¹¬exile

684 36 10
                                    

exile
taylor swift feat. bon iver

 Hermione, buzdolabından çıkardığı sütü mısır gevreğiyle dolu kâsenin içine döktü. Kâsesini aldı ve sandalyeye oturdu. Önünde kapalı olan bilgisayarı vardı, yanında ise kaç sayfa olduğunu bilmediği senaryo vardı. Masanın üzerinde duran senaryonun ilk sayfasına baktı.

SÜRGÜN

Eski dönemde geçen bu filmin büyük bir ses getireceğini düşünüyordu yönetmen. Hermione'nin filmde baş rolü alması bunu etkiliyordu. İşinde gerçekten çok başarılıydı. Hermione bir yandan mısır gevreğini yiyor diğer yandan repliklerine bakıyordu. Bu sırada masanın üzerinde duran telefonu çalmaya başladı. Gözleri telefonunun ekranına kaydı, set asistanı Luna arıyordu. Büyük bir ihtimalle filmdeki partneri belli olmuştu. Elindeki kâseyi bıraktı ve telefonunu alıp aramayı yanıtladı.

"Efendim, Luna?"

"Günaydın, Hermione! Seni filmdeki partnerin hakkında bilgilendirmek istedim. Kendisi çok tanındık bir isim değil ama gerçekten iyi bir oyuncu. İncelemen için sana öz geçmişini gönderdim."

"Teşekkür ederim, Luna. Çekimlerin ne zaman başlayacağı belirlendi mi?" diye sordu Hermione önündeki bilgisayarın ekranını kaldırıp açılmasını beklerken.

"Bir hafta sonra başlıyor. Bir aylık programını hazırladım, onu da gönderdim," dediğinde Hermione'nin dudaklarında bir gülümseme oluşmuştu.

"Harikasın, teşekkürler. Görüşürüz," diyerek aramayı sonlandırdı. Bu sırada bilgisayarı açılmıştı. Telefonunu eski yerine koyduktan sonra maillerine baktı. Öz Geçmiş başlıklı maili açtığında yabancı olduğu bir yüzle karşılaştı.

Draco Malfoy.

Açık sarı saçları, griye kaçan mavi gözleri ve şekilli bir yüzü vardı. Açık renkteki pürüzsüz teni insanın gözünü alıyordu. Hermione, yeni partnerinin geçmişte yaptığı işlere baktı. Birkaç filmde ve dizide konuk oyuncu olarak oynamış, çok fazla göz önüne çıkmış bir oyuncu değildi.

Hermione sayfayı kapattı ve bir aylık programının olduğu maili açtı. Haftaya çekilmeye başlanacak olan sahneleri senaryosunda işaretledi. Geriye çalışmak kalmıştı.

Hermione işini bitirdiğinde kalktı, boş kâseyi ve kaşığı bulaşık makinesine koydu. Bu sırada kapının zili çalmıştı. Hızlı adımlarını kapıya yönlendirdi. Kapıyı açtığında karşısında en yakın arkadaşı Ginny'yi bulmuştu.

"Günaydın!" dedi Ginny büyük bir neşeyle ve içeri girdi. Ginny her zaman neşeli ve enerjikti, hatta bu bazen Hermione'yi yoruyordu. "Sevdiğin pastaneden kurabiye aldım," dedi elindeki kartondan poşeti sallarken.

Hermione gülümsedi, Ginny'nin elindeki poşeti alıp mutfağa götürdü. Poşetin içinden kurabiye kabını çıkardı, ardından büyük bir tabak aldı ve kurabiyeleri tabağa dizdi. Bu sırada Ginny mutfağa girmişti, gözüne çarpan ilk şey ise masanın üzerinde duran senaryo olmuştu.

"Meşhur filmimiz bu demek," diyerek senaryoya yaklaştı.

"Biliyorsun, onu okuman yasak," dedi Hermione gülerek.

"Biliyorum," dedi Ginny üzgün bir ses tonuyla. "Sadece oyunculara baksam?" Ve yine o masum yavru köpek bakışlarından birini sergilemişti.

"Pekâlâ, bakabilirsin. Sadece oyunculara," diyerek vurgu yaptı Hermione. Ginny bir çocuk gibi ellerini çırptı ve senaryoyu eline aldı.

"Baş rol sensin, diğerleri falan filan... Bir dakika... Harry Potter mı?" diyerek küçük bir çığlık bıraktı Ginny.

"Evet, iki baş rolden sonra en önemli yan rol onda," diyerek cevap verdi Hermione.

stories from songs | dramione one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin