1 ay sonra ...
Gözlerimi tavandan ayırıp derin bir nefes aldım.
Burakla 1 aya yakındır konuşmuyordum.Rolleri değişmiştik şimdi o benim peşimden koşuyordu.
Okul saati gelmişti,giyinmem gerekiyordu.
Yavaşça yataktan kalkıp giyinmeye başladım.1 saatin sonunda okula varmıştım. Bahçeye girdiğimde banklarda oturan Burak Mert ve Deniz üçlüsüyle karşılaşmam uzun sürmedi her zaman gülen Mert şimdi üzgün bakıyordu bana.
Yutkundum. Ama yapamazdım hızlı adımlarla binaya girip sınıfa yöneldim.
Çantamı bırakıp ceketimi çıkardım askıya astım.
Planım onlarla yakın olmamak mümkün olduğunca konuşmamaktı.Kitaplarımı çantamdan çıkarıp test çözmeye başladım.Test çözmek kafamı dağıtıyordu seviyordum test çözmeyi.
Son soruya geldiğimde kitabın kapağı başka bir el tarafından kapatıldı.
İrkilerek yukarı baktığımda Burağın gözleriyle karşılaştım."Artık konuşmamız gerek"
"Konuşacak bir şeyimiz yok Burak"
Kitabı kapatıp çantama koydum.
Ayağı kalkıp sıradan çıkmak için hareketlendim.
Fakat nasıl olduysa kendimi Burağın kucağında buldum!Ağzımı açamıyordum. Nefesi dudaklarımı okşarken ben bedenimi ele geçiren bu karabasanı kovmak istiyordum.
"Burak yapma" diye fısıldayabildim sadece."Melis yapma böyle bitirme bizi"
Gözlerim hala dudaklarındaydı"Sen beni çoktan bitirdin Burak"
"Hayır yapabiliriz güzelim tekrar olabiliriz"
"Sana güvenemiyorum. neye kızacağın neye sevineceğin belli değil"
"İzin ver güvenini kazanayım o zaman" dedi dudaklarıma kapanmadan hemen önce.Yapabilirmiydik gerçekten ?
Başarırmıydık bilmiyorum ama ne yaparsa yapsın ona karşı koyamıyordum.
Yavaşça ellerimi ensesiyle kavuşturdum dudakları dudaklarımı çekiştirerek öperken kalbim göğüs kafesimden çıkacak gibiydi.
Yan oturduğum kucağında sağ bacağımı diğer tarafa atıp yerleştim.
Sınıfa daha kimsenin gelmemiş olması güzeldi.Parmaklarımı saçlarına geçirip ufak ufak çekiştirdim. Dili dilimle buluştuğunda daha çok gömüldüm dudaklarına.
Altımda hissettiğim sertlik yerimde oynamama sebep olmuştu.
"Kıpırdama" dedi dudaklarımdan ayrılıp boğuk sesiyle.Sırıtarak burnumu burnuna sürttüm hafifçe, "sabit durmaya hiç niyetim yok ama" söylerken bir elim de ensesinde dolaşıyordu.
Hayatım boyunca doğru olmak zorundaydım, şimdi bir yanlış olacaksa bu Burakla olsun istiyordum.
Dudakları yukarı kıvrılırken, belimden daha çok çekti kendine.
Kollarımı boynuna dolarken,şimdi anlamıştım asıl huzurun ne olduğunu.
Gözlerimi kapatıp o anın tadını ve burağın sırtımda dolaşan ellerinin keyfini çıkardım sadece................
Mert'le Denize çıkışta olayları anlattığımız da Merti ikna etmek pek kolay olmamıştı tabi.
"Bir dakika şimdi siz barıştınız dimi yanlış yok eskisi gibisiniz yine"Burağın bıkkınlıkla nefes aldığını hissettim "Evet Mert bininci kez söylüyoruz barıştık"
"Ey güzel allahım bu günahkar kulunun masum duasını kabul ettiğin için teşekkür ederim sana"
Mert yukarı bakıp duaları için teşekkür ederken kıkırdadım.
Şapşal çocuk bizden çok istiyordu bizi.Sahi Burakla biz olmuş muyduk artık. Biz mi olmuştuk. Olmamız gerekiyordu artık.
Tuttuğum elini daha sıkı kavradım. Yoksa düşerdim ona ihtiyacım vardı benim..
...........İçtiğim meyve suyundan mutluluk alarak, ayaklarımı uçurumdan sallamaya devam ettim.
"Ya Melis yafrım şu cipsten biz de mi tatsak acep"
Kaşlarımı çatarak elimde ki paketi daha çok kavradım.
"Size en sevdiğim olduğunu söylemiştim Mert ordakinlerden ye""Rahatsız etme kızı Mert ordan ye"
Burağın destek çıkan sesini duyunca gülümsedim.
Yaslandığım göğsüne biraz daha sokuldum.
Cipsimi yemeye devam ettim." Mert abicim bak insanlar senin yüzünden bizi sevgili sanıyor ! Her ortamda yapışıp öpme beni"
Denizin sesiyle kafamı onlara çevirdim."Hii ne yani elalem yüzünden beni beni Mertini tek mi bırakacaksın "
Mert'in söylediklerine kıkırdamadan edemedim. İkisi kavga ederek anlaşıyorlardı resmen.
"Bak sinir etme beni çocuk yarın gelmiyorsun partiye Burcular falan olacak senin yüzünden yaklaşmıyorlar bana"
Denizin konuşmasından sonra Merte baktım. Kafa sallayıp elindeki pakete dönmüştü. Üzülmüş müydü o ?
Alt dudağımı büzerek dizlerimin üstünde Mert'in yanına gittim.Kolumu omzuna atınca kafasını bana çevirdi. Anladığımı anlamış olacak ki burukça tebessüm etti bana.
Uzanıp yanağından öptüm kocaman.
"Üzülme" diye fısıldayabildim sadece ortam müsait olmadığı için.Denizin ne zaman Mertin değerini anlayacağını merak ediyordum...
Ah Mert hüzünlü poğaçam ben seni severim gel bana🧡
Heeeelllooğğğ
En son bölümü 9 Eylül de atmışım vay anasınıNeysem hikayeyi silmeyi düşünüyorum zaten ÇÜNKÜ OKUYAN YOK :(
Bu bölümü önceden hazırlamıştım yazık olmasın diye atmak istedim...