Hayatımda daha önce hiç ciddi bir karar almadım. Şimdi sizi bu sözlerle boğmayacağım. Evet, biliyorum çok sıkıcı oluyor. Neyse.
Akşam ki olaydan sonra odama çıktım. Gece kırılma sesleri geldi Deniz'in odasından.
Gitmedim, onu aklımdan uzaklaştırmam gerekiyordu. O beni sevmez ki. Ben çok çirkinim bir kere. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Dağılmış saçlar, soluk mavi gözler.
Saat sabah 6'da kalktım. Şuan saat 09:00. Bari kendime çeki düzen vereyim. Bilgisayarımdan 'Blood Water' şarkısını açtım. Bayılıyorum bu şarkıya.
İlk önce saçımı açıp taradım. Sonra eyeliner sürmeye çalıştım. Bakın, sadece çalıştım. Neyse eşit oldu gibi ya. Sonra lip glooserımı sürdüm. Abartıya gerek yok.
Üstüme gri bol sweatshirt altımada siyah push-up şort giydim. Sweatshirt elbise gibi duruyor aslında. Amaan neyse ya.
Kimse uyanmamıştır diye düşünüp aşağı inerken Deniz ve Ege'yi gördüm. Deniz'in elleri sarılıydı. Merakıma yenilerek sordum. "Ellerine noldu?" umursamaz olmaya çalıştım. Ve oldu galiba.
"Yok birşey." dedi. Hıı yok elindeki koca sargıları görmüyorum ben. "Nasıl yok birşey ya. Kör müyüm ben?" dedim. "Sana yok birşey dedim." dedi hafif sinirlenir bir şekilde.
Göz devirip aşağı indim. Bunlar niye hazırlanmış lan. "Hayırdır nereye?" diye sordum. Irmak, "Okula?!" dedi. Bugün okul mu vaar? Neyse hazırım zaten. "Tamam ya ooof! Dur çantamla anahtarımı falan alayım." dedim. Ne okulu ya? Ben bugün pazar zannediyordum.
Odamdan çantamı alıp çıktım. Telefon, defter, kitap, araba anahtarı falan var işte. 17 yaşındayım ama Berk'in babası (amcam) sayesinde ehliyetim var. Tabi yani zengin gücü.
Ayakkabılarımı giydikten sonra hep birlikte çıktık. Otoparka ilerlerken Nehir, "Herkes kendi arabasıyla mı yoksa hep birlikte mi gidicez?" dedi. Berk "Valla ben Irmak'ı alırım." dedi. Ohaaa! Aşık mı olmuş lan bu. Bi el atayım sonra şunlara.
"Ben tek giderim." dedim. Ege, "Bende o zaman Nehir'le gideyim." dedi. Deniz "Bende tek gidiyorum." dedi ve arabasına doğru yürüdü. Gıcık! Sanki o da beni alsa nolucak?! Neyse. Arabama ilerlerken bir el omzumdan tuttu ve beni çekti. Kim olduğuna baktım. Ohaaaaaaa! Ayyy Denizzz. "Ne var?" dedim.
"Yürü." dedi. "Pardon da nereye?" dedim. Amaaan götürsün zaten çok yakışıklıı. "Yürü Hayat." dedi çenesini sıkarken. "Ya hayır!" dedim naz yaparak. Hahhahahha. Sürünsün.
Birden havalandığımda ne olduğunu anlamak iki saniyemi aldı. Lan Deniz beni taşıyor. "Heeeyyyy, öküzzz indir beniiii!!" diye bağırdım. Bir yandan da sırtına vuruyordum. "Sırtımın acıdığını düşünmüyorsun değil mi?" dedi dalga geçer tonda. Acımıyor mu yani?
Bir andan beni arabanın içine fırlattı. FIRLATTI! FIR-LAT-TI! "Dana!" dedim. İnşallah duymamıştır. "Duydum ve o dana sensin." dedi. Oooffff. Rezil oldum.
Mal arabayı öyle bir hızla sürüyor ki. Altıma işicem galiba. Öğk midem bulandı. Arabayı parkettiğinde okulun önünde olduğumuzu gördüm.
İnmeden önce gözlüğümü taktım. "Hava mı atıcaksın? Güzelim ben burdayım gel benimle hava at." dedi Deniz. Salak yaaa. Şapşal. "Yoo, ben şu çocukla hava atıcam." dedim ve çocuğa baktım. Deniz direkt o tarafa baktı, yavaşça bana döndü ve "Sikerim belasını!"diye kükredi. Ananııss.." Sanane ki yani sen benim abim bile değilsinn. " dedim.
Bana öyle bi sinirli baktı ki susmak zorunda kaldım. Ehehhe.
Düş önüme der gibi kafa işareti yaptı. Başımı eğerek yanına geçtim. O çocuk bana göz kırptı. Ayol çok mu güzelimm? Bende ona güdüm. Deniz'in bana baktığını farkettiğimde ona baktım. Sonra çocuğa baktı. Çocuk ona 'gel kapışalım gardaş' der gibi bakıyor lan. Kro.
Deniz elini belime koydu ve beni kenara götürdü. Ellerini çıtlatırken "İzle beni güzellik, sanada sıra gelicek." dedi kulağıma. "Yapma." dedim. Dinlemeden gitti ya. Ayy o çocukta yakışıklı ama. Yüzü yamulucak.
Deniz"Gel kardeşim gel. "dedi ve yerinde öylece durdu. Çocuk çakısını çıkarınca Deniz hiç tepki vermedi. Bende vermedim çünkü Deniz bu çocuğu altüst eder. Çocuk Deniz'in yüzüne bi hamle yaparken Deniz kurtuldu ve çocuğun ayağına bi hamle yaparak yere düşürdü. Bi hamlede yere düştü? Oha.
Deniz yanıma geldiğinde kolumu tuttuğu gibi arabaya doğru götürdü...
Vote pls✌⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah'ın İçindeki Beyaz
Teen Fiction"Anlamıyor musun Hayat? Sen benim denizimin içinde kaybolursun!" O kadar çaresizdim ki. Ben Hayat, o Deniz. Adı üstünde onun denizinde kaybolurum. Yüzüne bakarak kararlı bir şekilde şunları söyledim; "Ben Hayat, senin denizinin içinde kaybolmaya haz...