Herşey karanlık bir gecenin günahlar nöbetinde vaat edilmiş bir yeminle başladı...
İntikam uğruna kör olan gözleri kalbindeki vicdan tohumlarını kuruttu. Bir ölüm bir şeytanın koynuna hırsı sokarken suçsuz ruhlar bilinmez kefareti ödediler.
"Son çar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uzun zifiri karanlık gecelerden birisinde göklerin isyanı vardı. İri damlalar hırsla pencereni döverken etrafa yaydığı erotik melodi bir şeytanın parmak uçlarında sakladığı koyu tutamlara karışıyordu. İpeksi uzun ve düz saçlar...
Akrep ve yelkovan zamanı yalnışlar girdabına sürükledikce biçimli parmaklar koyu tutamlarla sevişti. Bir günah gibi çıkmaz sokaklara sürüklenen zevk küf kokan düşlerle birleşip kirlettiler genç kızı...
Okyanus mavisi gözlerinde koşuşturan yorgunluk intihar etti ve yerine korkunu bıraktı. Titreyen vücudunu bir türlü durduramıyordu artık. Kaçınılmaz ana kurban giden boynu bükük kız çocuğu kurtuluş için göğsünü vurmaya devam etsin, şeytanın kor ateşi alev almaya başlamıştı masumiyyet kokusu karşısında...
"Bunlarla seni boğmayı o kadar istiyorum ki..." soğuk bir tınıda kulaklarına fısıldayan endamlı ses tüm tüylerini şaha kaldırdı. Titremesi daha da artarken onun kanlı pençesinden kurtulmak için debelendi.
"Ama kendimle mezara gömeceğim bu kokun var ya..." diyerek biraz duraksadı ve yeniden devam etti
"Zehir gibi kanıma işledi" bir eliyle kızın saçlarını toplayarak kenara çekti. Açılan omzu efsunkarı saklıyordu kendi koynunda. Kafasını yavaşca o çukura soktukta derin bir nefes çekti ve boşta kalan eliyle şah damarını okşamaya başladı.
"Bırak beni" dedi medet umar gibi. Feryat figan saklıydı tınısında. Dalından koparılan yaprak gibi onun kollarında titremesine bin kez lanet etti.
"Seni öldürdüğüm gün yemin olsun ki..." dedi kızın kanını dondurarak. Daha ne olduğunu anlamadan kızı bir çırpıda sertce karşıdakı duvara çarptı. Arkasında kendi hakimyetini kurarak titreyen bedene yaslandıkta odada titrek bir hıçrırık dalgalandı. Gözlerinden son hızla akmakta olan iri damlalar çaresizliğini yeniden yüzüne vuruyordu.
Son çare çırpınmasını sürdürürken boynunda hissettiği soğuk dudaklarla acıyla haykırdı. "LÜTFEN!"
Bir günah gibi yazılan yeni satırlara göz yaşları karıştı. Kirletilen tenini yeniden damgalayan dudaklar, çırpınışlarını artırdısa da çare bulunmuyordu. Hırlayan nefesiyle sert uzvunu kıza daha da bastırdıkta çığlıklar arasında yalvaran kıza sağır kesilmişti. Başını boynuna gömerek sağ elini aşağıya kaydırdı ve eteğin sunduğu çıplak bacağı avuçladı. Bir çığlık daha...
"YALVARIRIM YAPMA!"
Kemikli elini pürüzsüz tende gezdirdi ve mahremiyyete ulaşan parmaklar ince kumaşın üzerinde durdular. Dudakları beyaz teni morartacak cinste emdiler ve çenesiyle açmaya çalıştığı omzu kavradı. Kızın boğazını yırtarak attığı çığlıklar odada yankılandıkca gecede saklandı yasak günahlar...
