8.bölüm

202 24 25
                                    

Wonpil alnındaki teri hızla sildi ve derin bir nefes aldı. Büyük uğraşlar sonucu zaman makinesi düzelmeye başlamıştı.

Wonpil kendini koltuğa doğru attı seungmin elindeki kitabı bırakıp babasının yanına yürümeye başladı.

Hana seungminin yüzüne bakınca özel bir şey konuşacağını anlamış,onları yalnız bırakmak için ayağı kalkıp yavaşça dışarıya çıkmıştı.

Kapının kapanışıyla hafifçe yerinde zıplayan wonpil bakışlarını oğlu seungmine yöneltmişti.

Aslında davranışlarıyla sanki bekliyormuş ve çok sakinmiş gibi görünüyordu.

Ama gerçek bu değildi.

İçten içe deliriyordu karşısındaki genç oğlanın onun oğlu olduğunu öğrendiğinden beri.

Ne kadar oğlu olsada sonuçta onu tanımıyordu ama yinede onu sarıp sarmalamak ve bütün kötülüklerden korumak istiyordu.

Psikolojikti herhalde.

Kendi yaşlarındaki bu çocuğun onun oğlu olmasıda saçmaydı belki ama o bunu takmıyordu.

Seungmin yavaşça wonpilin yanına kıvrıldı.

"Biliyor musun sen gidince ne yapacağımı bilemedim."

Wonpil böyle bir şey beklemediğini belli ederek kafasını seungmine çevirdi.

"Ben gittiğimde mi? Nasıl yani seni bırakıp gittim mi?"

Seungmin yerinde kıpırdandı.

"Evet hemde çok uzaklara. Öbür dünyaya"

Wonpil dolu gözlerle oğluna bakıyordu.

2017

Seungmin yaşlı gözlerle hastahane yatağındaki babasına bakıyordu. Onun olduğu yatağın başına çökmüş ve umutsuzca dualar ediyordu. Hayat acımasız diye düşündü. Henüz genç olan babası hastahanelerde sürünüyordu.

Adam hafifçe yerinde kıpırdandı. Ve seungmine döndü. Yorgun ve kısık sesiyle oğluyla konuşmaya başladı.

"Bana bak seungmin zaman makinesi çok eski ve bende en az onun kadar eskiyim. Illaki zarar görücek. Onu hemen bana getir."

Seungmin babasına döndü.

"Üzgünüm baba ama bu halde benimle gelemezsin."

Wonpil yavaşça başını salladı.

"Seninle gelmiyeceğim ama unutma bu senin yanında olacağım gerçeğini değiştirmez. Tek hatırlaman gereken şey benim yanıma hep gelebileceğin olmalı."

1976

Seungmin babasının dediğini harfi harfine anlattı.

"O zaman ne dediğini anlamamıştım. Fazla depresiftim ve ölümden bahsettiğini sanmıştım. Ama şuan her şeyi anlıyorum."

Seungmin yavaşça wonpile döndü.

"Sen benim hayatımda gördüğüm en zeki adamsın."

Wonpil yavaşça başını hayır anlamında salladı.

"Sanırım sende benim gibi aynaya bakmaya zaman bulamıyorsun. Sen hem zeki hemde her şeyi feda edebilecek kadar cesursun."

Seungmin dolu gözlerle hayatı boyunca örnek aldığı adama baktı.
Eğer bir başkası bunu söyleseydi bu kadar mutlu olmazdı. Ama bu adam bu sözleri milyarlaca kez söylese yine gözleri dolu ve umutlu bakışlarla bakardı.

Seungmin konuşmaya devam etti.

"Sen gittikten sonra hana ile tanıştım. Bu yola tek başıma çıkmamam gerektiğini biliyordum ama hanaya kıymakta istemiyordum. Sonuçta geri dönememe ihtimali vardı."

"Hana ömrüm boyunca annem dışında dediklerimin arkasında duran tek kadındı. Tabi annem senin ölümünden sonra baya bir değişti."

Seungmin yavaşça boynunu kaşıdı.

"Her neyse. Ama hana her zaman yanımda olduğu gibi şimdide yanında olacağını ve sonucu ne olursa olsun geleceğini söylemişti. Işte o an doğru bir karar verdiğimi anlamıştım."

Wonpil hafifçe güldü. Onun bu kadar güçlü olmasıyla gurur duyuyordu.

"Chan hyung sen öldükten sonra yardım eden diğer kişi. Hatta şuan bir sinyal bile bekliyor olabilir."

Seungmin yavaşça başını kaldırım zaman makinesine baktı. Evet onlar sinyal bekliyorlardı.

Wonpil bir anda kaşları çatık ve korkuyla konuşmaya başladı.

"AMAN TANRIM BUNU BANA NEDEN SÖYLEMEDIN?"

Seungmin korku ve şaşkınlıkla wonpile döndü.

"BILIRSIN DIYE DÜŞÜNMÜŞTÜM.

"TAMAM ULTRA ZEKIYIM AMA 1976 YILINDA OLDUGUMUZU HATIRLATMAK ISTERIM"

Bir anda kapı açılınca ikiside korkuyla kapıya baktı.

"GELMIYORUM DIYIYORUM FALAN AMA YETER BAĞIRMAYIN ARTIK"

Kızın tepkisiyile bir anda kıkırdamaya başlamışlardı. Kız kaşlarını çatarak onlara baktı.

"Seungminin söylemediğini tahmin edebiliyordum bu yüzden makineyi fişe takmıştım."

Seungmin ciddi olmaya çalışarak tek kaşını kaldırdı.

"Sen bizi mi dinledin?"

Kız gözlerini büyüterek bağırdı.

"KURU IFTIRA"

Bir anda makineden ses gelince herkes sustu.

Makineden gelen sesler çoğaldığında sesler düzene girmeye başlamıştı.

"Hey seungmin! Aman tanrım çok korktum."

Ve bir ses daha.

"JEONGIN KOŞ GIT BIZIMKILERI ÇAGIR"

૮⍝• ᴥ •⍝ა
Bu kitaba şuana kadar yazdığım en uzun ve en sıkıcı bölüm olarak tarihe yazılıyor. Cidden... bu yüzden uzun bölüm yazmıyorum çünkü çok saçma ve sıkıcı oluyor. Neyse umarım beğenmişsinizdir sizleri seviyorum♡

Time Machine - Kim SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin