KEŞİF

27 1 0
                                    

Oda serindi.Üstümde ki hemşire kıyafetlerinin beni ısıttığı söylenemezdi.Üşüdüğümü fark eden Igor gülümsedi.

-Mortiz,evden kıyafetlerini getirmekle iyi yapmış desenize.

Mortiz elinde birkaç kıyafetimle odaya girdi.Mutlu olmuştum.Kıyafetlerimi çıkartıp hızlı bir şekilde giyindim.Igor arkası dönük giyinmemi bekliyordu.Sonra barın oraya geçti ve iki bardak aldı.Viski koyduktan sonra yanıma oturdu.

-Teşekkürler,viski sevmem.

Igor önce bana uzattığı bardakta ki viskiyi bir içişte bitirdi.Sonra yaslanıp diğerine devam etti.

-Başka bir şey ister misiniz peki Bayan Volkov ?

-Hayır,hiçbir şey istemiyorum.

-Pekala,sizi dinliyorum Bayan.

Ellerimi saçlarımın arasında gezdirdim ve başımı eğdim.Gözlerimi kapattım ve bir kaç dakika hareketsizce bekledim.

-Girişte dört adet güvenlik tarama cihazı var.Her birinin yanında ikişer tane koruma bulunuyor.İçeri sızmak kolay.En solda şirket resepsiyonu.Üç kişi devriyeli çalışıyor.Sabah sekizden gece on a kadar Freddy duruyor.Saf birisidir ama herşeyi görür.Gördüğünü bildirir.Acımaz.Gece on dan sabah dört e kadar Lucy çalışıyor.Çok dikkatlidir.Pek konuşkan değil.Aramızda pek iyi değil zaten.Dört ten sabah sekize de Walter.Walter''ın pek önemli bir görevi olmadığı için gevşek.Zaten şirkete gece üçten sonra giriş yasak.Her yer kilitlenir ve güvenlik üst düzeye çıkarılır.İlaç için çalışanlar güvenliği kolaylıkla geçebilirler.Zaten sadece yetkililerin girişine izin veriliyor.Her neyse, resepsiyonun karşısında üç ofis bulunuyor.Ortada ki ofis ilaç yapım,yıkım binasına iniş yapıyor.Çoğu kez orada bulundum.İniş kitaplığın arkasındaki gizli asansörle yapılıyor.Aptallar bile akıl edebilir.Solda ki ofiste Lab'a iniyor.Yani deneylerin yapıldığı yere.Aslında yeraltı binalarından birbirine geçiş var ama geçişler kapalı ve giriş çıkış yasaklanmış.Yıllar önce bir virüs şirkette yapım binasından kolaylıkla bütün ilaç binalarına yayılmış ve büyük bir kayıp yaşanmış.Bunu bana Appa anlatmıştı.Normalde üst düzey görevlilerinden hariç başkalarına anlatılması yasaktır.Sağ ofiste ne var bilmiyorum.Ama pek önemli birşey olmadığını düşünüyorum.Büyük ihtimal ilaçların satımının yapıldığı ofis.Genelde elinde kilitli çantalarla,siyah takım elbiseli adamlar giriyor.Şirketin geri kalanında ilaçtan habersiz çalışanlar işlerini sürdürüyor.Ayrıca yeraltı binalarının ayrıntılı haritasını çıkartabilirim.Her şeyi hatırlıyorum. Girişler, çıkışlar, odalar, depolar, saklanılabilecek mekanlar, kamera yerleri, elektrik kontrol odaları, ilaç verilerinin saklandığı oda, havalandırma tünellerinin nereye çıktığı...Kısacası işimizi kolaylaştırabilirim.


Igor hayran olmuş bakışlarıyla beni süzdü.Aralıklarla alkış tuttu ve ayağa kalktı.Telefonunu çıkartıp gelen aramayı kabul etti.

-Evet Bay Volkov.Eşiniz yanımızda.Ve bize çok yardımı dokunacak gibi.Sizi bekliyoruz.

Ayağa kalktım.Igor telefonu cebine soktu.Konuştuğu kişi Vitali'ydi.Eşimdi.Üç sene önce yanımda hayatını kaybeden adamdı.Gözlerim dolmuş, ne olduğunu anlayamamıştım.Igor'a öfkeli ve anlamsız şekilde bakıyordum.Birşey söylemeliydi.Söze başlamalıydı.Bekledim.

-Bayan Volkov; Konuştuğum kişi tahmin edebileceğiniz gibi Vitali'ydi.Sakin olmanızı istiyorum,lütfen oturun.Biliyorum aklınız da birçok so...

Lafını bitirmesini beklemeden gitmemi engellemeye çalışan Mortiz'i yere devirip merdivenlerden hızlı bir şekilde otelin çıkışına yöneldim.Bu hissi anlatmam imkansızdı.Sanki tekrar tekrar ailemin ölümü görüyor tekrar tekrar acı çekiyordum.Bu mümkün değildi.Ölürken yanında olduğum eşim, üç yıldır yaşıyordu.Bana hiçbir şekilde ulaşmamış ve yaşadığına dair küçük bir ipucu bile göstermemişti.Nasıl ? Kafasından aldığı kurşun yarasıyla nasıl ?

Çıldırmak üzereydim.O  kadar çok koşmuştum ki artık nefes alamadığımın farkında değildim.Köprüye geldiğimde durdum.Korkuluklara çöktüm ve başımı kucağıma gömüp haykırmaya başladım.Hissettiğim duyguya bir isim veremiyordum.Ailemi kaybettiğimden beri böylesine ağlamamıştım.Hareketsiz iki saati geçkin orda kaldım.Sokağın köşesinden sarhoş bir kaç kişinin çıkardığı gürültüyü duydum.Korkuluklardan yardım alıp sendeleyerek ayağa kalktım.Yürüyecek vaziyette değildim.Adamlar yaklaşmıştı.Laf atmaları kaçınılmazdı.

-Birileri kullanılıp sokağa mı atılmış ?

Kahkahaları beynimi çürütüyordu.Sinirimi kontrol edemediğim gibi bir de başım ağrımaya,gözlerim yanmaya başlamıştı.Elimi yumruk yaptım ve refleks olarak korkuluklara geçirdim.Sinirimden parmaklarımdan üçünü kırdığımın farkında değildim.Adamlar birbirine baktı ve saçmalamaya devam ettiler.

-Güzelim sakin ol.Çok sinirlendin sanırım.Ne de güzel yüzün varmış senin.

-Hop geri bas, kız benim.

Artık kendimi kontrol edemiyordum.Üstlerine yürüdüm ve bir tekmeyle ilk adamın boynunu kırdığımın farkına varınca nehire fırlattım.Adamlar kaçmaya çalışırken arkada kalan  yere düştü ve ne olduğunu anlayamadan kendini nehirin kenarındaki kayalıklarda buldu.Ölmemişti fakat durumunun çokta iç açıcı olmadığını biliyordum.Kalan son adam köprünün sonuna gelmişti.Sokağa koşmaya başladı.

Adamı sokağın sonunda yakalayabilmiştim.Yakasından havaya kaldırdım.Kırmızı ve öfke dolu gözlerimi görmesini sağladım.Adam ölüm korkusuyla yalvarmaya, deli gibi ağlamaya başlamıştı.Adamı yere indirdim ve gögüs kafesinin biraz üstüne tekme geçirdim.Adam yere serildi,ağzından dökülen kanlar yerde ki desenli taşların arasını renklendiriyordu.Hoşuma gitmişti.Boğazına ayağımı dayadım ve yüzünü yukarı çevirdim.Kulağına doğru eğildim.

-Artık tanımadıklarına laf atmazsın değil mi ?

Tabi yaşayabilirsen ...

SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin