Onun gözlerini üzerimde hissettiğim an ona göz ucu ile olsa da bakmam gerektiğini hissettim. Düşmanımın nasıl gözüktüğünü bir kez olsun görmeliydim en azından değil mi? Göz ucu ile fark ettirmeden ona baktığımda anlatılanlardan çok daha fazla iyi gözüktüğünü fark etmem uzun sürmemişti. Sarı saçları ile uyum içinde olan hanbok'u onu daha da iyi göstermişti.. Yüz hatları ve parlayan yüzü ile herkesin odağı olabilecek biriydi.. O an düşmanım olmamasını diledim. Eğer Min krallığının kralı olmasaydın, daha iyi bir geleceğimiz olabilirdi Min yoongi..
Hoseok'un bana dokunması ile bakışlarımı ona çevirdim. Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.
"Kimseye dönüp ikinci defa bakmayan Park Jimin birilerine abayı yakmış bakıyorum da"
"Hoseok, saçma sapan konuşmayı kesip işine geri döner misin"
Yanağımı sıkıp yaptığı işi yapmaya devam etti.. Gerçekten niye sinirlenince ciddiye alınmadığımı merak ediyorum.
Yanımıza gelen kişi eğer hazırsak, başlayabileceğimizi söyledi. Anladığım kadarıyla kralın yardımcılarından birisiydi. Yüzü tanrı tarafından özenle çizilmiş gibiydi, sol göz kapağı tek, sağ göz kapağı ise çift idi. Bu uyumsuzluk garip bir şekilde ona yakışmıştı. Permalı saçları onun sert bakışlarının aksine onu sevimli gösteriyordu. Kralın yardımcısı da kendisi kadar yakışıklıdı. O an 'Min Yoongi zevkli bir adammış' diye geçirdim içinden..
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25.yaş günüm / yoonmin
FanfictionMin krallığının kralı Min Yoongi her şeyden habersiz min krallığına düşman olduğu krallık'dan gönderilen ajan Park Jimin'i hem min krallığına, hem de kalbine alarak büyük bir hata yapmıştı.
