2.

8 1 2
                                    

Yazımım çok mu kötü?...

"Hey! Sen iyi misin!?"

bir anda yere bayılan o tanıdık ince bedeni gördüğümde şoka uğramıştım.neden bu kadar zayıftıki.hastalığı mı vardı.çok mu yorgundu.travma mı geçiriyordu. bikaç kez onu ayıltmaya çalışsamda fayda etmediğini fark ederek tüy gibi hafif bedeni kucağıma aldım ve evimin yolunu tuttum.cidden onca sorunumun arasından birde bu çıkmıştı.ah ..kim sokakta yürürken birden tanımadığı birinin kucağına bayılmasını ister ki.ama bu denli güzel birinin bayılmasını isterdiniz.tek bi,farkla ben istememiştim.evin kapısını ayağımla iterek turuncu saçlı bedenle içeri girdim.o cidden güzeldi...vede kuş gibi hafif....
Yavaşça koltuğa tek hamlede bıraktım onu ve koltuğa yaslanarak güzelliğini incelemeye başladım. gerçekten cennetten mi düştü diye merak etmiyor değildim.pirinç kekine benzeyen yanakları süt beyazı teni minik elleri...o gerçekten buraya bu boktan dünyaya ait miydi..fakat adlandıramadığım şekilde o yaşıtlarından ki  tahmin ediyorum 24-25 yaşlarındaydı fazla heöde çok fazla zayıftı.öylesine zayıftı ki bi insan onu gördüğünde şoka uğramasını durduramıyordu.herkes gibi normal bir kiloda değildi .ve bu nedensizce içimi acıtmış ona karşı bişeyler hissetmeme sebep olmuş- hayır hayır bu sadece acıma duygusu yoongi kendini kandırma bu imkansız
Zorlukla gözlerimi uyuyan turunculudan ayırdım ve bikaç malzeme ve eksikleri almaya markete çıktım ancak hala  aklımda dolanıp duruyordu.neden bir an olsun aklımdan çıkmıyordu ki o güzel surat...belkide..hayır doğru değil bu sadece acıma duygusu
....
Eve geldiğimde bir çift meraklı göz karşıladı  aylar sonra beni ilk defa...diğerleri aylar geçmiş olmasına rağmen bu eve adımını dahi atmamışlardı..sadece haftada bir buluşurduk o kadar...jin ve namjoon dügün telaşına düşmüşlerdi..jungkook herzamanki gibi taenin peşinde geziyordu..23 yaşında olmasına rağmen gözümde hala bir velet puşt
hoseok avrupada yaşasada arada bir koreye gelir sohbet ederdik...benimde hayatım böyle geçiyor işte..aslında geçmiyor hala 27 yaşındayım...geçen günde öyle...

"B- ben nerdeyim?"

Korkak gözlerle etrafına kaçamak bakışlar atıyordu saçlarına hayran olduğum genç aslında bende gençtim de neyse korkmuş gözüküyordu.yavaşça yanında yerimi aldım ve ona döndüm.

"Neden bu kadar zayıfsın"

Güzel Yüzü kötü bir haber almış gibi aniden düştü..kötü bişey mi söylemiştim ...bunu kendime nasıl açıklayacağımı bilmiyordum..

bikaç dakika elleri önünde durdu ve  güzel dudakları konuşmak için hiç aralanmadı...sadece sustu...büyük bir suskunluk...bahane arıyor gibiydi ama hiç yalan söyleyemediği saf suratından açıkça belli oluyordu...

Arkama yaslanıp  vereceği cevabı beklemeye başladım.

"Sanırım sporu fazla kaçırdım"

"Neden fazla kilolu olduğunu düşünüyorsun?"

Gözlerini kaçırdı.ardından elleri önünde birleşti...hiçbişey demedi...yine sustu...en sonunda kahve küreleri bana döndü..

"Yeme bozukluğum var"...


Ah bee jimini şöyle 40 45 kiloda hayal edin

*-* waow hadi men kaçar



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ORANGE LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin