9'

104 12 7
                                    

Ödevler biraz fazla

Bende mal biriyim en son güne bırakıyom hep o yüzden bi tık geç geldi bölüm aşkolar helal edin.

( gelecekten not ben senin kafanı sikim ne bi tıkı ya napıyosun sen aptal)

(gelecekten 2. not gittim bilgisayardan yazmaya başladım eklenti falan ekledim tdk ya bakıp duruyorum umarım yazım ve imla kurallarımda yanlışım olmamıştır kitap bitince baştan bi komple düzenlicem zaten)

Bu şarkı hoşuma kaçtı isterseniz dinleyin yani güzel şarkı bölümün yarısını bu şarkıyla yazdım

Oy ve yorum atan eller dert görmesin ne olur oy atın plspls

Namjoon

Seokjin'in evine gelmiş, demir parmaklıklı bahçe kapısının önünde soluklanıyor ve heyecanımı dindirmeye çalışıyordum. Anlık cesaretimi toplayıp bahçe kapısından içeri girdim ve evin önündeki 3 basamaklı merdivenden çıktım. Kapıya yaklaştığımda, kapının önünde bir çift ayakkabı gördüm. Jin'in ayakkabılarını hep içeri aldığını biliyordum, ve bu ayakkabılar hiç kendininkilere benzemiyordu.

Kanım kaynamaya başladı sanki. İlk önce eve birini davet etmiş olabileceğini düşündüm, sonra bu düşünce saçma geldi neden beni davet etmişken başkasını çağırmış olabilir ki? 'Ya bir sevgili yaptıysa? Ya boşa kürek çekiyorsam!?' diye düşünerek beyaz ahşap kapıya abandım. Amacım kırmaktı, ama onun yerine kolumu kırmam daha muhtemeldi... Ben kapıya abanırken bir anda kapı açıldı.

"AYOL NOLUYO BE?" Baktım kapı açıldı hemen eve daldım önce ilk katı kontrol ettim. Aslında ilk katta pek bir şey yoktu sadece oturma odası ve mutfak vardı. İlk katın boş olduğunu fark ettim. Kapının hemen önündeki merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak üst katı kontrol etmeye başladım. "YA NAMJOON NE YAPıyorsun...".

Kapılardan birini açmamla birlikte hem ben hem de arkamdan koşan Seokjin'in durması bir olmuştu. "Ben şey... ıhhmm banyoyu arıyordum da.. uhh güzel odaymış. Yani, duvarlar ayna.. falan... Tavan da ayna..! Yer de ayna..?hoş olmuş..?" Birinin onun evinde olduğunu düşündüğümü ona söylemedim ve büyük ihtimalle o ayakkabılar da onundu zaten. Seokjin yavaşça önüme geçip odanın kapısını kapattı ve tek dediği şey "Sorgulama..." olmuştu. Ardından "E iyi de sen evime 100 kere gelmişsindir banyonun nerede olduğunu biliyorsundur?" Diye de eklemişti. Aynı şekilde "Sorgulama..." diyerek cevaplamıştım. İki salak merdivenlerden geri aşağı inmiş, mutfağa girmiştik. Seokjin dolaplardan yiyeceğimiz şeyleri çıkarırken ben de mermer tezgahın üzerine oturmuş o bir taraftan öbür tarafa koştururken saçının savruluşunu, nefes alırken göğsünün kalkıp inişini, etrafındaki eşyalar ararken gözlerinin bir o tarafa bir bu tarafa kayışını izliyordum. Ta ki bir anda bana bakıp şu soruyu sorasıya kadar.

"CİPS Mİ PATLAMIŞ MISIR MI?"

"Cips"

"EMİN MİSİN?"

"Evet"

"... tamam patlamış mısır hazırlıyorum!"

Tartışmaya girme gereği duymamıştım çünkü onun ne kadar çok patlamış mısır sevdiğini biliyordum. Yüzündeki o tatlı gülümsemeyi bozmak istememiş onun verdiği karara uymuştum.

"Peki bayım bu filmi nerede izleyeceğiz?" diye dalga geçer gibi sormuştum. "Enayi gibi salonda izleyeceğimizi düşünüyorsan yanılıyorsun, tabii ki de yatakta izleyeceğiz daha rahat... hem annem salonu batırdığımı öğrenirse evden atar..." Hafifçe gülmüş ve benin önden gitmemle beraber merdivenleri çıkmıştık.

Gönül isterdi ki yiyecekleri ben taşıyayım ona zahmet olmasın ama Seokjin'in buna izin vereceğinden pek emin değildim. Odasına geldiğimizde, yatağın başına yan yana oturmuş sırtımızı başlığa yaslayıp ayaklarımızı uzatmıştık. Benim dizimde Laptop, Seokjin'in dizinde ise patlamış mısır vardı. Bana doğru eğilerek önümdeki laptoptan kaldığı bölümü açmış, o bana yaklaştıkça saçlarındaki şampuan kokusu ciğerlerimi doldurmuş beni mest etmişti. Ardından. yerine geri dönmüş, tane tane patlamış mısırları ağzına atmaya başladı. En sevdiğim bölümde olmamıza rağmen ara ara yanımdaki gözlere kaçamak bakışlar atıyor diziyi izlemek yerine yüzündeki mimiklerin değişimini seyrediyordum. Bir süre sonra yanımdaki bedenin bu hareketlerimi fark etmesinden korkup diziye odaklandım.

Yaklaşık olarak birlikte 2. Bölümümüzü seyrediyor Seokjin'in ara ara gözlerinin kapandığına şahit oluyordum. Sanki ben sesten rahatsız olmuş gibi davranarak sesi kısmış, sadece benim yediğimi idda ederek ise patlamış mısırı onun kucağından alarak öbür tarafıma koymuştum. Bölümün sonlarına yaklaşırken omzuma bi ağırlık çökmüş, kafamı çevirmem ile Seokjin'in omzuma yaslanarak uyuya kaldığını fark etmiştim. Yavaşça laptopu kapatmış ve yere koymuştum. Uyuduğu için etrafın ona soğuk gelmesi sebebiyle yanımdaki titreyen bedenin onu rahatsız etmeyecek ve uyandırmayacak şekilde yorganın altına  girmesini sağlamıştım. Hafifçe kıprandığı için geri çekilmeden önce uyuduğundan emin olmak adına beş dakika kadar beklemiş bu beş dakika içinde yüzünü incelemeye başlamıştım.

Saçlarının telleri parıl parıl parlıyor ve yumuşacık duruyordu. Gözlerimi kirpiklerine indirdim. Teker teker saymaya başlayacağımdan emindim ona her bakışımda içim yanıyor, aklım çalışmaz hale geliyordu. Uyandıracağımı düşünerekten yavaşça olduğum yerden doğruldum. Doğrulmam ile tişörtümün eteklerinin çekiştirildiğini fark etmiş üstüme bakarken bir elin tişörtümü sıkıca kavradığını görmüştüm. Kalbimin sanki bir kuşun kafesten çıkmaya çalıştığı gibi bedenimden çıkmaya çalıştığını hissediyordum. Bunun üzerine geri yatmış Seokjin'in yüzüne bakıp uyuyup bilinçsiz bir şekilde mi yaptığını yoksa kasıtlı mı olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir anda Seokjin'in gözleri yavaşça açılmış benim gözlerimle buluşmuş ve beni anlık bir paniğin içine sokmuştu.

Dudaklarından hafif bi kıkırtı firar etmiş kollarını belime dolayarak ısınmaya çalışırcasına boynuma sırnaşmıştı. Onun bu hareketlerine anlam verememiş kalbimin sesini duyacak endişesiyle kendimden itmeye çalışmıştım.

"Seokj-" "Çok fazla düşünüyorsun. Yat artık." Yapmak isteyeceğim hiçbir şeyin bu saatten sonra fayda etmeyeceğini fark etmiş, kollarımı vücudumu saran bedene dolayıp sıkıca kendime çekmiş ve Seokjin'den birkaç kıkırtı daha duymuştum. Bu olanlar kafamın allak bullak olmasına sebebiyet vermişti. En sonunda pes edip kafamı ağzım hizasına gelen saçların üzerine usulca koymuş, kendimi uykuya teslim etmiştim. Bu

Zaten çok beklettim bide kontrol edip sizi daha fazla bekletmeyeyim 
Ne oldu bilmiyorum fic atmaya alışkın değilim de pek comeback falan da vardı okul o bu derken arada kaynadı özür dilerim yb yi geç attığım için
NEYSE AŞKOLAR STREAM DYNAMİTE TÜM GÜN STREAMLEDİM ÖLÜYPEUM

water_melody88 asko bolumde yardim ettigin icin teskur ederim 😘✊

Eternity ⚜️ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin