On iki çocuk son ateşlerinin etrafında otururken üç ay hiç bu kadar kısa hissettirmemişti diye düşündü. İçlerinden biri yıldızları görmenin imkansız olduğu şehre dönmeden önce son kez yıldızları izlemek istemiş olacak ki bir anda kuma uzandı. "Ben çok alıştım yıldızlara. Onlarsız nasıl yapmışız onca yıl?" diye sordu. Yıldızlar derken bahsettiği yalnızca siyah bulutsuz gökyüzünde aya eşlik eden küçük yıldızlar değildi, hayatından çıkmalarını istemediği bu çocuklardı. "Sonsuza kadar sürse olmaz mıydı?" diye sordu ve çocuğun yanına uzandı bir diğeri. "Ben de ayrılmak istemiyorum. Buradan gideceksek bile en azından sizden ayrılmasam olmaz mı?" çocuklardan en küçüğü gözleri dolu bir şekilde konuştu. En büyükleri yazlarını bitmeyen enerjisi ile güzelleştiren çocuğa, dolu gözlerini gördüğü gibi sarıldı. Herkes teker teker kuma uzanmaya başladığı sırada Kevin ayağa kalktı ve okul zamanı hazırladıkları bu yazın olan yapılacaklar listesini çıkardı cebinden. Yattıkları yerden Kevin'a bakan çocuklar katlı kağıdı açışını izlediler. Kevin "Listeyi tamamladık biliyorum ama sanırım eklememiz gereken son bir şey var."dedi ve çantasından çıkardığı kalemle kağıda son bir madde ekledi.
...
Lisenin en güzel yılı olması gereken zamanda evlerine kapatılmıştı herkes. Derslere bir bilgisayar ekranından devam edilmeye çalışılıyordu. Veriminden söz bile edilemeyecek bu derslerin öğrenciler boş kalmasın, veliler de "ama paramız..." demesin diye yapıldığı belliydi. Öğrenciler de bunu anlamış ona göre hareket ediyorlardı. Her gün ailelerinden daha fazla gördükleri arkadaşlarından uzak kalmak, iletişim kurmak için normal zamanda asla ellerinden düşürmedikleri ekranlara muhtaç olmak kimsenin hoşuna gitmemişti. En başta okul olmayacak diye en çok sevinenler bile okula gitmeyi tercih eder olmuştu. Kevin derse girmeden hemen önce çocuklarla olan gruba mesaj attı "Hey, ben artık bıktım. Yaz gelse kurtulur muyuz karantinadan?"
İnternet gitti, bilgisayarım dondu, sesiniz gelmiyor bahaneleri ile boş geçirilmiş uzunca bir tarih dersinin ardından Kevin gelen bildirimlere baktı. Çok fazla mesaj vardı ve neler kaçırdığını anlamak için bütün her şeyi okudu. O okuduğu sırada mesajlar gelmeye devam ediyordu. Yalnızca kendisi değil çocukların hepsi yazı bekliyormuş aslında. Okulun ilk yılını yan yana geçirdiği çocuk, Juyeon, Kevin'ın mesajının ardından ortaya, cevaplara bakılırsa herkesin çok hoşuna giden, bir fikir atmıştı. Kevin bütün mesajları okuduktan sonra Juyeon'un mesajına dönüp tekrar okudu "Bu yazı yaşayabilecek olursak en güzel yazımız yapalım. Aklımıza gelen her şeyi deneyelim." Grubun küçükleri çoktan bir liste hazırlamaya başlamışlardı. Hyunjoon'un mesajı ilk aklına gelen şeyi yazdığını gösteriyordu. Listenin birinci maddesi onun sayesinde "Dondurma yenilecek." olmuştu. Sunwoo ve Juyeon gezmek, görmek istedikleri her yeri yakın veya uzak fark etmeksizin yazmıştı. Bütün bunların 3 ayda yapılabilmesi Kevin'a mümkün gözükmemişti. Kimsenin hevesini kırmak istemediği için fikirlerini kendisine sakladı.
Bir yandan dersler devam ederken bir yandan da dört çocuk yazın gelişini gözlüyor ve listelerine her geçen gün daha fazla şey ekliyorlardı. Kevin bu kadar şeyi nasıl yapacaklarını düşünmeden listeye yeni şeyler ekleyen arkadaşlarına dur denilmesi gerektiğini biliyordu fakat bunu yapmak yerine plan yapma işini üstlenmişti. Dersi olmadığı zamanlarda çocukların isteklerini bir kağıda yazmaya başlamıştı. Bu planları bütün bir gün gezebilmeleri için ayarlıyor, yapılacakları ve yollarını belirleyip basit bir bütçe planı çıkarıyordu. Evinden dışarı adım atamadığı, kimse ile konuşamadığı bu can sıkıcı zamanda hayal ederek zaman geçirmek hoşuna gitmişti. Haftalarca boş zamanlarını çocukların yeni fikirlerini plana dökmeye harcamıştı.
Haftalar sonunda ellerinde upuzun bir yapılacaklar listesi ve planlar vardı. Kevin not defterini detaylı planları ile doldurmuştu. Okulların, ya da bilgisayarların, kapanmasına az bir süre kala çocuklar anlaşıp ailelerinden izin alma çalışmalarını başlatmışlardı. Kevin annesine en başından beri planlar yaptıklarını ve yazın eğlenmek istediklerini anlatıp duruyordu. Bugün de babasından izin alacaktı. Akşam babası geldiğinde yemekten sonra yanına geçip televizyon karşısındayken konuşmayı açmaya çalıştı. "Baba, çocuklarla bu yaz için planlar yaptık ama bu planlar azıcık basit olmadığı için biraz paraya ve iznine ihtiyacım var." Önceden üzerine çok düşündüğü cümleyi hızlıca sarf etti. Babası Kevin'a doğru dönüp "Neymiş bu planlar?" diye sordu. Kevin koşarak odasından defterini kapıp geri döndü. Özenle doldurulmuş sayfaları babasına gösterip ilk günden başlayıp 3 aylık planı anlatmaya başladı. Daha birinci haftanın planları bitmeden babası sözünü kesti. Babasının "Bu kadar planlamışsınız önünüze taş koymak olmaz. Arabayı versem otobüs ücretinden kurtulursunuz sanki?" dediğini duyduğu an Kevin'ın mutluluk dolu sesi evi doldurdu. Juyeon ile beraber geçen yaz kursa gidip ehliyetlerini almışlardı ama araba bulabileceklerini düşünmedikleri için ulaşım için otobüs seçmişti planlarında. Babasının teklifini tereddütsüz bir şekilde kabul etti. Annesine de babasına da sıkıca sarıldıktan sonra iyi haberi çocuklara vermek için odasına koştu.
YOU ARE READING
Summer Nights | The Boyz
Ficțiune generalăHayatlarının en güzel yazını geçirmek için yola çıkan dört çocuk bu yolda yeni arkadaşlıklar ve anılara karışırlar.