Jimin şaşkın bakışlarla bir bana bir de elimdeki maskelere bakıyordu.
"Bunları nereden buldun? Sadece dışarı çıkmaya izini olanlar alabiliyor bu maskeyi. Birinden mi çaldın yoksa?"
Güler gibi bir ses çıkartıp tek kaşımı kaldırdım. Bu maskeleri almak benim için oldukça zor olmuştu. Bir bilim adamı olan Namjoon ile buraya geldiğim ilk zamanlardan beri yakındık. Bana abim gibi göz kulak olup çoğu konuda yardım ederdi. Yanına gidip maskeleri almak için ikna etmem ise çok zor olmuştu. En sonunda verdiğinde ise gözünün üzerimde olduğunu söylemişti. Sırıtarak Jimin'e döndüm.
"Ödünç aldım diyelim. Sadece gece yarısından önce geri götürmem gerekiyor. O yüzden hızlı olmalıyız."
Gözlerini devirip maskelerden birini benden aldı ve incelemeye başladı. Maskeleri bu kadar hızlı alacağımı tahmin etmiyor olmalıydı.
"Buradan çıkmak için plan yapmamız uzun sürer. Neden bana haber vermeden aldın ki bunları?"
Plan konusunu da halletmiştim. Namjoon kameraların olmadığı gizli bir çıkış bildiğini ve çıkmamız için yardım edeceğini söylemişti.
"Namjoon bize yardımcı olacak o konuda. Saat dört olduğu zaman arka bahçeye gitmemiz lazım. Onunla merdivenlerin altında buluşacağız ve bizi buradan çıkartacak."
Jimin dediklerimi duyduktan sonra oturduğu yatağından kalkıp hemen yanıma geldi ve sesini kısık tutmaya çalışarak konuştu.
"Dur bir saniye, bilim adamı olan Namjoon'dan mı bahsediyorsun sen? Şu ünlü olan?"
Başımı dediklerini onaylarcasına aşağı yukarı sallayıp gözlerinin içine heyecanla baktım. Biraz düşünür gibi duraksadıktan sonra o da bana bakıp güldü.
"Nasıl bu kadar hızlı planladın her şeyi? Bu kadar heyecanlı ve meraklı olman beni korkutuyor."
Gülümseyerek kendimi yatakta geriye bıraktım. Kollarımı iki yana açarak tavanı izlerken oldukça rahattım. Dışarıdaki dünyayı çok merak ediyordum. Planlamaları yapmam yaklaşık iki ay sürmüştü. Her şeyin planladığım gibi gitmesi ise benim için büyük bir şanstı.
Dediklerine cevap vermeden yattığım yerden doğrulup ayağa kalktım. Eğilerek yatağımın altından kendi hazır olan çantamı ve boş bir çanta çıkartıp boş olan çantayı Jimin'e verdim.
"Çantanı hazırlasan iyi edersin. Ben kendiminkini daha önceden hazırlamıştım. Buluşmak için yaklaşık yarım saatimiz kaldı, hazırlan."
O kendi çantasını hazırlamaya başlarken ben de üzerime uzun kıyafetler giydim. Yaklaşık on beş dakika sonra ikimiz de hazır olduğumuzda çantalarımızı alıp odadan çıktık.
Birkaç dakika yürümemizin ardından arka bahçeye varmıştık. Merdivenin alt kısmına giderken avuçlarımın heyecanlandığım için terlediğini hissetmiştim. Namjoon'u gördüğümde hızla yanına gittim. Jimin de arkamdan beni takip ederken konuştum.
"Hyung, ikimiz de hazırız. Telsizleri getirdin mi?"
Namjoon dediklerimi onaylayan sesler çıkartıp arkamdaki Jimin'e döndü.
"Merhaba. Muhtemelen benim kim olduğumu biliyorsundur ama yine de kendimi tanıyayım. Ben Kim Namjoon. Bilim adamıyım. Dışarıdaki küçük maceranızda sizinle iletişim halinde olacağım."
Jimin göz ucuyla bana bakarken konuştu.
"Memnun oldum Bay Kim. Ben Park Jimin. Tae'nin arkadaşıyım."
Namjoon gülümseyip çantasından iki tane telsiz çıkartıp bize uzattı. İkimiz de telsizleri alırken Namjoon'un cebindeki telsizi fark etmiştim. Telsizleri bize verdikten sonra etrafını kontrol edip yürümeye başladı.
"Hadi gidelim."
Jimin'le birbirimize bakıp Namjoon'u takip etmeye başladık. Ağaçların önünü kapattığı tenha bir alana ulaştıktan sonra karışımızdaki büyük kapıyı fark etmiştim. Oldukça eski görünüyordu.
"Burası altı yıl önce kullanılan gizli bir kapı. Kapıdan geçmek için şifre gerekiyor. Bu şifreyi sadece üç kişi biliyordu ve ikisi öldü. Yıllardır şifreyi bilen tek kişi benim. Şifre 130613. Buraya gece yarısından önce dönmek zorundasınız çünkü gece yarısından sonra kapılar kilitleniyor ve devredışı bırakılıyor. Yani şifreyi girseniz bile kapı açılmaz. Dışarıda herhangi bir sorunla karşılaşırsanız telsizden bana haber verin. Size yardımcı olacağım. Dikkatli olun ve asla maskenizi çıkartmayın."
Namjoon'un uzun konuşmasından sonra maskemizi yüzümüze geçirdik. Tüm yüzümü kaplayan maske dışarıdaki zehirli havayı temiz havaya çevirerek nefes alabilmemizi sağlayacaktı.
Çantamın kollarını sıkıca kavrarken Jimin'in de hazır olduğunu fark ettim. Namjoon'a dönerek son kez konuştum.
"Biz hazırız Hyung, kapıyı açabilirsin. Her şey için teşekkür ederim."
Namjoon kafasını onaylarcasına sallayıp kapının yanındaki şifre bölümüne şifreyi girerken heyecanla Jimin'e döndüm. O da en az benim kadar heyecanlı görünüyordu.
Kapının açıldığını belli eden sesle beraber kapı aralandı. Karşımızdaki minik odaya girerken son kez Namjoon'a baktım ve gülümsedim.
Namjoon da gülümsememe karşılık vererek gülümserken elini sallayıp kapıyı kapattı. Kapıyı kapattıktan sonra odayı dolduran kırmızı ışık ile bir tık sesi duydum. Odadaki diğer kapı açılırken heyecanlı bir şekilde Jimin'e baktım. Gözlerimiz kesişirken ona doğru yaklaştım. Yan yana kapıya doğru yürüdük. Kapıyı açılması için ittirmeden önce tekrar Jimin'e döndüm.
"Hazır mısın?"
Maske yüzünden boğuk çıkan sesimle sorduğumda başını yukarı aşağı salladı. Aralık kapıyı ittirerek tamamen açılmasını sağladım. Son kez derin bir nefes alıp dışarıya doğru bir adım attım.
İşte gerçek hikaye şimdi başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Tight |•| Taekook
Fanfiction~30.07.2020~ 2010 yılında bilim adamlarının başarısız sonuçlanan deneyi yüzünden zehirli hava tüm atmosferi sarar ve milyonlarca kişi ölür. Güvenli alana sığınmayı başarabilen Kim Taehyung, yıllar sonra dinmeyen merakı yüzünden başına gelecek olan ş...