Nasıl başlayacağımı bilemiyorum Jamie. İyi misin? Neden yazıyorum biliyor musun? Konuşacak kimsem yok Çatalak! Kimsem.. Korkuyorum... Sanırım bu pis,kokuşmuş, rutubetli yerde yanımda kimse olmadan ölmekten korkuyorum James.
Aslında beni asıl korkutan hala kabullenemediğim şeyler. Kaç yıl geçti bilmiyorum, seni kaybettiğim günden beri.. Her gün düşünüyorum James her gün. Şu an sen olsaydın nasıl olurdu? Peter bize ihanet etmeseydi.. Öfkemin hala taze oluşu beni sevindiriyor, hala birşeyler hissedebiliyorum. Hâlâ seni çok özlüyorum James. Pişmanlıklar içimi sarıyor. Bu şekilde sonlanacagını nerden bilebilirdik değil mi? Hogwarts'dayken sınavlar olduğu zaman ya da senin birgün asla Lily'nin sevgisini kazanamayacağını düşündüğün zamanlar. Sahi o nasıl? Lils iyi mi? Aslında burda tek kötü olan benim sanırım.
Perişan haldeyim yıkık dökük bir hücrede yerden bulduğum bir parça taş ile sana bunları yazmaya çalışıyorum. Muhtemelen yazımı okuyamıyorsun. Profesör McGonagall ne derdi bana, kalemi daha dik tutun bay Black daha dik! Üzülme James sen her zaman kafamın içindesin ve tek yapabildiğim seninle konuşmak. Sitemkâr değilim Çatalak, sadece eski anılarımızı düşünüyorum beraber benim motosikletime bindiğimiz zamanlar, ya da ilk animagus olma çalışmalarımız. Ah, Remus! O nasıl ne yapıyor acaba... Zavallı Aylak bir yerlerde oturup kitap okuyor kesin. Acaba bana kızgın mı James? Dahası sen bana kızgın mısın? Hep sormaya korktum biliyor musun? Gryffindor'lular hiçbir şeyden korkmaz derdin bana ilk yılımızda, ama korkuyorum James bana kızgın olmanda korkuyorum. Ela gözlerin bana bakarken, öfke pırıltıları görmekten korkuyorum, ölümün, ölümünüz benim yüzümden oldu...
O kadar vicdan azabı cekiyorum ki, yıllar geçti hala kendimi affedemedim. Peter, hain, aşalık onu düşünmek bile dişlerimi sıkmama neden oluyor. Ne olur Çatalak beni affet. Içimde kocaman bir boşluk var James, hiç bir şey hissedemiyorum sanki.. Öyle kocaman ki, soğuk bir boşluk.. Daha fazla yazamayacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
James Potter'a Mektuplar
FanfictionSirius, James'i kaybettikten sonra kısacık hayatında yaşadıklarını, hislerini, pişmanlıklarını mektup olarak James'e yazıyor. Azkabandan kaçışı, Harry'i ilk gördüğü zamanı, yaşadıkları baba-oğul ilişkisini okurken James'in oldukça duygulanacağindan...