"O piç dua etsin ölmediğine abi. Sırf Lisa dur dediği için durdum."
Babam ve abim tam karşımızdaki koltukta oturuyordu. Ben ise bir yandan kaşındaki yaraya pansuman yapıyor, bir yandan da yanağına buz torbası tutuyordum. Öğle arasında yemekhanede Bobby ile tesadüfen karşılaşmıştık ve ayaküstü normal bir şekilde konuşmuştuk. Jimin ise bunu gördüğü an sinirden köpürmüş ve direk Bobby'nin üstüne atlayıp kavga çıkarmıştı.
Kaşındaki yaraya bant yapıştırdım.
"Oğlum sen laftan anlamıyor musun? Bak kardeşin sana diyor ki tesadüfen karşılaştık ve iki medeni insan gibi konuştuk."
Jimin kafasını koltuktan kaldırdı ve babama bakmaya başladı. Ben ve abim ise artık aynı konudan çok sıkıldığımız için takmamaya başlamıştık.
"O çocuktan haz etmiyorum baba."
Babam sıkıntı ile bir nefes verdi ve geriye yaslanıp bacak bacak üstüne attı.
"Lisa kendi kararlarını kendi verebilecek bir kız Jimin. Tabii ki de yanlışı olduğundan onu ikizi olarak uyarmak senin görevin. Aynı şekilde onun da. Ama iki insanın arasındaki duygusal ilişkiye karışmak çok yanlış bir davranış."
Jimin gözlerini devirdi ve burnundan sert bir nefes verdi.
"Artık bu çocukça kıskançlığı bırak Jimin. Çocuk değilsin artık. Ve insanları da yaşadığı hayatlarla ve ya da sırf onu sevmiyorsun, haz etmiyorsun diye yargılamayı bırak."
Abim de konuya dahil olmuştu. Jimin tam ağzını açıp konuşacağı sıra babamın telefonu çaldı. Ayağa kalkıp telefonu kulağına götürdü. Merdivenlerden çıkmaya başlamadan önce benim saçlarımı okşamıştı.
Jimin gözlerini sinirle abime dikti."
"Ne demek istiyorsun sen abi? Lisa'yı korumak istemem suç mu?"
Abim yüzünü sıkıntı ile sıvazladı ve elini iki yana açtı.
"Tabii ki de değil. Lisa'yı bende koruyorum. Ama bunu şiddet veya kötü sözle değil. Bu huyundan vazgeçmen için uğraşıyoruz şuan."
Telefonuma mesaj geldiğine dair olan ses odada yankılandığında sehpaya uzanarak elime aldım. Yoongi'den bir mesaj vardı.
Buz torbasını Jimin'in eline verdim. Abim ve o hala hararetli bir şekilde konuşmaya devam ediyordu.
yoongi: Lily. Benden duymuş olma ama Jungkook seni stalklıyor.
Hemde her yerden!
Benden duymadın ama.
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Neden böyle bir şey yapıyordu şimdi. Parmaklarımı oynattım ve klavyede gezdirmeye başladım. Tüm soğukkanlılığım ile cevap verdim.
siz: Ne yapmam gerek şuan?
yoongi: Orasını ben bilmem artık. Ne yapıyorsan yap bu bilgiyi.
siz: Bana bak bir yere gitmiyor değil mi? Eve de birileri falan gelmiyor.
yoongi: Yok kız. Namjoon ile ben de şoklardayız. Okuldan eve, evden okula gidiyor yavrum. Ama büyük ihtimal yarın gece dışarıda olacağız.
siz: Neden ki?
yoongi: Motor yarışı var da ondan. Söz konusu motor ise onu hiç bir güç tutamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Oh My / Liskook
Fanfiction"Biraz eskimiş deri bir ceket. Kötü bir şöhret, doyumsuz alışkanlıklar ve karşı konulamaz bir çekim." "Sen okulun en güzel kızı ol aynı zamanda en popüleri. Ünlü oyuncu Kim Woo Bin'in kızı ol. Ama git Jeon Jungkook'a aşık ol." Jisoo'nun söylediği cü...