Bu sapık yazarın değişik fantezileri var ama bu fantezileri dayanabilecek bir erkek daha çıkmadı. Bu da böyle bir itiraftır ŞAMDLSFMSLLDLLD
(˘・_・˘)
Bir kıyafet mağazasındaydık. Ben kıyafet deniyordum Bill ise koltukta beni izliyordu. Kabinden çıktım beyaz bir tişört ve siyah kot pantolon ve pantolon zinciri takmıştım. Hoş görünüyordum. Ama Bill'in de görüşünü almak istiyordum.
"Nasıl olmuş?"
Beni baştan aşağı süzdü.
"Güzel olmuş bence"
Gülümsedim. Tam teşekkür edecekken bize doğru yaklaşan bir kız dikkatimi çekti. Kız yüzünde ki iğrenç gülüş ile bize yaklaştı. Elinde kırmızı bir elbise vardı. Bille baktı.
"Merhaba"
Bill sorgulayıcı bakışlarını atarak kıza baktı.
"Merhaba nasıl yardımcı olabilirim?"
Kız elleri ile oynamaya başladı.
"Şey...ehem ben bu elbiseyi deneyeceğim de yakışıp yakışmadığını söyler misin?"
Dipper sakin ol. Bill mahçup bir gülümseme attı.
"Olur neden olmasın?"
Kız zaferle gülümsedi.
"Kabinim şu tarafta beni takip et lütfen"
Bill kızı kafasıyla onaylayıp onu takip etti. Arkalarından ağzım açık bakıyordum. Resmen sürtüğün teki gelmiş ve Billi alıp gitmişti. Sinirle kabine girip üzerimi değiştirdim. Kıyafetleri almaktan vazgeçmiştim. Telefonum çalınca kim olduğuna bakmadan açtım.
"Ne var"
"İkiz gerçekten çok yumuşaksın"
Mabel'ın sesini duyduğumda biraz sakinleştim.
"Üzgünüm Mabel sinirliydim biraz"
"Pekala, ne yapıyorsun merak ettim seni"
Dudağımı ısırdı. Mabela yalan söylemek çok kötü hissettiriyordu.
"Hiç dışardayım da...siz ne yapıyorsunuz?"
"Hiiiç biliyor musun Stan amca az kalsın uçurumdan düşüyordu. Çok komikti çılgın bir şeydi- ha ne GELİYORUUM"
"Ne oldu?"
"İkiz Stan ve Ford amca kim daha çok sincap eti yiyecek iddasına giriyor hemen gitmeliyim Görüşürüz seni seviyorum"
"Ben de görüşürüz"
Telefonu kapatıp Bill'in peşinden gittim. Ne yani ne sanıyordunuz? O sürtük ve Billi yalnız başlarına bırakacağımı falan mı? Yanlarına geldiğimde kız geldiğim için hiç memnun değildi bu bakışlarından belli oluyordu. 'Bill hadi gidelim.' (Aq düşüncelerle haberleşiyorlar) Bill bir süre bana baktı ve daha sonra küçük bir baş sallamayla beni onayladı.
"Ben bu elbiseye yakışacak harika bir çanta gördüm şu ileri de. Biz onu arkadaşımla getirelim bekle"
Dedi Bill ve gülümsedi. Beni bileğimden bir anda çekerek mağazadan çıkardı. Ne olduğunu anlamadan beni bir araya götürdü. Temizlik eşyalarının olduğu yerdeydik şu an. Bir anda beni duvar ile arasına aldı. Ne olduğunu anlamamıştı. Çok heyecanlanmıştım. Ellerini bacaklarıma koyup beni kucağına aldı. Bacaklarımı beline sıkıca sardım. Başını boynuma gömdü ve orayı öpmeye başladı. Nefes alamıyordum. Göz bile kırpamıyordum. Bir anda hırlar gibi bir ses çıkardı. (Hoşt ulan köpek) Çok utanıyordum şu an.
"Sen. Az. Önce. Benimle. Düşüncelerin. İle. Mi. Konuştun?"
Tek tek her kelimenin üzerine basarak konuşuyordu. Elimi istemsizce ensesine götürdüm ve ora da ki saçları okşadım. Bir anda boynumu ısırdığın da acı ve zevk karışımı bir sesle adını inlemiştim. Yavaşça geri çekildi yüzünde hınzır bir sırıtış ekledi.
"Bu sesi ve...adım ile inlemeni çok sevdim çam ağacı"
Olduğum yerde küçülmüştüm. Çok çok utanıyordum. Beni orda ki bir masaya oturttu. Belimi kavradı ve beni kendine yapıştırdı. Gözlerimi kapadım. Yüzünü yavaşça bana yaklaştırdı. Dibimdeydi ve nefesini dudaklarıma veriyordu. Dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Keskin bir nefes aldım. Yumuşacık dudakları bana deymişti. Aramızda ki mesafeyi kapatıp beni öpmeye başladı. Yavaşça öpüyordu beni. Gözlerimi açmaya korkuyordu. Heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum ki. Dudağımı hafiften asırdığın da kendime gelip ona yavaşça karşılık vermeye başladım. O kadar iyi hissettiriyordu ki onun yumuşak ve sert dudakları. Bir anda hızlandı. Öpüşme seslerimiz o da da yankılanıyordu ve bu benim hormonlarımı tetikliyordu. Bill kalçalarımdan tuttup kendini bana sürttü. Hissettiğim zevkle ağzının içine inledim bu çok hoşuna gitmiş gibi görünüyordu.
Dilini ağzımın içine sokmasına izin vermiştim. Dillerimiz dans ediyordu sanki. Bir anda aklıma Ford amca'nın gözlerimin önünde altın bir sırt kaşıma aletine döndüğü geldi. Daha sonra Bill'in bize yaptığı diğer kötülükler. Bill bir şeytandı. O benim baş düşmanımdı ve ben onunla şu an öpüşüyordum. Bill'in sert öpücükleri yavaşladı ve bir anda durdu. Dudaklarını çekmemişti ama hareket de etmiyordu. Dudaklarım da bekliyordu. Gözlerimi yavaşça açtığım da gördüğüm görüntü içimi kararttı. Sulu sarı gözler bana bakıyordu. Kendini yavaşça geri çekti. Kızgın ve üzgün görünüyordu.
"Ben senin düşmanınım değil mi...sikik şeytanın tekiyim"
Kalbini tuttu.
"Bu insan duygusu, canımı yakıyor çam ağacı"
Bir şey diyemedim ki. Zihin okuyabildiğini unutmuştum yine ve onu kıracak şeyler söylemiştim.
Geri çekildi ve arkasını döndü.
"Siz insanlar nasıl diyordunuz...ha yalnız kalmak istiyorum"
Dedi ve gitti. Ellerimi şişen dudaklarıma götürdüm. Ve gözlerimi kapadım. Rüya gibi geçen bir kaç dakika -bana saatler gibi gelmişti- cennet gibiydi. Ama o cennet dakkaları ben bitirmiştim. Ağzımı sikiyim (yok sen değil Bill yapacak onu) Masadan yavaşça yere indim. Hem harika, hem pişman hem de karnım da kelebekler hissediyordum.
Onu bir daha öpmek istiyorum.
(~_~メ)
Ah...çok güzel bir bölümdü değil mi? Biraz kaos olmadan kitap yürümez zaten. Umarım bölüm isteklerinizi karşılamıştır. Sizi çok seviyorum bebeklerim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Human -BillDip- BxB
Fanfiction"Bu insan duygusu, canımı yakıyor çam ağacı" ------ fandom ölmüş olsa da gelen bir kaç isteyi kıramadım ve bu kitabı yayınladım umarım beğenirsiniz ;) Eşcinsel içerikli kitaptır, rahatsız olacaksanız eğer Sizi tutan yok :)