Telefon yüzüme kapandı bir anda, o an kalbimin sıkıştığını farkettim. Hem Kağan'ı arıyordum hem de neredeyse kalbim patlayacak gibi oluyordu, o kadar aramama rağmen asla açmıyordu ama yine de aramaya devam ediyordum ve yine aynı cevap geliyordu. Ulaşılamıyor,ulaşılamıyor,ulaşılamıyor...
Giderken aramamasından anlamam gerekiyordu, ama gerizekalı beynim şimdi anlıyordu neler olup bittiğini. Acaba bunun babamla bir ilgisi varmıdır diye düşünüyorum çünkü eğer öyle bir şey varsa ve Kağan'da onun yanındaysa ve bana haber vermediyse Kağan'ı kesebilirim çünkü haber versin bir zahmet bunu. Gerçekten eğer öyle bir şey varsa diye düşünüyorum, aslında neden düşünüyorum ki Kağan öyle bir şey yapmaz. Çünkü arkadaşlar yalan söylemez .
Bir hafta sonra ...
Ben:
- Anne neredesin?
Annem:
- Kızım yoldayım, birazdan evde olurum. Sen merak etme beni.
Ben:
- Tamam anne, çabuk gel ama olur mu?
Annem:
- Tamam kızım, hemen geliyorum.
Bugün annemin biraz yüzü gülsün diye ona sevdiği şeylerden yaptım bugün. Babam kaybolduğundan beri doğru düzgün bir şey yemiyordu, çok zayıfladı. Kendini çok yıpratıyordu o yüzden bugün yemek yesin diye ona sevdiği şeylerden yaptım umarım hemen gelir çünkü yemekler soğumaya başladı bile.
Otuz dakika sonra ...
Annem halen gelmedi, elimden geldiğince kötü düşünmemeye çalışıyordum ama olmuyordu. Çünkü ev ile iş arasında sadece on dakika mesafe vardı.
Bir saat sonra ...
Annem halen gelmediği için iş yerine gitmeye karar verdim. Garaja gidip araba bulmam gerekiyordu, bir tane bulabildim Allah'a şükür bu araba babamın ilk arabasıydı tozlanmış, siyah boyası dökülmüş, neredeyse her yeri örümcek ağları ile doluydu. Arabayı çıkardım, çalışıyor mu diye kontrol ettikten sonra sürmeye başladım. Yerde taşlar vardı, daha akşam olmamıştı. Gökyüzü bulutlarla kaplıydı, yağmur yağacak gibiydi. Bu beni korkutmadı değil, çünkü yağmur yağdığı günler genelde kötü şeyler oluyordu. Telefonuma bildirim geldi Kağan mı yazdı diye düşündüm çünkü bir haftadır ne arıyordu ne de mesaj yazıyordu. Hemen telefonu elime alıp bildirime baktım mesaj gelmişti ama Kağan'dan değildi, başka bir numaradandı mesajda şöyle yazıyordu:
- Babanı görmek için size en yakın yakın marketin arkasındaki kulübeye gel, ama bakın bunu başkasına söyleme ve ayrıca tek geleceksin yoksa yanındaki ile sana elveda deriz saat 19:00'a kadar zamanın var bekliyorum.
Mesajı okudum an neredeyse arabayı kullanırken yığılıp kalacaktım, hemen saate baktım. Saat 18:45'ti on beş dakikam vardı ve annemi bulmam gerekiyordu, ya o da onların elindeyse ne yapacaktım, nasıl çıkaracaktım onları oradan. Bunları düşündükçe gaza daha fazla basıyordum, biraz yavaşlamak için frene bastım fakat hiç bir şey olmuyordu, araba yavaşlamıyordu. İdrak edebilme gücümü her zamanki gibi yavaş yavaş kaybediyordum,ölüyormuydum acaba...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Dost Ne Arkadaş
General FictionNur dershaneden geldiğinde anne ve babasını yerde baygın bir şekilde ve evin her tarafını dağılmış bir şekilde bulur, sonraki gün ise aldığı kötü bir haberin ardından ne yapacağını bilemez durumdadır.Kaçan kişinin düşürdüğü kolyesi sayesinde artık d...