Kanın olduğu yeri görünce tekrar ürperdim.
"Yine çığlık atmayacaksın değil mi?" dedi birden Umut. Küçük bir çığlık atıp "arkamda birden belirmezsen çığlık atmam"dedim
" dünkü gibi atmada. Neyse kahvaltı hazır. Hadi giy üstünü değiştirde aşağı in." dedi ve kapıyı kapatıp gitti.
Dün yerdeki kanı görünce öyle bir çığlık atmıştım ki Umut yanıma geldiğinde nefes nefese kalmıştı. Yatağa girip yorganı kafama kadar çekip hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Umut beni sakinleştirmek için yorganı bir anda üstümden çekip bana sıkıca sarılmıştı. Gördüğüm kabusun etkisiyle titriyordum. Bir süre öyle kaldık. Ben kendime gelene kadar ağlamıştım. Yerdeki kanı sonradan fark eden Umut beni yatağa yatırıp 'sakın kalkma' diye tembihlemişti. Bense hala ağlıyordum. Umut kanı iyice temizledikten sonra beni kaldırdı. Sakinleştirmek için herşeyi yaptı. Büyük çabaların sonunda sakinleşmiştim. Dün odaya bile girememiştim. Umutun odasında yatmıştım. Onuda benim kaldığım odaya yollamıştım.
Üstümü değiştirip aşağı indim. "Sonunda gelebildin. Lütfen bu gecede senin odanda yatıcam deme" dedi ve yüzüne masum bir ifade yerleştirdi. "Ama odaya giremiyorum biliyorsun. Dün kıyafetlerimi bile sen getirdin" " yaa ben kendi yatağımı özlediiim" diye çemkirdi. " banane be azıcık benim yatağımda uyu" " olmaaaz. Yatağım beni özler" " yatak lan bu, sevgilin değil" " o benim sevgiliim" " mızmızlanma Umut" " banane" diyerek omuz silkti.
Çocuk gibiydi.
"Tamam git yatağında uyu ben salonda yatarım" dedim. En az 1 hafta odaya çıkamazdım. Yoksa sürekli kabus görürdüm.
"Olur mu öyle şey saçmalama" diye itiraz etti. "Madem yatağında uyutmuyosun ozaman bende koltukta uyurum. Ayrıca koltuk senin yatağından daha rahattır merak etme" dedim. Tam ağzını açıp birşey söylüyordu ki kapı çaldı.
Umut hızlıca kapıya yöneldi. Bende bu sefer yukarı çıkmadım.
Bir süre mutfakta bekledim. Ama Umuttan hala ses yoktu. Merak edip yavaşça kapıya doğru yürüdüm. Evin kapısı ardına kadar açık ve Umut kapının eşiğine oturmuş elindeki kağıda bakıyordu.
Hızlıca yanına gidip " gelen kimdi? Niye burda oturuyorsun?" diye endişeyle sordum. Ama Umut cevap vermek yerine elindeki kağıdı bana uzattı.
Kağıtta ' Sen istediğin kadar uğraş Umut. Eylül ölücek. Bunu büyük bir zevkle yapıcam. Sana acı çektiricem. Eylül öldükten sonra sıra sana gelecek. Tabi önce acı çekiceksin Umut. Sonra ölüceksin.Ama önce o kız ölücek. Ve sen acı çekiceksin. Onu koruyamadığın için pişmanlık duyacaksın. Çok yazık. İkinizde çok gençsiniz ama ÖLÜCEKSİNİZ!'
Kağıdı okurken Umut kadar korkmadım yada endişe etmedim. Evet korkuyordum ama çok değil. Neden bilmiyorum ama korkmuyorum.
Umutun yanına çömelip " iyi misin?" diye sordum. Kafasını kaldırıp bana baktı " iyiyim " dedi. Sesi ağlamaklıydı. " emin misin?" dedim ve yanına çömeldim. " evet. Hadi içeri geçelim" dedi ve ayağa kalktı.
Bende ayağa kalkıp kapıyı kapattıp mutfağa gittim. Ama Umut yoktu. Odasındadır diye düşünüp bişey yapmadım.
Mutfağı toparladıktan sonra Umutun odasına çıktım. Kapıyı çaldım. Ses gelmedi. Tekrar çaldım. Yine ses gelmeyince kapıyı açıp içeri girdim. Umut yatağa yatmış uyuyordu. Sanırım. Rahatsız etmeden odadan çıktım.
Kendi odamın kapısının önüne geldiğimde durdum. Yine o an aklıma gelmişti. Gördüğüm kabus.
Odanın kapısını açtım. İşte yine başlıyoruz. Yine aynı kabus gözümün önüne geliyor. Korkumu yenmeliyim diye düşünüp içeri giriyordum ki Umutun odasında bir şeylerin kırılma sesinu duydum. Koşarak odasına gittim. Bir anda kapıyı açtım. Umut yatağa oturmuş ağlıyordu. Yerde kırılmış ayna parçaları vardı. Aynaya yumruk atmış olmalı ki eli kanıyordu. Hemen yanına gittip " ne yaptın Umut" diye sordum. " ne mi yaptım? Canımın yanmasını istiyorum. Ben kendi aileme sahip çıkamadığım gibi şimdi sanada sahip çıkamadım. Özür dilerim. " dedi. " saçmalama Umut. Ben hala buradayım. Bana birşey olmaması için elinden geleni yapacağını biliyorum oyüzden özür dilemene gerek yok." dedim ve cevap vermesini beklemeden banyoya gittim. Gerekli malzemeleri alıp tekrar odaya girdim. Umutun eline pansuman yapıp sardım.
" teşekkür ederim" dedi ve zorla gülümsedi. " rica ederim" dedim ve bende gülümsedim.