geç gelen bölüm yüzünden bana sövmek serbest tamam😾
azıcık kızın çünkü size 31.bölüm özel ayıplı şeyler getirdim😎
hadi iyi okumalar <31
+
basketbol sahasının girişinde bulunan kapının gıcırtısı, kocaman boşlukta yayılırken uzandığım yerden doğrulmuş ve gözlerinin kenarları hafifçe kızarmış sevgilime bakmıştım. ufak da olsa kırgınlık barındıran ışıltılı gözlerine bakmam, ayağa kalkıp ona doğru gitmeme yetmişti bile. kollarımızı birbirimize sarmamızla birlikte her ne kadar gülüp geçiyor olsak da, birbirimize karşı bağımızın kuvveti gözlerimi yaşartacak cinstendi. bu tür sorunlarla boğuşurken daha önce hep yalnız olmanın getirileri, maalesef buydu. her zaman yalnız hallettiğim işlerime bir ortak daha geldiği için garipsiyordum. oysaki jeongguk, benim için elinden gelen ne varsa yapıyodu.
sarılmamız bittiğinde ellerim hafifçe boynuna sarılmış, elleri belimde dinlenmişti. yavaşça okşadığı belimden ne kadar hassas olduğumu en iyi o biliyordu ve bunu kullanmaktan çekineceğini hiç sanmıyordum. "bebeğim..." kafasını boynuma yaslayıp dudaklarını boynuma bastırmıştı. "çok güzel kokuyorsun."
derin nefeslerinin boynuma çarpmasıyla, ellerim ensesindeki saçları çekiştirmiş, "benim kadar olmasa da senin de kendine has bir kokun var." demiştim. çattığı kaşlarıyla bana bakarken mızmızlanmak istemiştim. beni getirdiği hâlden memnun olmalıydı ki, bakışları biraz da flörtöz olmaya başlamıştı. en sonunda dayanamayıp dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda, elleri sanki bu anı bekliyormuş gibi kalça arama sıkışan basketbol şortuma baskı uygulamıştı. kafamı daha çok öne iterken belki rahatsız olur düşüncesiyle beraber, dudaklarını biraz daha emip geri çekilmiştim. "özür dilerim, bir anda dudaklarına yapışmışım gibi ol-..."
nefes nefese kalmış bir şekilde heyecanla olan konuşmamı dudaklarıyla kesmiş ve saçlarına hafifçe tutunduğunu bildiğim ellerimin kontrolünü kaybetmemi sağlamıştı. dudaklarımdan ayrılıp bedenini benden uzaklaştırırken bir an da ne olduğunu anlamamıştım. ondan bir açıklama beklediğimi belli eden bakışlarımı yüzüne çıkardığımda, gülmüş ve "sana kızgın olduğum için beni öyle hemen kazanamayacaksın. önce maç yapacağız. sinirimi çıkarmam gereken bir sevgilim var." demişti.
kafamı 'öyle olsun' dermiş gibi sağa yatırıp kenarda duran basketbol topuna yönelmiştim. göz göze geldiğimizde, başladığımı anlatmak üzere topu birkaç kere sektirdiğim. jeongguk da hareketlenmiş ve yakınıma gelmeye başlamıştı. kaçan kovalanır tarzında bir süre oynadığımızda bazen atışıyor bazen ciddileşiyorduk. artık terden ve koşuşturmacadan yorulduğum bir zamanda yavaşlamanın bir zararı olmayacağını düşünmüş ve sağ elimdeki topu normalinden biraz daha yavaş sürmeye başlamıştım. jeonggukun nerede olduğuna pek bakmadığımdan, yerini kestiremiyordum. o sırada arkamda bir sıcaklık hissettim.
sektirdiğim top elimden kaçarken, ince şortumun çıplakmışım gibi hissettirdiğini düşünmüştüm. kasıkları kalçamın tam üzerine kapanırken, dudaklarını kulağımın dibinde hissettim. "topu sürdüğün yeterli diye düşündüm. biraz da beni sürmek ister misin güzelim?"
yapacağım hamleyi beklediğinden emin olduğum bedenin dedikleriyle gülmüştüm. arkamı dönüp kasıklarımın onunkilere yaslanmasını sağladım. yaptığım şeyden memnun olduğu anlaşılırken dudaklarımızı birleştirdim. üst dudağını, sertçe iki et parçamın arasına alıp emerken, bir elimi de şortunun önüne iliştirdim. inlesini dudaklarım arasında hapsederken elimi de şortunun içine kaydırmıştım. soğuk elim yeni yeni sertleşmeye başlayan uzunluğuyla buluştuğunda jeongguk inlemiş ve kendini daha çok elime ittirmişti. biraz kuru da olsa canının acımayacağına emin olduğum bir hızda ona dokunmaya devam ettim.
o sırada dudaklarımız birbiriyle dans ediyordu. okulda olduğumuzun bilincinde olduğum için öpücüğü kısa tutmak zorunda kalmıştık. dudaklarımızı ayırıp aşağı eğildim. şortunu ve iç çamaşırının lastiğini birlikte tutup indirdiğimde ortaya çıkan sertliğini hiç düşünmeden ağzıma almıştım. bir elim bacağına tutunurken diğer elim de kasıklarını okşuyordu. kafamı ileri geri oynatıp dudaklarımla uzunluğunun alanını daraltıyor, jeonggukun bacaklarının titremesini sağlıyordum. yanaklarımı içeri çekip daha dar bir alanı ona sunduğumda, ağzımın içindeki darlıktan memnun duruyordu.
elleri en sonunda pes edip saçlarıma dolanırken beni biraz daha kasıklarına yaklaştırmıştı. hepsini alamayacağımı bildiğim uzunluktaki sertliği neredeyse boğazıma vururken ucunun damağıma değdiğini hissedebiliyordum. elimin altında bacağı titrerken, elleri kafamı daha çok kendine çekiyordu. burnum kasıklarına değdiğinde biraz zorlanmam yüzünden gözlerim dolarken aşağıdan neredeyse kapanmak üzere olan gözlerine baktım. ağlamaklı ifadem hoşuna gitmiş olacak ki, daha fazla kendini tutamadan gerilmiş ve iyice daralttığım ağzıma kendini bırakmıştı. bacağındaki elimi çekip uzunluğuna sararken tamamen boşalıp rahatlaması için yavaşça çekiştirmeye başlamıştım.
bittiğine emin olduğum anda zar zor ayakta duran sevgilimin iç çamaşırını ve şortunu çekip, üzerini düzeltmeden önce de kasıklarına bir öpücük kondurdum. kıyafetlerini giymesini sağladıktan sonra sanki bunu bekliyormuş gibi yanıma atmıştı kendini. yüzümdeki hoşnut gülümsemeyle kolumu ve bacağımı üzerine atıp koala gibi ona sarıldım. "feci bir şeysin. bu zamana kadar nasıl bundan saklandım."
kıkırdayarak yanağına bir öpücük kondurdum. hemencecik sevgi kelebeği olmuştum. bu sırada zil çaldığında, "tam zamanında." demiştim. gülümseyerek kafasını yana yatırmasından yararlanıp kafamı boynuna gömdüm. ulaşabildiği ilk yer olan saçlarımı koklamışt hemen. elleri sırtıma çıkıp orayı okşarken, "nasıl anladın ben olduğumu?" demişti.
bu konunun birden nereden çıktığını bilemesem de, boynuna bastırdığım dudaklarım güzelce gerilirken minik bir öpücük bıraktım oraya. "en başından beri ilgin beni farklı hissettirmişti zaten. diğerlerinden hep farklıydın bana karşı. ama asıl anlamamı sağlayan şey, o gece parka geldiğinde anımsadığım teninin kokusuydu. bana sarıldığında, özgür hissettim. beni özgür kıldın jeongguk."
+
umarım beğenmişsinizdir :(
son 4 bölüm kaldığını da belirtmek isterim :')
all the time diye çok şirin bir fic yayınladım. düz yazı ama eminim hoşunuza gidecek..
görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my oh my
Fanfictiontüm hayatım üzerine yemin ederim iyi bir çocuktum. bu gece o olmak istemiyorum.