sanırım.
Çınar'a güvenmek istiyordum ama şu bir kaç aydır soğuk tavırları engel oluyordu.
Eve gittiğimde annem yine döktürmüş beni bekliyordu. Ne yaptığımı , nereye gittiğimi defalarca sorsada "biraz hava almaya çıktım"deyip annemi geçiştirdim. Biraz televizyon izledik ardından yorgunluğum kendini belli edince özlediğim yatağıma çıkıp uyumak istedim .
Sabah 10 civarında kalktım. Annem Kahvaltıyı hazırlamış beni bekliyordu. Beraber 15 dakika sürmüş kahvaltının ardından küçük tabaklara evde olan kahvaltılık her şeyden koydum .
Daha sonra onları poşete koyup mutfağa bıraktım. Odama çıkıp hemen bir t-shirt ve pantolon giydim. Mutfaktan poşeti alıp anneme de minik bir açıklama yapıp. Evden çıktım. 1 saat kadar sonra Çınar'ın evinin önündeydim. Hemen kapıyı çalıp "Miniğime bir özür " diye minikçe bağırdım .
Biraz geç açtı kapıyı pat diye mutfağa daldım hemen .
"Kahvaltı getirdim aşkıma"
"Gerek yoktu "
"Varmış demekki "onu geçiştirip hemen hazırlamaya başladım . Oturduk o kahvaltı yaptı ben onu izledim daha sonra topladım ama kesinlikle konuşmuyordu.
"Sıkıldım ben gidiyorum"
"Kalsaydın biraz "
"Konuşmuyorsun bir şey yapmıyorsun evde işlerim var gidip halledeyim"
"Hastayım ya ondandır"
"Belki de"
"Ama şey Ya önce okuyacak bişeyler dızlamam gerekiyor kitabım kalmadı. Daha sonra koşar adım Çınar'ın odasına çıkarken
"Güneş dur müsait değil oda" vs gibi şeyler söylüyordu . Ama asla durmadım kitap felan umrumda değildi. Çınar beyimizin gizli işleri için bahane olmuşlardı. Daha sonra pat diye daldım odaya . Ve o an yıkılışın başlangıcı ,mutluluğun sonu.
Ağlıyordum , bağırıyordum , öldürmek istiyordum ama ayaklarım olduğu yere yapışmış gibi kalkmıyordu. Ellerimde sıkarak tuttuğum bardaktaki su damla damla yere düşüyordu.
"Güneş tamam sakinleş artık"
"Şerefsiz köpek Ya sen bunu bana nasıl yapabildin ya gerizekalı it mal."
"Güneş yeter artık sabahtan beri sövüyorsun "
Bi yandan hıçkırık bir yandan laf yetiştirme çabası iyice zorluyordu beni
"Şu kaltak ya şu anneannemin makarnaya bile kullanmayacağı yağ ile vücudunun her yerini şişittiren güya ikimizinde nefret ettiği şu kız mı?"
"Ağızını topla Güneş"
"Şimdi de bana onu mu savunuyorsun ha? Allah ikinizinde belasını versin"
"Lütfen git"
"Sana bu sevinci yaşattırmayacağım. Her şey kursağınızda kalacak deyip ağlayarak çıktım. Geri kalanı koca bir "BOŞLUK"Bilirdim mutluluklar uzun sürmezdi. Hep öyle olurdu zaten. Ama bir gün de olmamalıydı ya o hastanede geçirilen acıları gidermek isterken bu benim başıma gelmemeliydi. Berbattım tek kelime ile berbat. Ama bunu o Çınar beyimizin yanına bırakmayacaktım. Ona benim yaşadığım acıyı çektirecektim.
(Bir hafta sonra)Ağlayarak dinlenen depresyon şarkıları evde "Depresyondayım,unutuldum aldatıldım" v.b gibi şarkı nakaratları vesaire vesaire. Hastaneden çıktığımdan beri ilk defa hastaneye gidecektim . Yapılması gereken testler felan olayları. Kahvaltıyı yapıp hemen çıktık. Hastaneye 20 dakika kadar felan sonra ulaştık. Çok sıra beklemeden işlemlere başladık.Ardından bir muayenem kaldığında annem ile beraber bir yer bulup oturduk.Daha sonra önceden görmüş olduğum bir doktorla tartışa tartışa benim odama pat diye Dalan Gökhan geldi doktor ellerini "benim yapabileceğim bir şey yok "dercesine kıvırarak odasına girdi ardından Gökhan beni farkedip annemi hiçe sayarak yanıma geldi .
"A selam" yüzünde doktorla tartışırken var olan soğuk yüzünü yerini büyük ve Sıcak bir gülümseme almıştı.
"Merhaba Gökhan"
"Çok ilginç ismimi unutmamışsın"
"Ya evet öyle olmuş "
" Sen çıkmamış mıydın?"
"Buradan kurtulmak zor olacak . Sonuçlar ve bir kaç muayenem var."
"Anladım "
"Ben tutmayım seni görüşürüz" diyerek hem anneme hem bana iyi günler diledi. Ardından bizde 1 saat daha hastanede kalıp işlerimizi halledip çıktık"Gecelerim her sevgilisinden ayrılan kız gibi depresyon şarkılarıyla ve 2-3 paket peçete ile son buluyordu. Annemi hastane olaylarıyla yeterince üzmüştüm bu halimi ona belli edip biraz daha üzemezdim onu. Sessiz sessiz ağlıyordum bende ne yapayım...
(Hastane gecesi)Depresyondayıııııım unutulduuuuuuuuuum aldatıldııııııım sevgilimden ayrıldııım çok yalnızıııımmm. Annemlerin evde olmayışını fırsat bilip son ses bu şarkıyı dinledim üstelik bağıra bağıra söyledim de. Ben burda mahvolayım Çınar beyimiz kim bilir nasıl mutludur yeni sevdiceği ile? .
O var ya o o Çınar toprakların altına girsin o Çınar. Sevgilisinin elinden tutsun da topraklara gömülsün o Çınar.Beddua ederek başlayan gece beddualar ile de son buldu. Artık iyi gelem şeye başlanıyordu yazmaya ve kendini yarı sarhoş sessizliğe itmeye.Herkese merhabalar. Uzun bir aradan sonra buraya bölüm atmanın verdiği heyecan var:) daha aktif olmaya çalışacağım söz. Sizleri seviyorum'❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşamak İçin Ölmek Gerek
RomanceBelki bir şarkının nakaratıydı sana ağladığım gün. Ben seni denizlere anlatamadım. İçinde olduğum dört duvara ağladım seni . Sen benim en büyük şansım Zannettiğim kötülüğümsün... Ona hiç bir zaman istediğini veremedim. Ben kendime yetemiyordum ki on...