"Değiştirin şu kanalı başlatmayın dizinize maçım var benim maçım!"
"batmaaan herkesi döver fiçuv fiçuv"
Odaklanmaya çalıştı ama bu seste imkansızdı. Bitirmesi gereken bir ödevi vardı ve bu kendinden başka kimsenin umrunda değildi.
20 yaşındaydı Esra. Bilgisayar mühendisi olmayı çok istiyordu. Bunun içinde çok sağlam çalışması lazımdı. Hep bir dershaneye gitmek istemişti ama ailesinin maddi durumu buna el vermediği için tek başına çalışması gerekiyordu.
Esranın kendinden küçük 2 kardeşi vardı. Birisi 16-17 yaşlarında olan ergenliğe yeni girmiş odasından hiç çıkmayan selimdi. Diğeri ise daha 6-7 yaşlarında olan kardeşi metindi.
Kardeşi metin ablasını çok seviyordu. Hep onun gibi zeki akıllı ve büyük olmak istiyordu. Metinin evde en çok sevdiği şey ablasının Uluslararası Bilim Yarışmasında 1. Olup kazandığı madalyaydı.
Ablasına " bak abla bu evde bundan 2 tane olcak görürsün sen" diyip kendini daha çok sevdiriyordu.
Esra ve Ceren Uluslararası Bilim Yarışmasında bir kod yazmışlardı. Basit bir şeydi ama etkisi çok büyüktü. Kodu onlara vermemiş sadece göstermişlerdi. Bu çok önemli kodu kimseye veremezlerdi.
Ceren Esra'nın en iyi arkadaşıydı. Biraz geveze olsada Esra onu çok severdi. Hep birbirlerine yardım ederlerdi. Esra böyle bir yarışmaya Cerensiz girmek istemiyordu.
Bu yüzden onu ikna etmek zorundaydı. "hadi ama Ceren lütfenn sende katıl yarışmaya benle hadiii.
Ceren pek önemsemiyordu" hayır hem girip nabıcaz sanki 1. Olucaz he"
Esra azcık daha zorladı "Bak işin ucunda para var şansımızı deniyelim kazanırız belki lütfen yaa"
Ceren esrayı seviyordu hem ne kaybederdi ki "ne kadar para var"
Esra mutlu yüksek sesle "10.000 TL KAZANANA" diye bağırdı
Ceren ortama neşe katmak için ve arkadaşını kırmamak için espri yaptı." tamam tamam sen kazandın imzamı nereye atıyorum? " ikiside gülüştüler.
Annesi seslendi "kızım su kaynamışmı bak bakiyim"
Esra daldığını fark etmemişti. Hemen silkelenip mutfağa gitti "kaynamış anne getiriyorum"
Çayları götürdü babası televizyon seyrediyordu. Annesi de telefona dalmıştı. Esra "size iyi geceler saat geç oldu ben odama çıkıyim"
Odasına çıktı yaz olmasına rağmen geceleri çok serin ve soğuk oluyordu odası. Hemen battaniyenin altına girdi. Çok uykusu gelmişti hemen uyumak istiyordu. Gözleri yavaş yavaş kapandı.
_
Annesi odaya perdeyi açmaya gelmişti saat sabah 11'di. Elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Duşa girip çıktı. Annesi kahvaltıyı hazırlamıştı. Hemen aşağıya indi.
Güler yüzle "baba bugün Cerenle gezicez akşam saat 9 10 gibi gelirim." dedi.
Babası kızını çok seviyordu "tamam kızım Cerene selam söyle iyi eğlenceler."
Selim kahvaltıya inmemişti. Annesi onu defalarca çağırmasına rağmen yataktan kalkmıyordu. Babası sinirli bir şekilde "boşver hatun gelmezse gelmesin kendi bilir" diyerek konuyu kapattı.
Selim çok içine kapanık bir çocuktu. Ailesiyle çok konuşmaz, onlarla bir yere gitmezdi. Daha çok telefonda Müjdat adında bir arkadaşıyla saatlerce konuşurdu. Babası o çocuğu hiç sevmezdi. Oğlunu sigaraya başlatmıştı o çocuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Kurbanı
Teen FictionUyanmıştı ama gözlerini açamıyordu. Ne farkı vardı ki zaten? Açtığında her şey değişecek miydi? Hiç birşey yaşanmamış gibi silinecek miydi yoksa? Hiç beklemediği şeyler yaşamıştı son günlerde. Bir o kadar emindi ki daha çok değişik şeyler yaşayacağı...