Az kaldı şiirleri bırakıp içimdeki seni okuyacaklar. O derece şeffaf yazıyorum seni. Gerçi kör olmaları lazım. Çünkü satırların arasına saklamıyorum artık seni, bildiğim cümlelerden. Artık kulağın, sadece çınlamaz, okuyan her kişinin ahını aldın sevgili. Evet, belki de katlediyorum, sırf senin için cümleleri. Belki de tüm satırlar benden davacı olacak. Gün gelip, yüreğinin şişkinliğini benden biliceksin, belki de kim bilir. Ama hiç bir zaman engel olamayacaksın sensiz doğan şiirlerime.
Herkes giderdi değil mi? Zaten en çok sevdiğin ilk bırakan olmazmıydı hep? Ben daima yanımda kalacağını sanmıştım. Sadece 1 saniyelik arkamı dönmüştüm. Hala sırtımdan hançerlemeni bir türlü anlayabilmiş değilim.
Ölmek, sadece nefes alıp vermeyi kesip, mezara
girmek değildir. Sevdiğin insanın sana ihanetidir
ölmek. Gözlerine bakıp seviyorum dediğin
insanın, sen arkanı dönünce başka birinin
kollarına gitmesidir. Seni bırakıp, hayatın
ortasında yalnız başına kalmaktır ölmek. Sen
bunların hiçbirini yaşamadın çünkü karşında seni
gerçekten seven ben vardım.
Nefretim kederimdendir hep. O kadar büyüdü ki
içimde, sana, ona, buna herkese yetecek kadar
var hatta. Büyük bir savaş çıkarabilirim. Ölmeye
kendi isteğimle koşabilirim. Zaten yaşamayı
unuttum ihanetin pençelerinde..