•𝑟𝑒𝑚𝑒𝑚𝑏𝑒𝑟 𝑚𝑒•

𝚒'𝚖 𝚓𝚞𝚜𝚝 𝚋𝚘𝚛𝚎𝚍

"Eğer o kokumu bitirirsen kendini ölmüş bil Renjun"

6 arkadaş birlikte toplanmış aralarından birinin "randevusu" için hazırlık yapıyorlardı.Aralarındaki gerginlik 40 metre öteden görülecek şekildeydi.Çünkü Renjun büyük bir heyecanla eline geçirdiği her şeyi ya sağa sola atıyor ya da ayarını ayarlayamadan üzerinde deniyordu.

"Ne kadar cimrisin Jaemin.Ben sana böyle yapmamıştım."

"Haklısın,elimi sürmeme bile izin vermemiştin."

Herkesi telaş ve heyecan sarmışken tek bir kişi diğerlerine göre biraz üzgündü.Donghyuck.
Renjun'un randevu hazırlığına başladıklarından beri aklına sadece kendi ilk buluşması geliyor ve kendini ağlamamak için zor tutuyordu.Renjun'a baktıkça buruk bir acı kaplıyordu içini.Kendi heyecanını ve sakarlığını hatırlıyordu.

Çok sakardı Donghyuck.Büyüğü bundan hep yakınırdı ama küçüğünün kırdıklarını hatta kırıklarını birlikte toplar ve onarırlardı.Ama her şey gibi bu da geçmişte kalmıştı.Artık Hyuck'un kırıklarını da kırdıklarını da toplayacak bir Mark yoktu.
En acısı da artık Mark'ın asla olamayacağıydı.

Jeno ayağa kalkıp arkadaşının giydiği gömleğin yakalarını düzeltirken,Jaemin diğer parfümlerini saklamakla meşguldü.Chenle ve Jisung bugünki çiftin neler yapacağı hakkında iddiaya girmiş Hyuck ise yatağın başında oturmuş onları izliyordu.
Herkes kendi işindeydi ki Renjun'un telefonu çalana kadar.

"Yangyang arıyor ne diyeceğim ben?Daha saçımı tam tarayamadım."

"Renjun inan ki şu an ışıldıyorsun."

Renjun,Hyuck'a öpücük attıktan sonra telefonunu açtı.Birkaç onaylama sesinden sonra çalışma masasının üstündeki cüzdanını aldı ve telefonunu kapatır kapatmaz kimseye bir şey demeden koşarak odadan çıktı ve merdivenlerden aşağı inmeye başladı.Arkadaşları arkasından bağırsa da umursamadı.

"Demek ki Yangyang Hyung geldi kapıya."

Herkes Jisung'ı onayladıktan sonra camın önüne geçtiler.Jeno ile Jaemin camdan bakmaya çalışırken sıkışınca Hyuck aralarına girip aşağı bakmaya başladı.Ve hayatın yeniden yüzüne gülmediğini fark etti.Yangyang arabayla Renjun'u almaya gelmişti ama arabanın sahibi Mark'tı.Bu araba Mark'a aitti ve Mark arabasını kimseye vermezdi asla ama asla,ailesine bile el sürdürtmezdi.

Acı gerçek bir kez daha çarptı Hyuck'un suratına.
Mark'ın hiçbir şey hatırlamadığı.
Yangyang yukarıya bakıp herkese güler yüzle el salladıktan sonra Renjun'u ön koltuğa doğru itip arabaya bindirdi ve gittiler.En azından bugün onların günü olucaktı.Renjun çok mutluydu ve bu da hepsinin mutlu olmasına sebep veriyordu.

Jeno ve Jaemin instagrama girmiş birbirlerinin hesaplarını stalklarken,Jisung ve Chenle hala iddiaları için tartışıyorlardı.Durumu fırsat bilip eve gitmek istedi Donghyuck.Biraz uzanmak ve film izlemek istiyordu.Çocuklara gideceğini söylediğinde önce kalmasını istediler ama ısrar edince;Hyuck'un eve gitmesine izin verdiler.

Yolda yürürken Renjun'un geçen Mark hakkında dediklerini düşündü,ona da Yangyang söylemişti.
Acaba gerçekten Mark'ın karşısına geçmişi çıkarmak ona hafızasını getirebilir miydi?Ve o resim...
Hyuck o resmi çok iyi hatırlıyordu.Büyüğü ondan sweatshirtü istemişti ve Hyuck bir hışımla üstündekini çıkarıp ona vermişti tabii Mark'ta üstündekini ona vermişti.Ve bu anı ölümsüzleştirmek istemişlerdi.Hem de hep gittikleri,birlikte hayal kurdukları parkta.Bu yüzdendir belki de Mark'ın hep oraya gidişi.

Hyuck eve geldiğinde bir hışımla odasına gitmiş ve üstünü çıkarıp yatağa atlamıştı.Günün çabucak bitmesini istedi.Kendini fiziksel ve ruhsal olarak dinlendirmek istedi çünkü biliyordu ki akşam Renjun hepsinin saatlerce başının etini yiyecekti.
Tam mayışmış bir şekilde uykuya dalıcaktı ki telefonuna gelen mesajla bir anda gözleri açıldı.
Bu mesaj zil sesi Mark'a aitti.
İlk anda değiştirmişti sesini ne olur ne olmaz diye.
Hemen yataktan fırlayıp telefonunu eline aldı.

••••••••••••••

canadianswaggie:
selam donghyuck!
umarım müsaitsindir

hyuckiesun:
selam mark hyung
müsaitim tabii ki
bir şey mi oldu acaba?

canadianswaggie:
hayır yani evet
bir şey sormak istiyordum aslında sana

hyuckiesun:
tabii bekliyorum
sorabilirsin

canadianswaggie:
ay ama çok kabayım
nasıl olduğunu bile sormadım
nasılsın iyi misin

hyuckiesun:
çok kötüyüm sensiz|
çok kötü|
iyiyim hyung teşekkürler ya sen

canadianswaggie:
ben hiç iyi değilim donghyuck
yangyang bugün randevuya gittiği için tek kaldım
ve onun dışında da tanıdığım kimse yok
yani o renjun ve sen dışında
bu yüzden sana yazmak istedim çünkü çok sıkıldım

hyuckiesun:
şaka mısın sen aq|
şaka mı|
çok üzüldüm hyung
nasıl geçebilir bu sıkıntın

canadianswaggie:
yani şu an tek olduğum için sıkılıyorum
ama dışarıda çıkmak istemiyorum
başım ağrıyor da biraz

hyuckiesun:
papatya çayı iç hyung
iyi gelecektir sana

canadianswaggie:
sağ ol donghyuck ama
ben nefret ederim papatya çayından

hyuckiesun:
çok seversin|
çok se|
bir dene ama hyung
iyi gelecektir garanti veriyorum

canadianswaggie:
deneyeceğim sağ ol!!

hyuckiesun:
hyung yanlış anlama ama
benden nefret ettiğini sanıyordum?
ya da tiksindiğini

canadianswaggie:
ne alaka ahahahaha
yani donghyuck sen de yanlış anlama ama
dediğim gibi yangyang dışında bir siz varsınız
çaresizlikten ne yapacağımı bilemedim

hyuckiesun:
sorun değil hyung
sana bir oyun önereceğim
onu indir ve kaydol
bana kullanıcı adını gönder sonra
oradan online oyun oynayabiliriz
teke tek veya grup olarak oynarız

canadianswaggie:
ama ben oyunlarda genellikle kötüyümdür

hyuckiesun:
hayır en iyisisindir|
hayır en|
ben sana öğretirim hyung
oynayarak alışırsın sorun değil

canadianswaggie:
çok teşekkürler donghyuck
hem böylece tanışmış oluruz ahahhah

hyuckiesun:
niye gerginsin|
niye ger|
aynen öyle hyung
beklemede kal

canadianswaggie:
beklemedeyim donghyuck
ben hep bekleyecek miyim|
ben hep be|

—————————
çocuğu kullanma mark😡😡😡😡
yazık hyuckum'a😔😿