the french mistake //destiel ✔️

1

Açıklamayı okumamış olanlar için, bu kurgu 6.sezon 15.bölümü farklı bir açıdan ele alacak.
Kısa sürecek gibi duruyor kafamdaki haliyle (ayrıca bunu her ne kadar önceden düşünmüş olsamda geçenlerde ing olarak karşıma çıkınca bende yazayım artık dedim.lakin herhangi bir kopyalama/alıntı yapma durumu söz konusu değil kesinlikle)

Hikaye hem cockles, hem destiel hemde farklı bir ship daha içerecek. Hadi tahmin edin bakalım kimler olduğunu dkskldld

+Yavaş güncelleme+

Keyifli okumalar!

Dean bu evreni sevmemişti, bu evrenle ilgili hiçbir şeyi sevmemişti ve duaları Cas'e ulaşmadığı için ellerinden hiçbir şey gelmiyordu.

"Sakin ol, halledeceğiz." dedi Sam. Nasıl onunda kafayı sıyırmadığını anlamıyordu. "Impala bile sahte!" bağırdığında ilerdeki birkaç çalışan tuhaf bakışlar atmıştı. "Her şey sahte ve gerçek isimlerimizle bile seslenmiyorlar!"

"Durumun gayet farkındayım ama lütfen doğal davranmaya çalış, herkes bize bakıyor."

"Lanet olası akbabalar." Yinede sesini biraz kıstı. "Gözden uzak olabileceğimiz bir yer yok mu bu saçma yerde?"

Sam cevap vermeden karşıdaki kıza doğru yürüdü ve kısa bir konuşma ardından geri geldi. "Karavanlarımız varmış dinlenmek için, hadi gidelim."

"Harika."

Dean etrafa göz attıkça, tüm o set malzemelerini ve figuranları gördükçe içinde çığlık atma isteği oluşuyordu. Yolda giderlerken garip saçlı bir adam karşılarına çıktı. "Nerdeydin Jensen? Misha her yerde seni arıyor."

"Tamam hemen onu bulup beni yalnız bırakmasını söyleceğim. Gidip kendini becermesini de."

Dean yürümeye devam etti umursamazca. Tüm bu tuhaflıklara alışmayı değil evine dönmeyi istiyordu. Sonunda Jensen Ackles yazısını gördüklerinde içeri geçti Dean. Büyük ve güzel bir karavandı.

"Bu şeyin starı falan olmalısın," dedi Sam. Etrafı iyice inceledikten sonra bir an duraksadı. "Acaba benimki nasıl? Jensen denen adamınki devasa balık akvaryumu dışında oldukça hoş."

"Adamım," ilk kez gülümsedi Dean. "Bir helikopterim var."

"Jensen'ın var ama bu evrendeki rolünü kabullenmeye başladıysan başka." Sam alayla yorumlarken Dean kardeşinin baştan beri pek zorlanmadığını farketti. Sanki öylesine bir günmüşçesine rahattı, basit bir avdalardı sanki.

"Rol kabullenmek falan yok, ben Dean Winchester olmaktan memnunum."

"Yeterince adil," Ceketini çıkarıp kenara koydu ve masanın üzerindeki laptopı açtı kardeşi. "Bakalım bu adamlar kimmiş," diye sordu kendi kendine gibi. "İnternette araştıracağım."

"Tamam."
Mini dolabı açtı ve iki bira çıkardı. En azından Jensen'ın dolabı sebzelerle ya da meyve sularıyla dolu değildi. Sam'inkini bilgisayarın yanına bırakıp sehpadaki dergileri incelemeye başladı, kapak fotoğrafında ikisi varlardı. Komik ve garip görünüyorlardı.

"Dostum," Sam'in endişeli sesiyle dergiyi bıraktı Dean. "Bu hoşuna gitmeyecek."

"Ne hoşuma gitmeyecek?" diye sordu ama tam o sırada kapı açıldı ve Cas girdi. Tek sorun, her zamanki kıyafetleri yerine mavi bir tişört ve siyah pantolon giyiyor olmasıydı. Oldukça insan gibiydi.

"Hayatım, nerelerdeydin?"

Dean şok içinde Cas'e bakarken, sesi bile değişmişti, Sam yan taraftan konuştu. "Görünüşe göre sahte Cas yani Misha Collins ve sen evlisiniz."