Sabah telefonumdan gelen gürültülü alarm sesiyle kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp odama döndüm. Diğerleri kalkmamıştı anlaşılan. Aynanın önüne geçip saçlarımı düzleştirdim saçlarım çok uzun değildi omuzlarıma kadar uzanıyordu. Sarı ve aralarında mor ve pembeler vardı. Makyajımı da koyu pembe tonlarında yaptığımda formam olmadığı için
Serbest gidicektim.
Askılı beyaz bluzumun altına pembe kot etek üstüne de mavi kot ceketimi almıştım.
Aşağıya indiğimde hepsi hazır ve beni bekliyorlardı.
Jennie kızgın bir şekilde söylendi.
"Ya Chae geç kalıyoruz!"
Nayeon elime kendi yaptığı sosisli sandviçi tutturup hızlı bir şekilde evden çıkmıştık.
Sürücü koltuğundaki Taehyung, bizi hızlı bir şekilde okul binasına ulaştırmıştı.
Arabadan indiğimde diğerleri sınıfa ben müdür odasına gittim. Kayıt işlemlerim sonunda bitmişti. Ayrıca bizimkilerle aynı sınıftaydım.
Sınıfıma ilerlerken kapının önünde bir çocuk telefonla konuşuyordu. Ayrıca dediği şeyler çok garipti.
"Tamam oraya gömün"
"Uzatma kimsenin bilemeyeceği bir yer orası merak etme anlaşılmaz bile"
Telefon konuşmasını sonlandırdığında sınıfa girmek üzere olan beni fark etti. Kolumdan tutup kim olduğumu sorguluyordu.
"Sen kimsin?, seni görmedim daha önce"
"Görmen gerekli mi?"
"Ukala. Konuşmalarımın ne kadarını duydun?"
"Gömün? Kimse görmez? böyle psikopatça kısmını duydum işte."
Endişeyle ellerini ensesine yerleştirdi. Göz devirip sınıfa girdim. Öğretmen beni sınıfa tanıttığında Jennienin yanına oturdum. O garip çocukta sınıfa girip karşımdaki sıraya oturdu. O yetmezmiş gibi hala endişeyle bana bakıp bir şeyler düşünüyordu.
Ders bunları düşünerek geçtiğinde Nayeon kantine inmeyi teklif etmişti. Kendimize bir masa ayarlayıp hep beraber latte söylemiştik.
Derin sohbetimizin arasında Jennienin söylediği şeyle yönümüzü o tarafa çevirdik
"Baksanıza Chanyeol geliyor ya çok heyecanlandım."
Bir dakika bu Chanyeol dediği garip olan çocuk muydu? Bizim masaya ulaştığında kolumdan tutup sürüklüyordu. Jaehyun ve Jennie arkamızdan bağırıyorlardı.
"Ya Chaeyi getirsene Yeol kızı bırak!"
"Ya Chanyeol Chaeyle işin ne senin?"
Okulun deposunda durup kolumu bırakmıştı.
"Chanyeol musun nesin derdin ne?"
"Derdim duyduklarını unutacaksın!"
"Niye? Ya bir katilsen cezanı çekeceksin"
"Bana bak küçük, işime karışma ne istiyorsan söyle yeter ki unut!"
"Ne isteyeceğim senden be! Uzak dur yeter"
"Ben uyarımı yaptım dikkate alsan iyi olur"
